Zorunlu temel eğitimi sekiz yıla çıkaran yasa tasarısının 16 Ağustos 1997 yılında TBMM'de onaylanarak yürürlüğe girmesinin üzerinden 3 öğretim yılı geçti. Büyük bir şaşaa ve parlak vaadlerle uygulamaya konulan kesintisiz eğitim 3 hükümet gördü. Bu üç hükümet döneminde Milli Eğitim Bakanlığı'nı DSP'li Bakanlar üstlendi. Kesintisiz eğitim, dönemin hükümetleri tarafından yüzyılın en büyük eğitim reformu olarak ilan edildi.

Hiç bir ülkede görülmeyen şekilde alınan ek vergi gelirleriyle ilköğretimde çağdaş bir eğitim düzeni kurmayı amaçladığı ileri sürülen "Eğitimde Çağı Yakalama 2000 Projesi" uygulamaya konuldu. Ancak aradan geçen 3 yılın sonunda eğitimde çağı yakalamak mümkün olmadığı gibi belirlenen hedeflerin hiç birisine de ulaşılamadı.

DAĞ FARE DOĞURDU

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 21.yüzyılın ilköğretim okulları 30 kişilik sınıflar, her öğrenciye özel sıra ve dolap, laboratuarlar, bilgisayarlarla donanmış teknoloji odaları, işlikler, müzik derslikleri, çok amaçlı salonlar, spor salonları, öğretmenlere ait özel odalar olarak öngörüldü. Okullarda ayrıca her öğrenci için bir bilgisayarın bulunduğu özel mekanlara da yer verilmesi planlandı. Ancak bu vaadlerin hiçbiri yerine getirilmedi.

Eğitime katkı paylarından ve özel bağışlardan elde edilen milyarlarca dolara rağmen Milli Eğitim Bakanlığı'nın son 26 ay içinde yaptırdığı tam donanımlı okul sayısının 341 olması ise dikkat çekti. Çağın en büyük reformu olarak lanse edilen projelerin bugün geldiği noktayı şu cümle özetliyor: Dağ fare doğurdu.

SINIFLAR YİNE TIKABASA

2000 yılına kadar derslik başına düşen öğrenci sayısının aşamalı olarak 30'a çekilebilmesi için yaklaşık 147 bin 326 yeni dersliğe gereksinim olduğu belirlendi. Son üç yıl içerisinde yapımı tamamlanan ilköğretim derslik sayısı ise 60 bin 468'de kaldı. 1999-2000 öğretim yılında kentlerde sınıf mevcutları 30'a düşürülemediği gibi, bazı illerde derslik başına 80 öğrenci düşüyor.

ÇETELEŞME EĞİLİMİ ARTTI

İstanbul gibi büyük kentlerdeki devlet liselerinde çeteleşme eğilimleri arttı. Bu okullarda derslerin bir kısmı boş geçtiği gibi dersliklerde 60-70 çocuğun eğitim yaptığı gözlendi. Üst gelir grubuna dahil ailelerin çocukları özel okullarda 25-30 kişilik dersliklerde eğitim yaparlarken devlet okullarında iki katı fazlasıyla ders yapılması eğitimde gelinen noktayı gösteriyor. Bu nedenlerle devlet okullarına alternatif olarak özel okullar giderek artıyor.

ÖĞRETMEN AÇIĞI BÜYÜDÜ

Derslik başına düşen öğrenci sayısında hedef 30 olduğu için ortaya çıkacak olan öğretmen açığı giderilemedi. Hatta tam tersine 30 öğrenciye göre ayarlanmış norm kadro yönetmeliği uygulaması büyük kentlerde tam tersi sonuçlara yol açtı. Bu uygulamadan önce 60 öğrenciye 2 öğretmen düşerken şimdi 1 öğretmen düşüyor. Meslekten gelmeyen öğretmenlerin maaşları ise veliler tarafından karşılanıyor.

YİBO'LAR 571'e ÇIKARILAMADI

Milli Eğitim Bakanlığı YİBO ve PİO'larda da belirlenen hedeflere ulaşamadı. Ücretsiz yatılı bölge ilköğretim okullarının sayısının 2000 yılına kadar 171'den 571'e çıkarılacağı ve bunlarin 150'sinin İ.M.K.Bí'nin bağışları ile inşa edileceği öngörülmesine rağmen 1999-2000 öğretim yılında 216 YİBO faaliyette bulunuyor.

130 TRİLYON HARCANDI

1999-2000 öğretim yılında 22 bin 282 okulun 619 bin 324 öğrencisi, merkezdeki okullara taşınırken, 17 bin köy okulunun kapısına kilit vuruldu. Taşımalı eğitim için harcanan para ise 130 trilyonu geçti. Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun yayımladığı bir genelge ile taşımalı eğitim uygulamasından kademeli olarak vazgeçildi. Önümüzdeki yıl zorunlu olanlar dışında taşımalı eğitim uygulaması son bulacak.

YABANCI DİL ŞİMDİLİK KALSIN

1997 yılında kamuoyuna açıklanan hedefler arasında her öğrencinin en az bir yabancı dil öğrenmesini sağlamak da vardı. Ancak son 2 yıl içinde bu hedefte de gözle görülür bir gelişme kaydedilemedi. Modern dil öğretimi için gerekli alt yapı ve donanım sağlanamazken, yabancı dil branşlarındaki öğretmen açığı da giderilemedi.

İKİLİ ÖĞRETİME DEVAM

Milli Eğitim Bakanlığı 1997 yılında çağdaş eğitim reformu kapsamında ikili öğretim uygulamasına son verileceği vaad edildi, ancak ciddi bir başarı sağlanamadı. 57 bin 658 ilk ve ortaöğretim okulunun10 bin 384'ünde halen ikili öğretim uygulaması devam ediyor.

MESLEKİ EĞİTİM BİTTİ

İmam-Hatip Liselerini eritmek için yüzbinlerce meslek liseli kurban edildi. YÖK tarafından Üniversiteye girişte getirilen ek-puan ve alan uygulaması 3 bin 119 mesleki ve teknik okulu kapanmanın eşiğine getirdi. MEB haksızlığı önlemek yerine düz liselere nakil yapan öğrencilerin peşine düştü.

ÖĞRETMENLER PERİŞAN EDİLDİ

DSP'li Milli Eğitim Bakanlıkları döneminde binlerce öğretmen sürgün edildi. 35 bine yakın öğretmen MEB ile mahkemelik oldu. 8000 kadar okul yöneticisinin görev yerleri değiştirildi. Yüzlerce yönetici görevden alındı. Öğretmen atamalarına siyasi müdahalelerin gölgesi düştü. Başörtülü öğretmenler hakkında soruşturma açıldı, yüzlercesi açığa alındı, sürgün edildi ya da meslekten men edildi.Bu arada öğretmenler ücret politikası ve norm kadro uygulamasıyla perişan edildiler.