YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Siyasetin kızıştığı yer

İnsanlar kendi seçip benimsedikleri ideolojilerden birinin savunmasını üstlenmeseler bile kaçınamadıkları olağan etkinliklerindeki seçmeler yüzünden içinde yaşadıkları toplumun ürettiği ideolojilerden birinin hükmünün yürüdüğü tarafta kalırlar. İnsanlar iktidarın yanında veya karşısında açık seçik bir tutum içinde olmasalar bile iktidar marifetiyle tesis edilmiş bir nüfuz bölgesinde yaşarlar. Demek ki günlük ekmeği peşinde ömür tüketen insanlar olarak hiçbirimizin siyaset içinde olmak için özel bir çaba göstermesi gerekmez. Ne günlük ekmeğimizi ele geçirmek için göze aldığımız faaliyetlerin, ne de siyasi vukuatın cereyan ettiği yerler birbirinden ayrılabilir. Biz siyasete bulaşmasak da siyaset bize bulaşır. Bu durum kişilik sahibi herkesi gerek ideolojilerle, gerekse iktidarla ilişkisini hangi mesafeden kuracağı konusunda bir kararla baş başa bırakır. Dolayısıyla kişiliğimiz ister istemez bir siyasi kişilik haline gelir.

Aramızdan bazıları bencil çıkarlarını siyasi vukuatın cereyan tarzıyla bire bir ilişkin kılar. Bazılarımız da iktidar aygıtlarının kullanımıyla kendi hareket tarzını özdeşleştirir. Günlük dilde bu ikisini yapanlara "siyaset yapıyor" deriz. Halbuki yukarıdaki paragraftaki yaklaşım isabetliyse sadece onların değil, bütün kişilik sahibi insanların siyaset yapıyor sayılmaları gerekir. En iyisi siyaset yapmaktan yapmaya fark var deyip işi tatlıya bağlayalım. Giderek aradaki farkın görünür siyaset, görünmez siyaset gibi bir bölünmeye uğradığını kabul edelim. Türkiye'de görünür siyasetin mi, yoksa görünmez siyasetin mi başı çektiği ciddiyetle göz önüne alınmalıdır. Yaşadığımız günlerde en çok ihmal edilen husus budur. Eğer birincisiyse tepe taklak gidiyoruz, gideceğiz. İkincisi hâlâ zihinleri meşgul ediyorsa Türkiye daha geniş ufuklar için umut besleyebilir.

Görünür siyasetin aktörleri iki kısıtlamaya maruz bırakılmışlardır. Birinci kısıtlama o aktörleri sahneye iten unsurlardan gelir. Bu unsurların bir örgütlenme veya bir malî çevre yahut hem örgüt, hem de sermaye kaynaşması dolayısıyla etkinlik sahibi olmaları mümkündür. Görünürdeki siyaset başta büyük sermaye sahipleri olmak üzere muhtelif güç odaklarının kendi temsilcilerini tokuşturmaları suretiyle tebarüz eder. Her şey bundan ibaret değildir. Görünür siyasetin uğradığı kısıtlamanın ikinci kaynağı görünmez siyasettedir. Bu demektir ki görünür siyaset güç odaklarının yarışması sonucu hangi manipülasyonlarla, hangi sıçramalara uğrarsa uğrasın ölçüyü kaçırdığı zaman onun varıp çarpacağı duvar insanların günlük ekmeğini kazandığı sahanın duvarı olacaktır. Günlük ekmek deyip de geçemeyiz. Kazanç yollarının sabit kurallara bağlandığı toplumlar tarihî kimliklerinin gerektirdiği yeri de sağlama almış sayılırlar. Yani günlük ekmeği kazanma düzeninin sarsılmadığı durumlarda "görünür siyaset" aklı başında insanlar için arızî bir meşgaledir. Eğer görünür siyasetin aktörleri görünmez siyasetin arızî organları olamayacak kadar günlük ekmeği kazanma sahasının duvarına yaklaşmışlarsa siyaset kızışır. Kızışmanın ilk belirtisi siyaset araçlarında yapılan değişmedir. Araçlar kendilerine sokak çatışmalarından savaşlara kadar uzanan bir alan bulmakta gecikmez.


17 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...