YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

"Fazilet çomağı"

 
11 Ocak tarihli makalemde, liderler zirvesine atıf yaparak, isterse MHP'nin hem cumhurbaşkanlığını, hem de başbakanlığı elde edeceğini, bunun için DSP'li bloktan çıkıp Fazilet ve DYP ile işbirliği yapması gerektiğini belirtmiştim. Hürriyet, hayal mahsulü bu haberi, "Başkenti sarsan teklif" ve "Fazilet çomağı" gibi panik yaratan başlıklar ile vermiş. Üstelik, MHP ile işbirliğinin, Fazilet'i karıştırdığı iddiasını habere ilave etmiş.

 

"Hürriyet'in dünkü, sürmanşet haberini ben yazdım!!!" dersem hiç şaşırmayın. En azından yazılmasına vesile oldum. Böyle büyük bir gazetede haberim çıktığı için çok mesudum!!!

Bir gün önce

11 Ocak tarihli makalemde, liderler zirvesine atıf yaparak, isterse MHP'nin hem cumhurbaşkanlığını, hem de başbakanlığı elde edeceğini, bunun için DSP'li bloktan çıkıp Fazilet ve DYP ile işbirliği yapması gerektiğini belirtmiştim. Aynı yazıda, FP'li bir çok milletvekilinin, cumhurbaşkanlığı için Sadi Somuncuoğlu'nun ismine sıcak baktığını hatırlatarak, Meclis'te Devlet Bahçeli'yi, başbakanlık koltuğuna oturtucak bir çoğunluğun varlığına da işaret ettim.

Bu makaleyi, Yeni Şafak Haber Müdürü Ali Akel'e faksladım.

Akel, "Biz de tam, zirve ve muhtemel hükûmet formülleri üzerinde duralım düşüncesindeydik. Yazınız bizi takviye etti" dedi.

Yazı ile manşeti bütünleştirmek suretiyle, muhtemel formülleri inceleyen bir haber hazırlandı.

Hükûmet ihtimalleri, Meclis nisabına dayanarak, Yeni Şafak'ın manşetine taşındı.

Bir baktım dünkü Hürriyet, benim yazımdan ve Yeni Şafak'ın manşetinden yola çıkmış, Fazilet Partisi'nin MHP'ye teklif götürdüğünü, Cumhurbaşkanlığı için, Sadi Somuncuoğlu'nun, Başbakanlık için de Devlet Bahçeli'nin isminin geçtiğini yazmış.

Üstelik, MHP ile işbirliğinin, Fazilet'i karıştırdığı iddiasını habere ilâve etmiş.

* * *

11 Ocak 2000 tarihli makalemde, Doğulu ve Güneydoğulu milletvekillerinin MHP ile işbirliğine karşı tavır koyacaklarına işaret ediyordum:

Bakın, "MHP ne yapacak" başlıklı yazımda ne demişim: "Hangi partiden olurlarsa olsunlar, Doğulu ve Güneydoğulu milletvekillerine, MHP'li cumhurbaşkanı adayının desteklenmesi ters geliyor. Bu güven bunalımı, şoven çıkışlardan kaçınıldığı ölçüde aşılır."

Hürriyet, "FP'nin içinin karıştığını" ileri sürerken şöyle yazıyor:

"Bir çok Doğu ve Güneydoğu kökenli FP milletvekili, MHP'li bir cumharbaşkanı için kesinlikle oy kullanmayacaklarını, gerekirse beyaz oy atacaklarını açıkladılar."

İlham perisi

Yukarıdaki satırlara da, 11 Ocak tarihli makalemin ilham verdiği açık.

Tam masa başında ve Yeni Şafak'tan kopya alınarak hazırlanan bir haber.

Hangi FP'li MHP'ye böyle bir teklif götürmüş; ne zaman götürmüş; MHP-FP kurmayları nerede görüşmüş; Doğulu milletvekillerinden hangisi, Somuncuoğlu'nun adaylığına tepki koymuş; tepki koymuşlar da kime ne demişler...

Hiçbir şey belli değil. Zira haber tam bir hayal mahsulü.

Haber değil uyarı:

Testiyi kırmadan, Devlet Bahçeli'nin kulağını çekiyorlar.

Sakın DSP'nin esaretinden kurtulma! Cici çocuk ol! Millete göre Cumhurbaşkanlığı da Başbakanlık da MHP'nin hakkı olabilir ama sen ancak tüyü yolunmuş muskalı kurt misalı sessiz kaldıkça makbulümüzsün.

* * *

Hürriyet, hayal mahsulü bu haberi, "Başkenti sarsan teklif" ve "Fazilet çomağı" gibi panik yaratan başlıklar ile vermiş.

Aslında, MHP-FP-DYP-Anap beraberliği, olmayacak bir gelişme değil. Aksine, akla en yakın olanı, seçmenin de istediği bu.

Hayal mahsulü olan, böyle bir teklifin MHP'ye yapıldığı ve FP'nin içinin bundan dolayı karıştığı iddiaları.

Herkesin bayram ertesinin rehavetini yaşadığı, Meclis'in de tatilde olduğu bir ortamda böyle bir teklifi yapmak bile mümkün değil.

Demokratikleşme mesaisi

Gündemi neden Apo'ya kilitliyorlar?

Tek demokratik adım, infazın gerçekleşmemesi mi?

Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin, Avrupa Birliği'ne uyum maksadıyla kendi içinde çalışmalar yaptığı gazetelere yansıdı. Askerler, Milli Güvenlik Kurulu'nun devamı hususunda ısrarlı davranıyor. Ayrıca, Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasının, orduyu siyasete bulaştıracağını ileri sürüyorlar.

1961'den beri Başbakanlığa bağlı olan Silâhlı Kuvvetler, darbeler yoluyla siyasete müdahale etmedi mi?

Ordu, tekliflerini hazırlayadursun, esas yetki hükûmette.

* * *

Bu hususta atılacak önemli adımlar var.

Hiç değilse Askeri Şûrâ kararları yargı denetimine alınmalı.

Milli Güvenlik Kurulu'nda sadece Genelkurmay Başkanı bulunmalı. Emir komuta zinciri içinde aynı görüşü paylaşan diğer kuvvet komutanlarının böyle bir kurulda ne işi var?

Anayasa'nın geçici 15'inci maddesi değiştirilerek, 12 Eylül'e -icraatı ve çıkarılan yasalar açısından- yargı yolu açılmalı.

DGM'lerde olduğu gibi, Anayasa Mahkemesi'ndeki iki asker üyenin de görevine son verilmeli. Anayasa Mahkemesi'nde Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nden gelen iki üye mevcut. Anayasa'nın 146'ncı maddesi değiştirilerek, Anayasa Mahkemesi sivil bir yapıya kavuşturulmalı.

TCK'nın 312'nci maddesi de dahil olmak üzere, yasalarda demokratikleşme yolunda adımlar atılmalı.

...............................

Anasol-M Hükûmeti, bu şekilde, Apo'ya endeksli olmadığını, İmralı'dan ötesini de görebildiğini ispatlamış olur.


13.OCAK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazlı ILICAK

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...