YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Bir Amerikancılıktan bir Amerikancılığa

Bundan tam yirmi sene önce, 12 Eylül 1980'de ne oldu? Bu soruya cevap yetiştirmek kastıyla mangallarda kül bırakılmayacağını siz de biliyorsunuz. O günden bu güne ne kadar çiğnenmiş sakız varsa bir kez daha çiğnenecek, yirmi senedir çiğnene duran sakızlar ağızdan ağza yer değiştirecek ve bu yapılanların tabiî neticesi olarak da bir çok siyasi fosil yâd edilecek. Ben yukarıda saydıklarımın hiçbirini yapmayacağım. 12 Eylül 1980'de ne olduğunun bana da sorulduğunu farz ederek yani kendi kendime gelin-güvey olarak aşağıya pek öyle kolayca burun kıvrılamayacak kelimeler sıralayacağım.

12 Eylül 1980 günü Amerikancılığın Türkiye'de rakipsiz üstünlüğü elinde tuttuğu tereddüde mahal bırakmayacak surette ilân edildi. Bir yolunu bulup siyasi varlık göstermek isteyenlerin Amerikancılık dışındaki destek arayışlarının nafile olduğu gösterildi. Sovyetçilikten, Almancılıktan, Üçüncü Dünyacılıktan medet umanların nasipsizliği yüzlerine vuruldu. 12 Eylül öyle bir yol açtı ki 1980 öncesinde milletvekili seçilme başarısına bile eremeyen bir kimse darbenin koyu gölgeli hıyâbânında bakanlıktan başbakanlığa, oradan da cumhurbaşkanlığa ulaşan güzergâhı yakaladı.

1980 demek SSCB'nin haritadan silinmesine daha on yıl var demektir. Hadisenin Türkiye bakımından önemi 12 Eylül 1980 gününe kadar yönetime adaylık bakımından veya Türk pastasında bıçağın nasıl işleyeceğine dair pro-Sovyet ve kısmen bununla ilintili bir biçimde pro-Cermen politikaların söz sahibi olmaları ve giderek hak iddia etmeleridir. Andropov'un Papa'ya ateş etmek üzere bir Türk'ü seçmesi rast gele bir olay değildir. Sovyetler Birliği yıkılma tehlikesinden paçayı sıyırma başarısına erebilseydi Türkiye Cumhuriyeti kapısında bekleyen Finlandiyalılaşma tehlikesine maruz kalacaktı. 12 Eylül darbesi Türkiye Komünist Partisi'nin Devlete ültimatom verme yetkisine son verdi ve Kürt meselesinin içselleşmesi yolunu açarak bu yolu kısa zamanda genişletti.

İçselleşme Kürt hareketiyle sınırlı değildi. 12 Eylül 1980 sonrasında Türkiye ve ABD adeta bir siyasi birliği temsil ediyormuş gibi davranıldı. Ekonomi, eğitim, kitle iletişim araçları ağırlıklı olmak üzere her konuda Amerikancılık Türklerin ölçütü haline geldi. Yirmi sene süresince devrî olarak Amerikancılar gerek pro-Sovyet ve pro-Cermen politikalarla ünsiyet kuranları havanda döver gibi dövdü. Pro-Nip politikaların akıbeti ise felâketti. Darbe yirmi yıl önce bir 12 Eylülde yapıldı. Burası doğru; ama yirmi yıl içinde, yirmi yıl boyunca Amerikancılığın darbeleri dur durak tanımadı. Havanda dövülenlerin iyice suyu çıktı. Eğer Türkiye'de Amerikancılık havanda su dövmekten başka bir şey denilebiliyorsa bu yüzdendir. Dövülmekten suyu çıkanlardan biri de İslâmcılıktı. Bir akım olarak İslâmcılık o kadar sulandırıldı ki artık onu Amerikancılıktan ve giderek Amerikanlıktan ayırt edemez olduk.


12 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...