Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Yaşasın okulumuz!Daha dün annemizin
Bu okul şarkısı, çocuklarımıza okullarımızda hâlâ öğretiliyor mu bilmem. Yoksa öğretmenlerinden önce ağabeylerinden, ablalarından, annelerinden, babalarından mı öğrenir çocuklar bu şarkıyı? Büyükler, okula yeni başlayan küçüklere bakarken kendi çocukluklarına, kendi okul heyecanlarına ilişkin anıların tadını da duyumsayarak, çocuklaşmayı özleyerek bu şarkıya da mı açılırlar? Bu şarkı, sözlerinin taşıdığından daha çok, üstelik daha farklı anlamlar mı taşımaktadır? Yoksa, şarkının öğrenildiği yer ve süreç, bu sürecin anlamı, çağrışımları, özellikle de şarkının ezgisi, sözlerini ve bu sözlerin anlamını bastırmakta, hattâ unutturmakta mıdır? Şarkının sözlerine bakılırsa, okullu olmak, "Sevinçliyiz hepimiz, yaşasın okulumuz!" ünlemini haklı kılacak bir özellik taşımıyor. Bir çocuğun, annesinin kollarında yaşıyor olmaktan kurtulup okula gidecek çağa gelmesi; büyümesini, hayat yolunda önemli bir adım atmasını, yeni ilişkilere ve sorumluluklara hazırlanmasını ifade ettiği için sevinilecek bir durum olabilir elbette. Ama "çiçekli bahçelerinin yollarında koşan" çocukların, okullu olmak uğruna "sınıfları doldurmak", "sınıflara doldurulmak" durumunda kalışları, gerçek bir sevinç kaynağı olmasa gerek. Kuşkusuz, gerçek bir sevincin yerini yapay sevinçlerle doldurmak, okullu olmanın sağlayabileceği olası kazançları, çiçeklerin güzelliğinden üstün tutmak, böylece avunuşlar aramak mümkündür. Ülkemizde yaşanmakta olan okullu olma sevinçleri, belki de böyle bir avunuşu yansıtmaktadır yalnızca. Belki de tümüyle modası geçmiş bir şarkıdır bu. Yazıldığı yıllarda az çok gerçekliği olan "çiçekli bahçeler" neredeyse tümüyle betona boğulmuştur günümüzde. Fakat, yazıldığı günün koşulları açısından bakıldığında da, şarkıda önemli bir gerçeğin îmâ edildiğini söyleyebiliriz: Okullu olmak, çiçekli bahçelerin yollarında koşmaktan kopmak; çoğu çirkin, beton, taş, soğuk duvarlı sınıfları doldurmaktır. Ve körpecik beyinlerin bir yığın buz gibi "bilgi" (!) ile doldurulmasıdır. (Buz erir ama çamura neden olur!) Öğretim programlarının tüm saçmalığına, sağırlığına; okullarımızın yeşilden ve doğadan uzak tutulan yapılarına karşın, yürekleri kendi maddi sıkıntılarını unutacak denli sevgiyle dolu öğretmenlerimizin varlığı, belki yüreklerimize az çok su serpebilir. Ve o kadarcık su, ne yüreklerimizin ateşini, ne de eğitim dünyamızdaki gizli açık yangınları söndürmeye yeter.
ikardes@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|