AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Esas yapılması gereken

Her adlî yıl tartışmayla açılmasa olmaz. Yargıtay başkanları adlî yıl açılışlarını yargının dertlerini sergilemek için vesile ederler. Bu yıl, biraz da Yargıtay Birinci Başkanı Osman Arslan'ın sözünü sakınmaz üslubu yüzünden, yargı kurumları arası ağız dalaşına yol açtı açılış... Tartışma kolay kolay durulacağı da benzemiyor...

İlk bakışta garip geliyor Başkan Arslan'ın talebi: Yargının dâvâ yükü inanılmaz ve dayanılmaz boyutlarda olduğu halde, TBMM'nin yargılanmasına karar verdiği siyasiler ile bürokratların dâvâlarına bakmayı getiren 'Yüce Divan' görevini Yargıtay bünyesine almayı savunuyor... Öte yandan, âdil yargılanmadığına inanan veya hakkında yanlış hüküm verildiğini düşünenlerin kişisel başvurularına Anayasa Mahkemesi'nin bakması talebine karşı çıkıyor.

Her iki yaklaşımı, bir yüksek yargı organının diğer bir yüksek yargı organından şov çalma merakı olarak görerek yadırgamak mümkün. Esasen, Osman Arslan da, "Anayasa Mahkemesi, basından bazı yorumcuların iddia ettiği gibi en yüksek mahkeme değildir" sözleriyle sanki bu çekemezliği dışa vuruyor gibi...

Bu tartışmada haklı ile haksızı ayırmak o kadar kolay değil. 'Yüce Divan' görevi üstlenerek siyasî suçluları yargılayan Anayasa Mahkemesi yalnızca hukuçulardan oluşmuyor, hukukçu üyelerin de 'ceza hukukçusu' olması gerekmiyor. Oysa, Yüce Divan'lık olan yargılamalar, çoğunluğuyla, ceza dâvâsı özelliği taşıyor. Anayasa Mahkemesi'nin bugünkü yapısıyla Yüce Divan görevini yürütmesi gerçekten epey sorunlu.

Buna karşılık, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun bu görevi üstlenmesi de, bugünün şartlarında, pek akıl kârı değil. Anayasa Mahkemesi, şu günlerde de görüyoruz, hem rutin işlerini yürütüyor, hem de Yüce Divan görevini aksatmadan sürdürüyor; aynı sürekliliği Yargıtay'ın göstermesi beklenemez.

"Yargıdan adaleti elde edemediğine inananların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmadan önce son bir ülkesel başvuru makamı olması gerekir mi?" sorusuna olumlu cevap verenler, bir süreden beri, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvurulara da bakmasını istiyorlar. Anayasa Mahkemesi de bu talebe sıcak bakmakta. Yargıtay Başkanı Arslan'ın talebe karşı çıkması böyle bir ihtiyacın varlığını ortadan kaldırmıyor. Türkiye verilen yanlış hükümler yüzünden her yıl milyarlarca dolar tazminat ödemek zorunda kalıyor. Kaldı ki, hemen bütün hukuk sistemlerinde, 'yüksek mahkeme' konumunda olan yargı kurumları son bireysel başvuru mercii görevini de üstleniyorlar.

Aslında, sorun da tam bu noktada düğümleniyor işte. Yargıtay sürecinden de geçmiş adlî konularda son hakem görevini üstlenmesi, Anayasa Mahkemesi'ni 'en üst yargı kurumu' konumuna getiriyor. Yüce Divan görevini üstlenmesi de öyle. Yargıtay Başkanı Arslan'ın esas itiraz ettiği de bu...

Çekişme görüntüsü haklıyı haksız duruma düşürmekten başka bir işe yaramıyor. Yargıtay, bir kurum olarak, Anayasa Mahkemesi'nin 'en yüksek yargı organı' olduğunu kabullense, o noktadan sonra söyleyeceği her şey daha rahatlıkla dinlenirdi. 'En yüksek yargı organı' olarak Yargıtay onayından geçmiş dâvâlarda bireysel başvuruları kabul edip karara bağlayan, siyasî parti kapatma dâvâlarında son sözün sahibi olduğu tartışılmayan Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan görevini yerine getirmesine yöneltilen eleştirileri daha dikkatle dinler, belki de o işlevi Yargıtay ile paylaşmaya da razı olurdu.

"Sen yüksek mahkeme değilsin" veya "Herkes haddini bilsin" türünden kavgalarla, yargı sisteminin itibarı darbe alıyor. Yapılması gereken, tam tersine, yargının itibarını artıracak yeni yapısal düzenlemeler olmalı. Adaletin gecikmesini, yanlış hüküm verilmesini, adamına göre muamele edilmesini önleyecek düzenlemeler...

Anayasa Mahkemesi de, Yargıtay da bu alanda işbirliği yapsalar iyi olur.


« Geri Dön

10 Eylül 2005
Cumartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED