Zülfiyare dokunacak, ama...

 
Dikkatinizi çekti mi, bilmiyorum, Radikal gazetesi Egebank'ı batıran Murat Demirel'e hiç toz kondurmuyor; en azından eleştirilerinde şedid değil...

Öküz dergisinde ilginç söyleşiler yayımlanıyor. Daha önce Can Ataklı'yı konuşturmuş, medyayı yönlendiren "tüccar general"in ismini deşifre etmişlerdi.

Öküz'ün bu ayki konuğu İsmet Berkan... Söyleşiyi gerçekleştiren Oray Eğin (o da bir Radikal yazarı) Berkan'a, Sinan Çetin'in yönettiği "Bay E" filminde, başrol oyuncusu Mehmet Ali Erbil'in neden İsmet Berkan'ı oynadığını soruyor.

El cevap:

"Bay E filminin senaryosunda ben de çalıştım, ilk metinleri ben yazdım. Sinan'la (Çetin) birlikte Fethiye'ye kapandık ve çalışmaya başladık. İlk fikrimiz, her kim oynarsa kendi ismiyle oynamasıydı. Mesela, Sinan filmde Can Dündar'ın başrolü oynamasını istiyordu. Çok görüştüler, konuştular, o sırada da Can askere gitti, bazı şeyler oldu... Sonuçta oynamak istemedi, o yüzden de ben senaryoya bir dummy isim olarak kendi adımı yazdım, ama kim oynarsa değişecekti. Sinan da değiştirmiyorum, dedi. Tabii, şimdi televizyonda duyuyorum zaman zaman, filmden bir sahnede 'Nerede o İsmet Berkan, i..nesi!' filan diye bir dialog yükseliyor... Bir seferinde gazetede toplantı gibi bir şey yapıyoruz, yan tarafta da televizyon açık. Birden 'Nerede o İsmet Berkan i..nesi!' diye bir ses duydum, şaşırdım, nereden geliyor diye bu ses. Neyse ki, filmdenmiş!"

İsmet Berkan, 28 Şubat sürecinde "Paşa Başkanı hizaya soktu" diye manşet atmış, atabilmiş bir gazetenin yazarıdır, dikkat!

Bir zamanlar köşesinde medya eleştirileri yazardı. Kendi grubundaki gazeteleri de eleştirmek zorunda kalacağı için vazgeçmiş. "Böyle şeyler zülfiyare dokunacak, iyisi mi boşver dedim!" diyor.

İyi ki de boşvermiş.

Maazallah, Radikal'in kitap promosyonunu yazmak zorunda kalsaydı, patronu Aydın Doğan'a nasıl hesap verirdi!

Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde, hükümet kararıyla beş bankaya el konuldu.

El konulan bankalardan biri de, ne tesadüf, Radikal'in Şevket Süreyya Aydemir'li kitap kampanyasına "sponsor" olan Egebank'tı.

Promosyon başladığında, kuponların sağ alt köşesinde kocaman bir "Egebank" logosu yer alıyordu. Bankalar operasyonundan sonra, Radikal yöneticileri de "kendilerince" bir operasyon yaptılar ve önce kuponların üzerindeki "Egebank" logosunu küçülttüler, sonra da tamamen çıkarıp attılar.

Ne var bunda diyeceksiniz, batık bir bankayla anılmak işlerine gelmiyor adamların, doğal değil mi?

Fazla mı kuşkucu olmaya başladım, bilmiyorum, Radikal gazetesi bankalar operasyonundan iki gün önce "Sıra bankalarda" diye bir manşet atmış, IMF'nin "faiz" konusundaki yaptırımlarını mihver alarak, el konulacak bankalardan birinin Egebank olduğunu "adeta" ilan etmişti.

Demek ki, Egebank'ı sponsor olarak seçen Aydın Doğan, yakın bir gelecekte bu bankanın müsadere edileceğini biliyordu.

Bunu bildiğine göre, yüzlerce milyar lirayı bulan promosyon giderlerini "peşin" olarak Egebank'tan tahsil etmiş olmalı.

Etmiş midir?

Etmiştir, etmiştir...

Dikkatinizi çekti mi, bilmiyorum, Radikal gazetesi Egebank'ı batıran Murat Demirel'e hiç toz kondurmuyor; en azından eleştirilerinde şedid değil... İşin içinde bir "gönül borcu" filan yoksa, Radikal yazarlarının batık bankalarla ilgili "gereğinden fazla" hoşgörülü olduğu bile söylenebilir.

Sahi, İsmet Berkan nerede?

Kâh 28 Şubat generallerinin yanında, kâh Çankaya'nın, kâh parlamentonun...

Çat orada, çat burada.

Allah'tan yalın bir insan da, durduğu yer konusunda fazla kuşkuya yer bırakmıyor.

Biraz da trendy bir kişiliğe mi sahip, ne? Hem Beyaz Türkler'le, hem muhafazakâr statükocularla imtizaç edebiliyor.

Biraz da açık sözlü.

Patronu Aydın Doğan'ı savunurken şunları söyleyebiliyor:

"Basında öyle endüstrileşme oldu, öyle büyüklüklere erişildi ki, hayat basın patronlarına banka sahibi olmayı, hükümetle yakın ilişkiler kurmayı mecbur kılıyor."

Zülfiyare dokunmayacaksa, Berkan'a sormak istiyorum:

"Radikal"in promosyonundan dolayı Egebank'ın "kayıp" hanesine yazılan yüzlerce milyar lira zararı kim ödeyecek?

Sakın "Hazine" deme!