T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 5 OCAK 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Yasin DOĞAN

Dülger kriterleri

AK Parti Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyon Başkanı Mehmet Dülger'in dün Sabah'ın manşetine yansıyan görüşleri siyaset bilimi derslerinde okutulabilecek bir örneklik oluşturuyor. Ayrıca demokrasi, temel hak ve özgürlükler algısı açısından da değerlendirilmeye muhtaç. Tabii ki değil bir milletvekili herkes görüşlerini açıklayabilir, bu da demokrasinin bir gereğidir. Ama açıklanan görüşlerin demokratik olgunluğa uygunluğu da ayrıca eleştiri konusu yapılabilir.

1. Dülger diyor ki: "Emine Hanım da türbanlı olarak Çankaya'ya çıkmakta ısrar ederse, bu Türkiye'yi sarsar". Oysa kırk yıl birlikte siyaset yaptığı Demirel bile "türbanlı Cumhurbaşkanı eşi niçin olmasın" demişti. Kamuoyu araştırmalarında % 80'lerin özgürlük konusu olarak gördüğü ve "sorun" olarak algılamadığı başörtüsünün Türkiye'yi sarsacağı meselesi Dülger'in zihnindeki önyargıların bir parçası olarak görünüyor. Cumhurbaşkanlığı meselesi Tayyip Erdoğan'ın vereceği siyasal bir karardır, bu sürece siyasi bir aktörmüş gibi Emine Hanım'ın da dahil edilmesi, "başörtüsünü siyasallaştırma" iddiasındakilerin yaptığı türden bu konuyu da bir tür "siyasallaştırma operasyonu"dur.

2. "Eğer Emine Hanım istiyorsa Çankaya'ya çıkarken başını açar. İstemiyorsa yapmaz. Bu Emine Hanım'ın en tabii hakkıdır" sözleri bir hak bağışlıyor gibi görünse de kişisel bir hakka ciddi bir müdahale yapmaktadır. Cumhurbaşkanlığı için "baş açma"yı şart koşan bu yaklaşımın temel haklar açısından kabul edilemez bir dayatma içinde olduğu açıktır. AB sürecinde demokratik uyum yasalarıyla ilgili çalışmaların bir parçası olan Dışişleri Komisyon Başkanı'nın böyle bir "hak dayatması"na gitmesi üzüntü vericidir.

3. Dülger diyor ki: "Ben nasıl AK Parti'ye gelirken DYP ceketimi asıp öyle geldiysem, Tayyip Bey de Milli Görüş gömleğini asıp gelmelidir". Milli Görüşle yıllarca mücadele ettiğini söyleyen Dülger'in böyle bir takıntı içine girmesi normal karşılanabilir. Ancak Milli Görüş'le ve Siyasal İslamcılık'la ilgisi olmadığını söyleyerek, kendisini Muhafazakar Demokrat bir parti olarak merkezde konumlandıran ve yeni bir siyasal çizgi üretmeye çalışan Ak Parti'nin yeniden Milli Görüş'le ilişkilendirilmeye çalışılması, ancak parti dışından siyasal meşruiyet tartışması açmak isteyen siyaset mühendislerinin bir çabası olabilir. Parti içinden böyle bir şüphe uyandırmaya çalışılması acaba bu mühendisler yeni bağlantılar mı buldu sorusunu akla getiriyor.

Erdoğan bu partiye yeni gelmiyor. Birçok beyanında "Birileri zorla bize Milli Görüş gömleğini giydirmeye çalışıyor" diyen Erdoğan'ın böyle bir ikilimdeymiş gibi gösterilmesi ayrıca dikkat çekicidir.

4. Parti içi hizipçilik görüntüsü verecek kadar DYP'den geldiğini vurgulayan Dülger'in "Partideki hiçbir grubun bir diğerine tahakküm kurmaya hakkı yok" demesi 'Milli Görüş'ten gelenler şaha kalktı, önüne geleni buduyor' gibi anlaşılıyor.

Peki objektif olarak değerlendirmek gerekirse, AK Parti üç yıllık iktidarında hangi Milli Görüşçü politikaları uyguladı. Milli Görüşçülüğün AB karşıtlığını mı, devletçi ekonomisini mi, yabancı sermaye düşmanlığını mı? Ya da komisyon başkanları dağılımına bakılırsa kaç tane Milli Görüşçü var acaba? Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan mı, Milli Savunma Komisyonu Başkanı Cengiz Kaptanoğlu mu, Çevre Komisyonu Başkanı Münir Erkal mı, Sağlık Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl mü?

5. Dülger, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olmaması gerektiğini ima ederken, siyasi nezaketsizliğin ötesinde ciddi bir ayrımcılık yapıyor. Habertürk'te söylediği "Cumhurbaşkanı Milli Görüş geleneğinden gelen biri olmaz" sözü Cumhurbaşkanlığı'na yeni bir kriter getiriyor. Peki Milli Görüş geleneğinden gelen biri Başbakan olabilir, Genel Başkan olabilir de niçin Cumhurbaşkanı olamaz? Milli Görüş'ten gelmek (değil oradan gelmek, öyle de olunabilir) bir "siyasal yasak" türü müdür?

Dülger aslında Erdoğan'ın Milli Görüş'ten gelmesinin ötesinde bugün de Milli Görüşçü bir anlayışta olduğunu iddia ediyor. Eğer Dülger, Erdoğan'ın Milli Görüş'le ilişkisini görmek istiyorsa Milli Gazete'nin yayınlarını takip etmesi yeterlidir.

Dülger'in "Belki de Sayın Başbakan 'Biz aday olmak istemiyoruz. Kanaatlerimiz burada görev yapmamıza engel, kanaatlerimiz bundan daha önemli' diyebilir" sözleri Erdoğan'ın kanaatlerinin "problemli" olduğunu ima ediyor. Erdoğan'ın mevcut mantalitesiyle Cumhurbaşkanı olamayacağını söyleyen bir muhalefet milletvekili olsa bir yere kadar, ama aynı partiden bir milletvekilinin bu anlayışı "mahzurlu" göstermesi siyaseten ciddi bir çarpıklıktır.

Anlaşılan Dülger için Erdoğan'ın Milli Görüş anlayışından kopması bir anlam taşımıyor, Erdoğan her türlü milli, manevi değerini, inancını ve kanaatlerini de sıfırlayarak siyaset yapmalı.

Anlaşılan Dülger Ak Parti'nin muhafazakar değerlerini 3-4 yıldır özümseyememiş, ama DYP'den getirdiği ve DYP'nin baraj altında kalmasına sebep olan anlayışlarını özenle korumuş.

Yine anlaşılan Dülger gidici. Buna da saygı duymak gerekir. Ama düne kadar "bu kanaatlerin" altında görev yapan ve "bu kanaatlerin" icraatlarını onaylayan birinin birden bire siyasi genlerini hatırlayarak öcü görmüş gibi davranması kendi siyasi geleceği açısından bir "sabıka" oluşturacaktır.

Türk siyaseti eğer kalite kazanacaksa, parti değiştirmeye karar verenlerin belden aşağı vurmak yerine daha makul ve rasyonel gerekçeler ileri sürmeleri şarttır.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi