Fener haftası

Yerli Malı Haftası, Trafik Haftası, Kütüphanecilik Haftası, Verem Haftası gibi, bu hafta da Fener Haftası oldu.

Bu nevzuhur haftayı Galatasaray ile Beşiktaş icat etti.

Önce Beşiktaş Adana'da berabere kaldı, ardından Galatasaray Samsun'a yenildi. Aslında Siirt-Jetpa da Fener'i yenseydi haftanın adı herhalde Verem Haftası olacaktı.

Şampiyonluğa oynayan dört büyük takımımızın lige hiç de iyi bir başlangıç yapmadıklarını söylemiştik. Trabzon da dahil şu oynanan maçlar bunun şahididir. Önce Galatasaray'dan başlayalım.

Galatasaray'ın en büyük derdi, kendisidir. Kendi başarıları. Hani amiyane laftır: Zirveye çıkmak neyse ama, zirvede kalmak zordur.

Galatasaray son yıllardaki başarıları ile artık işba noktasına ulaştı. Belki de bu yüzden Tugay, Hakan ve Arif'ten oldu. Herhalde bu yüzden Fatih Terim "Eh, içerde bu kadar çalıştık, biraz da dışarıda deneyelim" demiştir.

Galatasaray Samsun maçına Hagi ve Emre'den yoksun çıktı. Okan da yoktu. Bu ne mânaya geliyor. Şu: Galatasaray kupayı düşünmekten kurtulamadı. İçerideki maçları değil, dışarıdaki maçları önemsediğini gösterdi.

Oysa Samsun on kişi oynuyordu. Çünkü Ertuğrul'un var mı, yok mu olduğu belli değildi. Ta ki 55. dakikaya kadar. O zamana kadar Bülent'le boğuştu durdu. O dakikada tecrübesini konuşturdu golü attı. Golü atınca Galatasaray'da şafak attı. Çünkü hoca herhalde galibiyete giden yolu açsınlar diye Hagi ve Emre'yi oyuna sokmuştu. Tabi böylece Galatasaray'da defans tıklamaya başladı. Öyle ki Samsun forvetleri başta İlhan olmak üzere az becerikli olsalardı birkaç gol daha geliyordu. Ama tek gol geldi ve o da yetti.

Galatasaray hakkındaki düşüncemiz değişmemiştir. Bu takım dört yıl içinde oluşturduğu kadrosu ile çıkabileceği en üst noktaya çıkmıştır. Artık grafik eğrisi aşağı doğru kıvrıldı. İnişin önüne geçmek, neredeyse "yeni bir takım" kurmak kadar zor olacak. Umarız kupada yüzü güler.

Çoklarına göre "umutsuz vaka" sayılan Fener ise Denizli'nin şansı ile bu hafta acaip moral buldu.

Dönüm noktası sayılan maç Beşiktaş derbisidir. Taraftar Denizli'nin mevcut kredisini bu maça kadar uzatmıştı. Koca lig maratonunun ilk derbisidir, kazansa da -kaybetse de önemli değil demeyin. Lig denilen sürecin fay hatları, kırılma noktaları var. Beşiktaş derbisi bunlardan biri. Fenerbahçe Siirt önünde hayli canlı, arzulu ve süratli gözüktü. Golü yedikten sonra çözülmemesi, aksine saldırması da buna delildir. Ve bu delil onu Beşiktaş önünde şanslı kılıyor.

Şanslı kılıyor, çünkü Beşiktaş Adana önündeki sarsıntıdan yeni çıktı daha. Çıkıp çıkmadığı da kupa maçında belli olacak.

Beşiktaş'ın işi daha zor.

Kupa maçında Beşiktaş'a da başarılar diliyoruz.

Gönülleri fethetti

Önceki gün Fenerbahçe-Siirt Jet-Paspor maçını numaralı tribünden seyreden Recep Tayyip Erdoğan, Sarı-Lacivertli taraftarların gönlünü fethetti. Şeref tribününe gitmeyerek bilet alıp yaklaşık yarım saat kuyrukta bekleyen Erdoğan'ı Fenerbahçe Kulüp Müdürü Serkan Acar'ın yanına gelerek özel daveti de yolundan çeviremedi. Erdoğan, maça dostlarıyla geldiğini ve seyirci arasından seyretmekte kararlı olduğunu söyledi. Hem gişe sırasında hem de tribünlerde Sarı-Lacivetlilerin büyük ilgisiyle karşılanan Erdoğan'a sevgi seli vardı...