YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Akıl sağlığına dikkat!

 
Doğrusu, Öcalan'ın asılması gibi bir heyecan malzemem yok. Hatta, tüm memleketin Öcalan'ı konuşuyor hale gelmesini, kendime de memlekete de haksızlık olarak telakki ediyorum.

 

Bugünler, akla son derece mukayyed olunması gereken günler... Mazallah, ipin ucu bir kaçtı mı, aklımızı nerede bulacağımızı bilemeyebiliriz. Öcalan meselesinde öyle mantıklar geliştiriliyor ki, bunları tutarlılık sınavına soktuğunuzda soluğu Mazhar Osman'da alabilirsiniz.

Nitekim olan biteni aklının terazisinde tartmaya çalışan Öcalan'ın kafası şu anda fevkalade karışık olmalı.

Acaba ölsün mü, yaşasın mı? Buna nasıl karar versin?

Deniyor ki:

-Türkiye için Öcalan'ın ölüsü dirisinden zararlıdır. Yani asarsanız, Öcalan'ın dâvâsına hizmet etmiş olursunuz!

Bu söyleme bakınca Öcalan'ın, tabiî eğer bütünüyle tevbe edip dâvâsından vazgeçmemişse, "diri kalıp" davasına zarar vermektense, ölmeyi tercih etmesi ve kendisini "yaşatıp süründürme ve gün gün çürütme" amacında olanlara değil, idamından yana olanlara teşekkürde bulunması gerekiyor. Belki "idam karşıtı" medyaya ve devlet erkânına bugünlerde başvurup şöyle bir açıklamada bulunabilir:

-Bana hazırladığınız tuzağın farkındayım. Ama tuzağınıza düşmeyeceğim. Ölmek ve kahramanlaşmak dururken, hapiste çürümeyi göze alacağımı mı sanıyorsunuz? Ben hapiste çürümeyi değil, bir an önce ölmeyi tercih ediyorum. AİHM'ye de başvurup, idamıma karşı çıkmamasını isteyeceğim. Hayret bir şey, HADEP bile bu tuzağı anlamadı. Yaşasın ölüm, kahrolsun yaşamak!

Ve hemen bir teşekkür telgrafı:

-MHP'ye ve şehit ailelerine ve bilcümle idam taraftarlarına, benim dâvâma hizmet ettikleri için teşekkür ederim.

Ne dersiniz böyle bir tavır sergileyebilir mi Öcalan?

Bir başka akla zarar konu, "devlet" diye nitelenen bir kurumun, son zamanlarda "Öcalan'ı hayatta tutmayı hedefleyen" son derece özel servisler yapar hale gelmesidir. Başbakan "devlet"e danışıyor son günlerde, Cumhurbaşkanı "devlet"in görüşünü yansıtıyor, MHP'nin "devlet"ten servis alması isteniyor, ve "devlet", Öcalan'ın asılmasını ülkenin âli menfaatlerine aykırı buluyor. İşte "devlet"in ülkenin ali menfaatleri üzerinde böylesine hassas değerlendirmeler yaptığı bir zamanda, iki endişe alanı oluşuyor. Biri Meclis, biri de halk oyu... Öcalan meselesi, Meclis'e giderse tehlikeli bir, halk oyuna giderse tehlikeli iki... Hele şehit ailelerine sorulması akla bile getirilmemeli... Bu iki alana, ülkenin ali menfaatlerini anlatma imkânı olmayabilir, çünkü halk (hele şehit aileleri) yüzde 90'lar seviyesinde hisleriyle hareket eder, Meclis de, popülist davranabilir... Onun için mesele, Meclis'e ve halka sorulmadan, yukarılarda, "devlet"e yakın yerlerde bir şekilde halledilmeli.

Ne dersiniz, içinin nasıl doldurulduğu çok da belli olmayan "devlet" aygıtının "halk"tan ve "Meclis"ten öncelikli hale geldiği bir yapı, AB'ye aday, tam demokrasi arayışında bir ülke için eşi bulunmaz bir gelişme midir?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı konusu da, biraz akla zarar seviyede gündeme geliyor. Çünkü, Öcalan meselesinde tartışma ortamına itirazı gayrı kabil bir müessese olarak sunulan AİHM kararları konusunda Türkiye, hep aynı tutarlılığı göstermiyor. Gerekçe olarak da ülke çıkarlarını öne sürüyor. Çünkü o alanda "tutarlılık" demek, bazan milli çıkarlarınızdan vazgeçmeniz anlamına gelebiliyor. Laizidu dâvâsı böyle bir örnek. Barış harekâtından sonra Kuzey Kıbrıs'tan Güney'e göç edip, sonra AİHM'ye dava açıp kazanan Rum asıllı Laizidu, Türkiye'yi büyük bir tazminata mahkûm ettirdi. Türkiye'nin bu kararı kabul etmesi halinde, bunu emsal gösteren peşpeşe başka dâvâlar gelecek ve Türkiye, altından kalkamayacağı tazminatlar ödemek zorunda kalacak. O yüzden Türkiye bunu kabul etmiyor. Konu şu anda tartışma halinde...

Soru şu: Ankara, Öcalan konusunda AİHM'ye verdiği "bağlayıcılık" statüsünü, Laizidu davasında da vermeyi göze almakta mıdır?

Bütün bunlar, "Öcalan'ı asmama" kararını topluma telkin etmek için geliştirilmiş, gerçekten aklı zorlayan yaklaşımlar... Olay, böyle bir kararın telkini için nasıl bir manipülasyon süreci işletilebileceğinin de göstergesi... Öyle bir manipülasyon ki, gerektiğinde Meclis'i bile, halkı bile "fikrine başvurulması sakıncalı" kurumlar haline getirmek mümkün olabiliyor. Bu, Türkiye'nin nasıl yönetildiği noktasında, dikkate alınması gerekli bir husus diye düşünüyorum.

Doğrusu, Öcalan'ın asılması gibi bir heyecan malzemem yok. Hatta, tüm memleketin Öcalan'ı konuşuyor hale gelmesini, kendime de memlekete de haksızlık olarak telakki ediyorum. Ama ülke bu noktaya geldi. 15 yıl içindeki tıkanmalarla geldi. 15 yıl içinde Türkiye, ne yazık ki Öcalan endeksli bir mücadele yaşadı. Doğu-Güneydoğu hadisesini, diyelim Kürt meselesini, bölgenin başka önderleriyle birlikte hazmedip çözme becerisini gösteremedi. Basın toplantısında karnını kaşıyan bir adam, binlerce kişinin ölümüne ve ülkenin 15 yıl düşük yoğunluklu savaş ortamında kıvranmasına sebep olabildi. Şimdi de, geldik onun "can meselesi"ne tıkandık. Yani hâlâ Doğu-Güneydoğu hadisesi, diyelim Kürt meselesi, onun ismine endeksli durumda... İyi mi bu? Anlaşılıyor ki yaşasa da ona endeksli olacak, ölse de... Yani bir hırsız tuttum baba... Getir oğlum, gelmiyor, bırak oğlum, gitmiyor... Meclis'in ve halkın önüne geçmeye çalışanlar, ne yazık ki, Doğu-Güneydoğu insanının nazbını tutma becerisini gösteremiyor... Yapılan tartışmalar ne yazık ki, bölge insanı nezdinde yönetimlerin Öcalan'ın önüne geçemediğinin de itirafı haline geliyor. Bunlar ne kadar acı şeyler.


13.OCAK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...