AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
S P O R
Futbol'un adaleti!

Futbolda adalet göreceli bir kavram. Adalet bazen beyaz takım için tecelli ediyor, bazen kırmızı takım için. Her iki takımın da kendilerine göre haklılık payları var. Bunu netleştirmek de mümkün değil.

Bu hafta şampiyonluğun en güçlü 3 adayı yenilgiden uzatma dakikalarında kurtuldular. Fenerbahçe de ilk iki maçta 2 puan alınca herkesi hayrete düşürmüştü. Demek ki, hiçbir şeye şaşırmamak lazım.

Goller gerçekten maç bittikten sonra mı atılmıştı, yoksa hakem, kayıp zamanı iyi mi hesaplamıştı... İkincisine inanmaktan başka şansımız yok tabii ki.. Ama, 3 puanı kaçıran da 1 puana sevinen de kendi hakkını koruma konusunda sesini yükseltecektir. En azından taraftarına karşı sorumsuz davranmadığını göstermek için. "En doğrusunu hakem bilir" şeklindeki açıklama, klasikler arasında yerini çoktan aldı. Bu dolmayı yutmayanlar, hafta sonuna dek "yaygara korosunu" oluşturacak ve bu koronun elemanları her hafta artarak değişecektir. Futbolun içinde varolan herşey, tartışmaya açıktır. Önemli olan, tarafların birbirleri ile olan diyaloğudur. "Hoşgörülü olmak" bu oyunun en geçerli kuralı olmalıdır.

SİSLİ PUSLU BİR DURUM

Her işi doğru yapabilirsiniz. Fiziksel gücünüz, teknik kapasiteniz, rakibinize oranla çok önde olabilir. Ama o maçın topu ne yazık ki, sizin istediğiniz yere gitmez ve ne yazık ki, rakibin tek atağında sizin tuttuğunuz takım yenik duruma düşebilir. Üstelik hakemin belirlediği kayıp zaman içinde. Şimdi "adalet bunun neresinde?" derseniz, en doğru cevap, hakemin saatindedir. Dengeler çok hassas. Hakemin sorumluluğu çok büyük. Ya hep beraber yardımcı olacağız, ya da her maçta bir hakem asacağız. İkinci varsayım ülkede sadece hakemliği değil, futbolu da bitirir. Karar futbolseverin...

FENER GÖZ BOYADI

Farklı galibiyete yorum getirdiğiniz zaman "ukala" damgasını yapıştırırlar adamın alnına. Ama gerçekleri de gizleyemezsiniz. Fenerbahçe'nin Samsun karşısındaki farklı galibiyetine göğsümü gere gere "göz boyadılar" diyorum. İsteyenle istediği yerde tartışırım. Özellikle de Daum ile. Ama o, bu tartışmalara girmez. Nasıl olsa Şampiyonlar Ligi'nde foyası yine ortaya çıkacak. İddia ediyorum, Fenerbahçe 2 yıldır tek satır takım oyunu oynamıyor.

Beşiktaş beraberliğe sevindi

Manşete taşıdığımız yorum başlığın başrol oyuncularından Beşiktaş, 90+5'te attığı golle haftayı 1 puan alarak kapadı. Arada ince bir çizgi var. Çizginin öbür tarafında da 3 puan kayıp. Beşiktaş'ın daha fazlasını hakettiğini söylemek de mümkün. Ama olmayınca olmuyor. İşte bazen alınan bir puanı bir kâr saymak, futbolun içinde var olanlardan. Geride bıraktığımız hafta birçok sürpriz maça sahne oldu. Futbolun bitmeyen cazibesi de bu olsa gerek.

Fedakâr Ümit Karan

Galatasaray'ın gözde futbolcusu Ümit Karan yeniden futbola ve gollerine döndü. Artık korkmadan kafasını bile tekmelere sokabiliyor. Büyük fedakârlıkla futbol oynuyor. Keşke bu işe geçen sezon karar verseydi de takımı bu kadar sıkıntı yaşamasaydı.

Trabzonspor kollektif oyundan uzaklaşıyor

Geçen sezonki Trabzonspor ile bu sezonki arasında önemli farklar görülüyor. Gelişme ne yazık ki, olumsuz yönde... Bordo-Mavili ekip, üç adamın arkasına saklanarak bir macera yaşıyor. Kaptan Fatih Tekke'nin son saniyelerdeki golü gelmese, bu eleştiri çok daha farklı olurdu. Sanki hep aynı senaryo. Yattara klas bir oyuncu. Ama takım oyununa katkısı nerede. Gökdeniz'in bireysel çabasını alkışlıyoruz. Ama O'nun da kollektif oyuna katkısı tartışılır. Şenol Hoca kuşkusuz herşeye hakim!.

  • Haftanın Yorumu: Salih Sezer



  • 30 Ağustos 2005
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED