AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Haluk İpek ve Oltan Sungurlu yanılıyorlar mı? (2)

Dünkü yazıda meseleyi gözden geçirmeye başlamıştık: AKP Grup Başkanvekili Haluk İpek, Meclis Başkanı'nın Cumhurbaşkanı Sezer'in "2B"lerle ilgili "veto"sunu Meclis'e getirmemesini, söz konusu kanunun yayınlanmak üzere doğrudan Resmi Gazete'ye gönderilmesini istiyordu. Çünkü, Anayasa'nın 175. maddesi, 1987'de değiştirilmiş haliyle, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa değişikliklerini Meclis'e iade yetkisini Cumhurbaşkanı'na tanımıyordu. Söz konusu madde bu durumda Cumhurbaşkanı'na sadece "halkoyuna sunma" yetkisi veriyordu. "Halkoyuna sunma"ya karar vermek için gerekli 15 günlük süre de çoktan aşıldığına göre, "2B"lerle ilgili kanun hakkında daha fazla nefes tüketmeye gerek yoktu...

Ayrıca, İpek'in açıklamalarını haber yapan gazete (Yeni Şafak) bu konuda eski Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun görüşüne de başvurmuştu. Sungurlu da benzer bir şekilde, 175. maddeye 87'de getirilen değişiklik sonrası, bu şartlar altında Meclis'ten çıkmış Anayasa değişikliklerine Cumhurbaşkanı'nın "veto" uygulamasının imkansız olduğunu söylüyordu.

Bu durum karşısında, "Açalım bakalım şu 175. maddeyi!" demiş ve Anayasa'yı önümüze koymuştuk: 175. maddenin bizi doğrudan ilgilendiren fıkraları şöyle: "Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları, bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne geri gönderebilir. Meclis, geri gönderilen kanunu, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bu kanunu halkoyuna sunabilir."

Görüldüğü gibi fıkra açık; Cumhurbaşkanı, Anayasa değişikliğine ilişkin bir kanunu hangi "çoğunlukla" geçerse geçsin, bir kez Meclis'e geri gönderebilir. Ama aynı kanun önüne bu kez üçte iki çoğunlukla tekrar getirilirse, Cumhurbaşkanı'nın bu kanunu sadece "halkoyuna sunma" hakkı var, işin Meclis'e iade faslı kapanmış durumda.

Şimdi de isterseniz bu fıkrayı, "2B"nin hikayesine uygulayalım: Biliyorsunuz, İpek'in sözünü ettiği kanun Cumhurbaşkanı'nın önüne giden "2B"lerle ilgili ikinci kanun. Yine hatırladığınız gibi, ilk kanun üçte iki çoğunluğu elde edememiş olarak Köşk'e gidip "veto" yiyince, Meclis'te bazı değişiklikler geçirmek zorunda kalmış ve Cumhurbaşkanı'nın önüne bu haliyle (ikinci kez) gelmişti. Yani bu durumda, "2B"lerle ilgili olup da Köşk'e ikinci kez çıkan kanun aslında ilkinden farklı bir kanun olma özelliği taşıyor ki, Cumhurbaşkanı bunu da "veto" edebildi.

Demek ki (bana göre), Haluk İpek'in ve Oltan Sungurlu'nun iddiası, 175. maddenin bu fırkasına bakılarak temellendirilemez.

Ancak, 175. maddede şöyle bir fıkra daha var:

"Doğrudan veya Cumhurbaşkanı'nın iadesi üzerine, Meclis üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya gerekli görülen maddeleri Cumhurbaşkanı tarafından hakoyuna sunulabilir. Halkoylamasına sunulmayan Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya ilgili maddeler Resmi Gazete'de yayımlanır."

Görüldüğü gibi bu fıkra da açık; Cumhurbaşkanı, üçte iki çoğunluk ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin "kanun veya gerekli görülen maddeleri", halkoyuna sunabilir ama "veto" edemez. Ancak, Anayasa'nın bu 175. maddesinin ard arda aktardığımız bu iki fıkrası arasındaki ilişki de bur tuhaflık yok mu sizce de? Yukarıda aktardığımız birinci fıkra "Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları, bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderebilir" diyerek, bu ilk "veto" için ortaya hiçbir şart (yani "çoğunluk" şartı) koymazken, aktardığımız ikinci fıkra, açıkca belirtmese de, üçte iki çoğunluk ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin kanunların "veto" dışında kaldığını ve Cumhurbaşkanı'nın bunlara ancak "halkoyuna sunma" "cezası"(!) verebileceğini ilan etmiyor mu?

Şimdi de bu fıkrayı "2B"lerle ilgili Anayasa değişikliğine ilişkin kanunun hikayesine uygulayalım: "2B"lere ilişkin kanun bu kez (yani ikinci kez), üçte iki çoğunluk şartını yerine getirmiş olarak Cumhurbaşkanı'nın önüne geldiğine göre, bana göre de "veto" dışı kalmalıdır. Aktardığımız ikinci fıkrayı esas alacak olursak, söz konusu kanunun Köşk'e Meclis'te değiştirildikten sonra "ikinci kez" çıkmış olmasının da önemi kalmıyor. Çünkü hatırlandığı gibi bu fıkra "Doğrudan veya Cumhurbaşkanı'nın iadesi üzerine" diye başlıyordu. Yani bu durumda "2B"lerle ilgili ikinci kanunu rahatlıkla "Doğrudan" diye niteleyebiliriz.

Demek ki Haluk İpek ve Oltan Sungurlu, "2B"lerle ilgili Anayasa değişikliğine ilişkin kanunun artık gideceği tek yer kalmıştır, o da Resmi Gazete'dir!" derken 175. maddenin bu fıkrasını esas almaktadırlar ve almakta da haklıdırlar.

Son olarak da şunları ilave etmek isterim: Ben meslek ya da formasyon olarak bir Anayasa hukukçusu değilim. (Bizimkisi işin amatörlüğü!) Ancak, okuduğunu anlamaya gayret eden bir vatandaş olarak ben bu 175. maddeyi buraya kadar açıklamaya çalıştığım çerçevede anlıyor ve yorumluyorum. Tamam, özellikle 82 Anayasası baştan sona yazım hatalarıyla da dolu olduğu için yoruma epeyce açıktır!

Peki ama ya biz (Haluk İpek, Oltan Sungurlu ve onların iddiasını yerinde bulan ben) haklıysak, durum ne olacak?!

Bakalım, eğer tartışmaya değer bulurlarsa, Anayasacılar ne diyecekler?


28 Eylül 2003
Pazar
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED