AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Bahçeli, Baykal ve Kızıl Elma

Yaşanan tüm zorluklara, karşı karşıya kalınan tüm risklere, çözümü askıya alınan kimi sorunlara rağmen Türkiye son yılların en ışıklı, umut verici dönemlerinden birisini yaşıyor.

"Umut ve ışığın kaynağı değişim politikalarında" ve bunun ardındaki "siyasi ve toplumsal irade"de yatıyor.

Nitekim zorluk ve riskler, ülkenin askeri vesayet sorunundan Kürt meselesine, AB üyeliğinden din-toplum ilişkilerine değin derin durum ve sorunlarıyla yaşadığı sıcak karşılaşmalarda, yüzleşmelerde ortaya çıkıyor.

Ne var ki, "değişime doğru yapılan her hamle, her yüzleşme, sorunları cepheden ve toplumsal siyaset cihazlarıyla göğüsleme" kaçınılmaz kısmi krizler üretse de, bu dertlerin parça parça bertaraf olmasını, en azından tabu ve korku olmaktan çıkmasını ve kimi çözüm ışıklarının belirmesini beraberinde getiriyor.

Dünyanın ekonomik düzenden siyasi düzene, hak anlayışından hukuk anlayışına, uluslararası dengelerden uluslararası sorunlara yeni bir dönemi soluduğu, iç ve dış dinamiklerin bir bütün haline geldiği şu günlerde, Türkiye'nin değişim politikalarıyla ortaya koyduğu çaba şu "çifte anlam"ı içermektedir:

Bir yandan daha özgür, daha müreffeh, kendisiyle barışık, demokrasi kavramından üreyen yeni bir toplumsal mutabakatla farklılıkları dahilinde bütünleşmiş bir düzene ulaşmak...

Diğer yandan içine kapalı her ülkeyi askeri güçten siyasi konuma ve ekonomik dokuya her yönüyle marjinalize edebilecek dünya koşullarına uyum sağlayarak ayakta kalma mücadelesi vermek ve büyüme arayışını sürdürmek...

Değişim asli, kriz talidir...

Ancak ne gariptir ki Türkiye'de siyasi tartışmalar, iç siyaset ve siyasi rekabet tali olana takılıp kalıyor. Okumalar, tavırlar bunun içinden üretiliyor. "Değişim çıtasını yükseltecek siyasi rekabet yerine ideolojik tavırlara, ucuz popülizme endeksli, tepkilere ve duygulara hitap eden bir siyasetsizlik" peşinde koşuluyor.

Başbakan'ın PKK'yı her yönüyle bertaraf etmeye yönelik demokrasi hamlesini, toplumsal bütünlük ve üniter devlet koşulları içinde dile getirdiği "demokratik çözüm niyetini" Baykal'ın nasıl yorumladığını biliyor musunuz?

Şöyle:

"Tayyip Erdoğan PKK ile dolaylı müzakere içine girdi..."

Peki ya Bahçeli'nin Başbakan'ın Kürt sorunu konusundaki hamlesine işaret ederek sarfettiği şu sözlere ne demeli:

"AK Parti'nin Türkiye'de yaptığı tahribatı ne Yunanistan İzmir'e, ne de İsrail Gazze'ye yaptı..."

Bu nasıl bir dil, nasıl bir siyasettir?

Yunan ve savaş metaforu, siyasi çabaya bölücülük suçlaması, bu tehlikeli "silahlar"a sarılanların iç yüzünü ve durumunu ortaya koyuyor, aslında.

Emekli general Tolon'un açıklamaları, kimi gazete, televizyon ve internet siteleriyle terör estirmeye çalışan, "olağanüstü hal" talep etmedikleri için askerlere bile sitem eden "Kızıl Elma Koalisyonu"nun tam merkezine oturuyor bu açıklamalar.

Toplumu karşısına alan köhne ve tehlikeli siyaset, dilini tehlike üzerinden kurguluyor ve bunu kriz üreterek yapmaya soyunuyor.

Kuvay-ı Milliye tarzı bir seferberliği talep ediyorlar. Sevr paranoyasından besleniyorlar. Bilerek ya da bilmeyerek ülke içi toplumsal, hatta etnik çatışmayı tahrik ediyor, içine kapalı bir Türkiye'nin kavrularak küçülmesine ve marjinalleşmesine kürek çekiyorlar.

Değişimi bölünme, değişimi savunanları iç düşman, değişim gerektiren dinamikleri dış düşman cihazları ilan eden bir "savaş ruh hali", bugünün dünyasında Türkiye'yi küçültmek ve bölmekten başka bir işlev taşımaz...

Toplumun değişim iradesi ortadadır. Türkiye'nin istikameti de bellidir.

Bu çok gürültülü küçük güruhun unutmaması gereken ise şudur:

"Rüzgar eken fırtına biçer..."
Ve yok olur gider...


30 Ağustos 2005
Salı
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED