EKONOMİ SERVİSİ
Piyasa araştırmalarında enflasyonun hedefini tutacağı ortaya çıkmasına rağmen Merkez Bankası son 3 aydır faizleri indirmeyerek yüksek faiz politikası ile rantiyeye desteğini sürdürüyor. Tüketici enflasyonu Ağustos ayında yüzde 8'lerde dolaşırken, Merkez Bankası faizleri yaklaşık iki katı yüksek tutmaya devam etti. Enflasyonun Ağustos ayında akaryakıt ürünleri, içki ve sigaradaki zamların etkisiyle kıpırdamasını gerekçe gösteren Merkez Bankası, faizde bu ay da değişikliğe gitmedi. Böylece Temmuz ve Ağustos aylarının ardından Eylül kısa vadeli faiz oranları yüzde 14,25 olarak uygulanmaya devam edecek.

Merkez Bankası, yılın altı aylık döneminde 3,75 puanlık indirim yapmış, Temmuz ve Ağustos aylarında ise faizi değiştirmemişti. Banka, en son 9 Haziran tarihinde faiz indirimine gitmiş ve faizleri çeyrek puan düşürmüştü. Bu kapsamda gecelik borçlanma faiz oranı çeyrek puan azaltılarak yüzde 14,50'den yüzde 14,.25'e, borç verme faiz oranı da yüzde 18,50'den yüzde 18,25'e çekilmişti.

Kira fiyatlarındaki artış enflasyonu tetikliyor

Faizde değişikliğe gitmeyen Merkez Bankası, önümüzdeki dönemde enflasyon açısından risk olabilecek faktörlerin başında hizmet fiyatlarının geldiğine dikkat çekti. Merkez Bankası, enflasyon görünüm raporunda, Ağustos'ta yüzde 2,63, yılın sekiz ayında ise yüzde 13,1 seviyesine ulaşan kira fiyatlarında son 4 yılın en yüksek artışının görüldüğü belirtilerek, kısa vadede bu eğilimin tersine dönmesinin beklenmediği ifade edildi.

Raporda, bugünkü bilgiler ışığında, önümüzdeki dönemde kısa vadeli faizlerin aşağı yönlü olma ihtimalinin devam etttiği, ancak petrol ve doğalgaz artışlarının sürmesi durumunda ÜFE'deki yüksek artış eğiliminin devam edebileceği kaydedildi. Raporda, Para Politikası Kurulu kararların bugün itibarıyla aldığı kararların 2006'ya yönelik algılanması gerektiği de anlatıldı.

Yüksek faiz, gelir dağılımını bozuyor

Demokratik Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı Masum Türker, "yüksek faiz, düşük kur" politikasının gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Türker, Türkiye'de uzun zamandır yüksek faiz ve düşük kura dayalı para politikası izlendiğini ifade ederek, bu politikanın sürdürülmesi halinde düşük kurun enflasyon üzerindeki olumlu etkisinin duracağını savundu.

Yüksek faiz ve düşük kura dayalı para politikasının borç stoğunu "olağan dışı" bir ivmeyle arttırdığını iddia eden Türker, şunları kaydetti: "Eğer yüksek faiz, düşük kur politikası devam ederse, Hazine devalüasyon endişesiyle piyasadaki parayı daha fazla çekmeye devam edecek. Merkez Bankası kurun dalgalanmasını frenleme politikasını, sıcak para getirenler ise TL'den çıkıncaya kadar kuru düşük tutmak için spekülatif davranışlarını sürdürecektir. Hızlı hareket edilmezse, yüksek faizin gelir dağılımında yol açtığı bozukluk ve artan işsizlik çeşitli şekillerde olumsuzluklar halinde karşımıza çıkacaktır."