YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

Oruçlu bir günde ölmeye yatanlar...

Açın halinden en iyi oruçlu olanlar anlar. İçine girdiğimiz Ramazan ayında, gün boyu aç kalmanın bir çok anlamı var; bunlardan biri aç kalarak nefsi terbiye ise, bir diğeri de hali vakti yerinde olanların açların durumunu anlamasıdır. Ramazan'ın bu ilk gününde, benim dikkatim de, ister istemez, 40 günden beri ölmeye yatmış olanların üzerinde...

Örgüt bağları yüzünden cezaevinde yatanlarla onların dışarıdaki yakınlarını ilgilendirdiği için geniş kitlelerin kulak tıkadıkları bir sessiz olay yaşanıyor: Çeşitli cezaevlerinde bulunan 74'ü erkek 25'i kadın 99 tutuklu ve hükümlü ile dışarıdaki on kişi, başlattıkları ölüm orucunun 40. gününe girdiler. Gıda kesilmesinin 60. günden sonra ölümcül bir dönemi getirdiği biyolojik bir gerçek. Eylemciler kararlılıklarını bozmazlar veya eylemi sona erdirecek bir gelişme yaşanmazsa, herkesin bayrama hazırlandığı günlerde rahat ve huzur kaçıracak 'ölüm' haberleriyle karşılacağımız kesin...

Ölüm haberiyle karşılaşacağımız kesin; çünkü Refahyol hükümeti sırasında benzer bir eylem 62. günden sonra ölümlere yol açmıştı, müdahalede gecikildiği için 11 kişi göz göre göre kaybedildi o dönemde. Herkesin huzurunun ölüm haberleriyle kaçacağı da kesin; yine o dönemde, eylemciler ile terör arasında birebir ilişki kurarak oruçtakilere ilgisiz kalan toplum, ölümler başlayınca, rahatsızlığını dışa vuruvermişti. Şimdiden bir şeyler yapılmazsa, yaklaşık üç hafta sonra, kamuoyunu ayağa kaldıracak gelişmeye hazır olmalıyız.

Ölüm orucu eyleminin sebebi 'hücre tipi' de denilen 'f-tipi' cezaevlerine tepki. Şimdi bulundukları koğuş sisteminden koparılıp her tutuklu ve hükümlüye ayrı odaların öngörüldüğü yeni cezaevlerine nakledilmek istemiyorlar. Eylemin sloganı "Hücre işkencedir"; tek kişilik cezaevi hayatına karşı çıktıklarını duyurmak için bu eylem yapılıyor...

Hücre tipi cezaevi modeli bizimki gibi terörün başgösterdiği ülkelerde yaygın bir uygulama. Bizde bu yola girilmesini zorlayan bir başka gerçek daha var: Bir çok cezaevi aslında mahkumlar tarafından yönetiliyor... Örgütlerin cezaevlerini birer okula dönüştürdükleri de bilinen bir başka gerçek... Dünyanın parası harcanarak inşa edilen yeni binalar, adalet bakanlığına göre, sadece cezaevlerine sukûnet getirmekle kalmayacak, mahkumları da daha insanca bir hayata kavuşturacak...

Çelişki de burada zaten: Yeni cezaevlerini gezenler en aşırı sıfatlar kullanarak gördüklerini övdükleri halde, mahkumlar kendileri için daha iyi olacağı iddia edilen bu değişikliğe hayatları pahasına karşı çıkıyorlar... Ya bir iletişimsizlik, ya da ciddi bir yanlış bilgilendirme söz konusu. Sebep ne olursa olsun, sürmekte olan ölüm orucu eylemi, bir süre sonra önlenmesi imkânsız bir ruh travmasıyla toplumu karşı karşıya getirme istidadı taşıyor...

Adalet bakanı Prof. Hikmet Sami Türk'ün siyasilerde az bulunan niteliklere sahip olduğunu biliyoruz; cezaevleri konusundaki hassasiyetini de görüş ve düşüncelerini paylaşmak üzere basınla biraraya geldiği zeminlerde defalarca gösterdi. Cezaevlerinde tutulanların insanca bir hayat yaşamaları konusunda çabaları da gözden kaçmıyor. Ancak, konu, onun iyiniyetinin ötesinde gelişmelere yol açacağa benziyor. 1996'daki açlık grevini göz önünde tutmasında yarar var.

Bizde devlet teröristle pazarlık yapmaz, teröre boyun eğmez, eylemlere kulaklarını tıkar... Tamam da, aynı devletin, eylemler sonunda ölümler başlayınca telâşa kapılmaktan da, pazarlığa oturmaktan da geri durmadığı geçmişte çok yaşandı. Ölünün örgüt âidiyeti kalmıyor; bu sebeple üç hafta sonra olacakları bugünden görebiliyoruz.

Oruç ayı cezaevindekiyle dışarıdakileri birbirine yakınlaştırıyor: Henüz çok geç olmadan konuyla ilgilenilmeli ve ölümcül eylemin toplum vicdanını kanatır bir hal almadan sona ermesi sağlanmalıdır...


28 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...