YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Merak bu ya: Yeşil Emniyet'te ne anlattı?

Ne yalan söyleyeyim, geçen günkü "Yeşil konuşunca..." başlıklı Kulis'e (13 Temmuz) tepkiyi Mehmet Ağar'dan bekliyordum ben; oysa ilk tepki Mehmet Eymür'den geldi... Bu da bir şey elbette...

Konuyu ilgi alanımıza ilk sokan da, vaktiyle 'kontr-terör' dairesi başkanı olarak MİT'in en önemli koltuğunda oturan Eymür'dü; İnternetteki sitesinde (www.atin.org) Yeşil'in MİT'te anlattıklarını aktaran o oldu. Devletin Emniyet ve Jitem gibi kurumlarıyla içli dışlı olduğunu anlatmıştı Yeşil; Susurluk kazası sonrası adları kamuoyuna mâlolmuş memurlar hakkında da dehşetengiz ithamları birbiri ardına sıralamıştı...

Yeşil'in MİT'teki sorgusundan önce olup bitenleri ise burada okudunuz. Ne zaman eve iftara gitse, telsizden ulaşan, "Patlama oldu" mesajıyla yeniden göreve dönmesi gereken dönemin Ankara Emniyet müdürü Orhan Taşanlar, "Bir değil, iki değil, üç değil; bu işin içinde galiba Yeşil var" kanaatine kapılmış ve "Arayın bakalım, Yeşil buralarda mı?" tâlimatını vermiş... O akşam, Ulus'taki bir gece klübünden 'toplamışlar' Yeşil'i ve sorgulamışlar; sonra da, "Burada sizinle irtibatlı olduğunu söyleyen biri var" deyip MİT'e postalamışlar...

Yeşil'in MİT'teki dehşetengiz ifadeleri Emniyet'teki uzun sorgulamadan sonraya ait. Önceki gün verdiğim bu ayrıntıyı doğruladı Eymür; ancak küçük bir takdim-tehirle: Taşanlar, Ankara'daki patlamalarda parmağı olduğu gerekçesiyle Yeşil'in peşine düştüklerini söylerken, Eymür, Ankara Emniyeti'nde 'kötü muamele gören' Yeşil'in "Orhan Taşanlar'ı zor duruma düşürmek için Ankara'da bazı patlama olayları yapmayı planladığını" iddia ediyor...

İnce bir ayrıntı farkı.

Ancak, olayın çok vahim kaba hatları iki anlatımda da değişmiyor: 'Yeşil' kod adlı kişi, elindeki patlayıcı maddelerle Ankara'yı savaş alanına çevirebilecek biri... Orhan Taşanlar, "Savaş alanına çevirdi" demişti; Mehmet Eymür ise, "Emniyet, Yeşil'in Ankara'yı savaş alanına çevireceği yolunda bilgi sahibiydi" diyor...

İki gün önceki Kulis'te, 1995 Ramazanında, Yeşil'in, başkentte bombaları kimin adına patlattığını merak ettiğimi yazmıştım; Eymür 'patlayıcıların menşei' olarak şaşırtıcı bir adres veriyor: Ankara Emniyet Müdürlüğü... Kendilerine getirildiğinde perişan halde bulunan Yeşil'i MİT'te sorgularken, elinde "Aynı anda 100 yerde birden patlama yapılmasını sağlayabilecek gelişmiş bir elektronik düzen ile patlayıcı malzemeler ve çeşitli silâhlar" bulunduğunu öğrenmişler... Eymür, "Bu malzemenin Emniyet istihbarat dairesince verildiğini daha sonra o tarihte o dairenin başkanı olan Emin Aslan'la vâki telefon konuşmamızda öğrendim" ayrıntısını sağlıyor...

İster dönemin Ankara Emniyet müdürünün anlatımına itibar edip Yeşil'in Ankara'nın çeşitli yerlerinde bombalar patlattıktan sonra derdest edildiğini kabul edin... İster o günlerde MİT'in 'kontr-terör' dairesi başkanlığını yürüten yetkiliye inanıp, Yeşil'in polisler tarafından hırpalanmasına cevap olarak bomba patlatmaya hazırlandığını düşünün... Eymür'ün verdiği "Bombaları Emniyet istihbaratı sağladı" bilgisini yeterli bulsanız da, benim gibi, "Emniyet verseydi, kendisini sorguladığında bombaları da elinden alırdı" diye kuşku duysanız da temel değişmiyor: 'Yeşil' kodadlı kişi, devletin bir birimi (Emniyet istihbaratı veya bir başkası) tarafından sağlanmış bombalarla çelik-çomak oynar gibi oynayan biri; "Aynı anda 100 ayrı yerde patlama yapılmasını sağlayacak gelişmiş bir elektronik düzene ve patlayıcı malzemeye" sahip... 1970 ve 1980 tarihlerini bu bilgi eşliğinde gözönüne getirin lütfen...

Benzer elektronik düzenek ve patlayıcı malzemeyle irtibatlanan bir başka kişinin daha adını hatırlıyoruz: Yüzbaşı Ahmet Cem Ersever... Hayatta olduğu son gün, patlayıcı maddeleri emanet ettiği arkadaşının evine uğradığına inanılıyor Ersever'in... O evden buharlaştıktan iki gün sonra Ankara'nın çıkışında, yanlış hatırlamıyorsam, domuz bağıyla bağlanmış ve ensesine tek kurşun sıkılmış cesedi bulunmuştu...

Bir çok kişi, "Ersever'in patlayıcıları nerede?" diye sormuşlardı o zaman. Benim benzer bir soruma, Eymür, bu vesileyle cevap vermiş oldu: Yeşil'in elindeki patlayıcılara MİT el koymuş... Peki acaba bu patlayıcılar ve silâhlar hâlâ MİT'te mi? Oradaysa, 1995 öncesi hangi eylemlerde kullanıldığı araştırıldı mı? "Kendileri yönlendirdiklerine göre merak etmemişlerdir" diye düşünebilirsiniz, ancak Yeşil'in MİT dışında da patronları olduğu gün gibi ortada... Bu bakımdan, "Hangi eylemlerde kullanıldı?" sorum hâlâ geçerli...

Bir sorum daha olacak: 'Umut operasyonu' sırasında, C-4 patlayıcılar ve çeşitli suikast silâhları Sincan'da tarlalara bırakıldı; acaba o malzemenin balistik incelemesi yapıldı mı? A. Cem Ersever'in geride bıraktığı mühimmat olabilir mi onlar? Veya, o malzemenin 'Yeşil' ile herhangi bir irtibatı var mı?

Aslında bundan daha can sıkıcı sorular da sormak geliyor içimden, ama cevap verebilecek durumda olanların susmaları keyfimi kaçırıyor... Eymür'ün açıklamalarına da "Eyvallah", onlar da benim için değerli; ancak ben biraz da Mehmet Ağar'ın konuşmasını, dahası 'hukukun üstünlüğü' konusuna önem verenlerin hareketlenmesini arzu ediyorum...

Yeşil'in 1995'te Emniyet'te anlattıklarını kamuoyuyla paylaşarak işe başlayabilir Mehmet Ağar...


16.TEMMUZ.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...