Usta romancı Mustafa Miyasoğlu, aydın ve münevver çevresini konu edindiği üçlemenin üçüncü kitabı "Güzel Ölüm"le yeniden okuyucularının karşısında. Roman ilk kez yirmi yıl önce yayımlanmış ve her çevreden olumlu tepkiler almıştı.

Güzel Ölüm, "bize özgü" bir aşk hikayesini eksen alarak, Cumhuriyet döneminin tek savaşı olan Kıbrıs Harekatı'nın İstanbul'dan, özellikle aydın ve münevver çevresinden görünümünü ortaya koyuyor.

Teze konu olmuştu

Her yaştan ve kuşaktan eski ve yeni İstanbullu ile, İstanbul'da ikamet eden yabancıların dünya görüşlerinin, hayata bakışlarının yansıtıldığı romanda, aşk duygusuyla beraber, "bize özgü" diyebileceğimiz hayatın unsurları bütün boyutlarıyla ele alınıyor. Aşkı ve acıyı yaşarken çağımızdaki konumunu düşünen insanımızın geçmiş ve gelecek, iç ve dış dünya çıkmazları yerli bir duyarlıkla anlatılıyor.

"Kaybolmuş Günler", "Dönemeç" ve "Bir Aşk Serüveni"yle çeşitli edebiyat armağanları kazanan Mustafa Miyasoğlu'nun bu romanı, ilk yayımlandığı yıllarda her çevreden okuyucunun ilgisini çekmiş ve bazı üniversite tezlerine konu olmuştu. Konusu kadar kişilerinin ve üslubunun farklılığıyla da dikkat çeken "Güzel Ölüm", roman dili ve anlatımıyla da özgün ve ilginç bir roman.

Her romanında farklı bir dünyayı, o dünyaya özgü bir dil ve üslupla ortaya koyan Mustafa Miyasoğlu, "Güzel Ölüm"de aşk duygusunu işlerken, Anadolu-İstanbul, eski-yeni karşıtlığını, bu karşıtlıktan türeyen kültür ve yaşama biçimi arasında bocalayan insanımızın dramını sergiliyor.