Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Yaşadıkları Avrupa ülkelerine memleketlerinin 'tad'larını taşımaktan vazgeçen gurbetçiler, böylece havayolu şirketleri ile fazla bagaj, havaalanı güvenlik görevlileri ile de 'dökülen turşu suyu cihazlarımızı bozuyor' kavgalarından kurtuldu.
SIRRI BIYIK - İSTANBUL
Başımız dik geziyoruz Almanya'da 32 yıldır çalışan Trabzon-Çaykaralı Mehmet Birinci (67), gurbetliğin ilk yıllarında kışlık yiyeceğini Türkiye'den getirdiğini, bunun için de havaalanında itilip kakıldığını belirterek şöyle konuşuyor: "Artık Türkiye'de ne varsa Avrupa ülkelerindeki Türk marketleri, hatta yabancı dükkanlarda da var. Dolayısıyla çalıştığımız ülkelere dönerken sadece ülkemizi tanıtan bazı hediyelikler ve yükte hafif özel eşyalar götürüyoruz. Yine Avrupa'da ne varsa bunlar Türkiye'de de olduğu için memleketimize gelirken de eskisi gibi dolu bavullarla değil de birkaç eşya ile seyahat ediyoruz. Yani Avrupa'lı nasılsa biz de öyleyiz." "Avrupa'da artık başımız dik geziyoruz" diyen Birinci, "AB kapısındaki Türkiye, parasındaki bol sıfırlar ve yüksek enflasyondan kurtulmuş. Yeni nesil gurbetçilerimizin birçoğu işveren durumunda. Ayrıca tahsil seviyeleri de bizimle kıyaslanamaz" diyor.
|
|