AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Ne milliyetçi ne 'etnik' şovenizm, önce insani duyarlık

Hep niye böyleyiz, neden daha özgürlükçü bir ortamda yaşamayı, kendi kimliklerimizle omuz omuza kardeşçe durmayı başaramıyoruz diye yakınıp duruyoruz. Galiba önce nereden başlayacağımızı bilmiyoruz.

Hepimizin sıkılı bir yumruğu, başkasına atacak bir taşı, bagajında patlamaya hazır şiddeti ve edilecek küfürleri var. Kendisini "Türk milliyetçisi" olarak tanımlayanlar, "linç" etmek, beğenmediği fotoğrafları taşlamak, ülküsü adına başkalarının kafasını kırmak, "Kürt kimliği"ne sahip "etnik şovenler" ise, kendisi dışındaki herkesi yakıp yıkmak için tetikte bekliyor.

Maalesef, "insani duyarlığı" merkeze alarak olayları yorumlamak gibi bir alışkanlığı yok hiç birimizin... Kendilerini değişik isimler altında tanımlayan oluşumların hiçbirine, bizim adımıza ülkeyi "koruyup kollama" görevi verilmediği halde, "vatan-millet-Sakarya" edebiyatıyla "sövme" ve "dövme" taşeronluğuna soyunuyorlar.

"Aşırı milliyetçi" kesimin karşı tarafında duran "etnik şoven" gruplar için de durum bundan pek farklı değil. Onlar da, başka anaların yaşadığı acıları, kendi analarının acıları gibi yüreklerinde hissetmiyorlar. Feodal 'PKK aşireti'nin dikte ettirdiği "ayrımcı" sloganları ezberlemekten, sokaklarda şizofrenik şiddet rüzgarları estirmekten rahatsızlık duymuyorlar.

Daha da vahim olanı, kendisi için 'demokratik haklar' talep ederken, başkalarının hayatına 'pusu' kurmakta, mayın döşemekte bir beis görmüyor. Yani acıdan sadece kendi 'acısı'nı, özgürlükten sadece kendi özgürlüğünü anlıyor.

Toplumu kuşatan çifte dehşeti görebiliyor musunuz? "Vatan-millet" için kafa kıranla, kendi şiddetini özgürlük mücadelesi sanan aynı "çatışmacı" ortamda buluşuyor. Anlayacağınız, kimse ezberini bozmuyor, bozmak da istemiyor.

Bir korkunç rüzgardır esiyor ve korkarız bu gidişle hepimizi aynı ateşin içine çekecek. Öyle ki, sağduyusuna inandığımız çoğu aklı başında insanlara bile son günlerde bir haller oldu. Mesela, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu... Öylesine açıklamalar yapıyor ki, "Eyvah sen de mi Muhsin Bey" demekten kendimizi alamıyoruz. İşte Yazıcıoğlu'nun sözleri: "Devlet devletliğini yapamazsa evimizde mi oturacağız? Beyler, titreyin ve kendinize gelin."

Evet, kendimize gelelim ama önce "insani duyarlığı" zihinlerimize yerleştirelim. Bu ülkede yaşayan herkesin acılarını kendi acılarımız bilmeden, başkalarının özgürlüklerinin de bizim özgürlüğümüz kadar değerli ve aziz olduğuna inanmadan, öfkenin, ihanetin yakıcı ateşinden kurtulamayız. Çünkü, korkunun, silahın, pusunun kenarında demokrasi yeşermez.

"Etnik şoven" gruplar sokaklarda şiddet görüntüleri sergilemeye, "aşırı milliyetçiler" vatan için kafa kırmaya devam ederse, birileri çıkar, "Bu işler demokrasiyle, sivil çözümle olmuyor" diyerek hepimizi zapturapt altına alacak daha "derin" çözümler bulur, bunu da bilelim...


10 Eylül 2005
Cumartesi
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED