Osman Sönmez
Son üç yıldır Rusya'da ciddi değişiklikler görmek mümkün. Sovyetler'in zamansız dağılımıyla birlikte buhran yaşayan Rus toplumu, Putin'in gelişiyle yeniden kendini tanımlama dönemine girdi. Uluslararası konjonktürde yerini almaya çalışan Ruslar, kendi iç dinamiklerinede özen gösterme eğilimine girdiler.

Sovyet sisteminin yıkılışına kadar, özellikle eğitim ve kültür alanında ciddi aşamalar katettiklerini görüyoruz. Ancak 1990 yıldan başlayan düzensizlik halen devam etmesine rağmen, Türkiye ile kıyaslanmayacak derecede öndeler.

Rusya için kalkınma ve yeniden dirilme yıllarının geldiğini her seferinde ifade eden genç ve dinamik lider Putin, Rusya'yı yeniden yapılandırmak için ekibiyle kolları sıvadı. Son olarak Sovyet Araştırma Enstitüsü adı altında akademik bir çalışma başlattı. Bunun finansmanını da Almanya'dan karşıladı. Hatta Sovyetler Birliği'nin geçmişini incelemek için Alman bilimadamlarını da bu projeye dahil etti.

Putin'in bu projede elde etmek istediği sonuç ise, sosyal devlet olma kavramını ortaya çıkarmak ve bunu topluma maletmek. Çünkü, Sovyet yönetim sisteminin ana temelinde "mutlu bir halk" anlayışı yatmakta. Putin de işte bu anlayışı kendi halkına ulaştırma çabasında.

Finansmanını Almanlar'ın yaptığı Sovyet Araştırma Enstitüsü'nün temel amacına gelecek olursak, Büyük Rusya'nın yeniden tesisinin başlangıcı olarak kabul etmek mümkün. Putin devlet başkanı seçildiğinin ilk gününde halkına seslenirken "Büyük Rusya'yı vaadediyorum" sözleriyle geleceğe ışık yakmıştı. İşte Putin Büyük Rusya'nın temelini Sovyet Araştırma Enstitüsü'yle atmaya çalışıyor.

Bu enstitü, 70 yıllık Sovyet sistemini tamamıyla ele alacak. İnanç ekseninin üzerinde durmadan, sosyal ve ekonomik dinamikleri inceleyecek. Sosyal ve ekonomik açıdan toplumu mutlu eden bütün uygulamaları tekrar gözden geçirecek ve aşamalı olarak devlet bazında uygulanabilecek niteliklere getirecek.

Yaklaşık yüzelli bilimadamının çalışacağı enstitünün temel taşını arsivler oluşturacak. Sovyet dönemine ait bütün belge ve bilgiler enstitünün emrine verilecek. Ve bu enstitü geniş yetkilere sahip olacak.

Sovyet Araştırma Enstitüsü'nde projelerin tamamlanması süresi ikişer yıl olarak tayin ediliyor. Ele alınacak her proje 2 yıl içinde tamamlanacak ve uygulanması için modernize edilecek. Kuruluş aşamasını tamamlayan enstitünün elindeki ilk proje "eğitim."

Sovyet eğitim sistemi ele alınarak, günümüze uyarlanacak. Çünkü Sovyet eğitim sistemindeki, "Piyanör" , "Kamsamol" gibi aşamaların sağlıklı yönetici ve siyaset adamının yetiştirilmesi için önemli bir temel taştı. Bunların yanısıra modern eğitim sistemlerideki uygulanabilirlikler de ele alınınacak ve 2006 yılının başlangıcında da seferberlik başlattılacak.

Sosyal açıdan ise Sovyetler'in "Komi" sisteminin günümüze modernize edilmesi benimseniyor. Adaletli bir dağılımın oluşması için Komi yani toplumsal hareketlere ihtiyacın olduğu ve bu yönüyle işsizliğin önüne geçilebileceği öngörülüyor. Bu projeye ise Almanlar tam destek veriyor.

Kısacası, Almanlar'ın da desteklediği Sovyet Araştırma Enstitüsü, doğruları alıp, yanlışları da tamir ederek, geleceğin Rusya'sının temelini atacak. Ruslar'ın kendisini araştırmasını anlamak mümkün, ancak Almanlar'ın bu projede çıkarı ne olacak merak konusu...

Sovyetler'i kurduran Almanlar'ın bu kez ne ne peşinde olduğunu önümüzdeki günlerde araştırıp, okuyucularımıza aktarmaya çalışacağım.