YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Beni muhatap almaz

 
Süleyman Demirel'in Abdullah Gül'le tartışmasındaki üslubu 'mesafeli bir dost yaklaşımı' olarak gördüm ben. İleride kurmak zorunda kalabileceği ittifaklar için suyun ısısını kontrol ediyor gibi davranıyor...

 

Galiba nihayet bitti. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile FP Kayseri milletvekili Abdullah Gül arasında bir haftayı aşan bir süreyi kapsayan kalem atışması bitmişe benziyor. Tartışmayı başından sonuna dikkatle izlediğim halde icmal yapmakta zorlanıyorum. Sanırım, iki taraf birbirine üç cevap verdi ve Abdullah Gül'ün cevabının Süleyman Demirel tarafından cevaplanmamasıyla tartışma kapandı.

Tartışmayı neden izlediğimi geçenlerde yazmıştım: Ekmeğini bu meslekten kazanan profesyonel bir yazar olarak, hatır için haftada bir kalemi eline alan bir siyaset adamının gördüğü rağbeti kıskanıyorum. Cumhurbaşkanı Demirel ne yazarsam yazayım bana cevap vermiyor; buna karşılık daha başka yolla tartışabileceği Abdullah Gül'le gazete sayfalarında hesaplaşıyor... Ben kıskanmayayım da kim kıskansın?

Yıllar yılı siyasetin içinde olduğu için Süleyman Demirel'in bütün beşerî özellikleri ve zaafları biliniyor. Bir çok kez uzaktan izledim; sözgelimi, sevmediği biriyle selâmlaşması gerekti mi, muhatabının elini sıkıyor sıkmasına, herkesi öpüyorsa onun yanağına da bir öpücük konduruyor, ancak bunu yaparken yüzü tuhaf bir biçim alıyor...

Kendisiyle epeydir yüz yüze görüşemediğimiz için Demirel'in hislerini konuşma ve yazılarından çıkartmak zorundayım. Abdullah Gül'le gazete sayfalarında tartışması hakkında sadece şu kadarını söyleyebilirim: Cevap verme zahmetine katlanması, basın müşavirliğini aracı olarak kullanmasına rağmen doğrudan hitap etmesi, FP milletvekilini 'kâbil-i muhatap', kendi düzeyinde bir siyasetçi olarak gördüğüne işaret ediyor. Tartışmayı onun bitirmesine izin vermesi ise Abdullah Gül'e bir jest... Yazdıklarından sevgi veya sevgisizlik kokusu alınamıyor ne yazık ki...

Vaktiyle neredeyse her gün görüştüğü bir tanıdığı, "Süleyman Bey kimselere benzemez" dedi bana ve ekledi: "Herkesin arkadaş çevresi, dostları vardır. İyi günde de kötü günde de güvenebileceğimizi bildiğimiz yakınlarımızdır onlar. Süleyman Bey'in ise bu anlamda bir arkadaşı, dostu, yakını yoktur, hiç olmamıştır. İnsanlarla geçici dostluklar kurar, çoğunlukla işgal ettiği konumun gereği yol arkadaşlıklarıdır bunlar... Eşinin kardeşi Ali Şener'in adadaki evinde çektirdiği ve 'İşte ailem' dediği fotoğrafta yer alanlara bir de bu gözle bak..."

Doğru bir tespit. Süleyman Bey aynı kategoriye girer mi bilemem, ama dostluk ilişkilerini "Al gülüm-ver gülüm" temeline oturtan insanlarla çok karşılaştım. Verebilecek durumda kaldığı sürece etraflarında insanlar bulunur bu tiplerin; gözden düşünce tek başlarına kalırlar... Bir kenara çekilmeleri gerektiğinde geçmişte ellerini öpenler dahil kapılarını bir tek Allah'ın kulu çalmaz... Bu yüzden hep güçlü olmak, ayakta kalmak zorunda hissederler kendilerini. ABD'de bu tiplerden bol miktarda vardır...

Süleyman Demirel'in Abdullah Gül'le tartışmasındaki üslubu 'mesafeli bir dost yaklaşımı' olarak gördüm ben. İleride kurmak zorunda kalabileceği ittifaklar için suyun ısısını kontrol ediyor gibi davranıyor... FP milletvekili, ya bunu anlamadığı ya da -aksine- fena halde anladığı için, mesafeyi daha da artıracak biçimde davrandı bu tartışma sırasında.

Nisan ayının ortasında başlayacak cumhurbaşkanlığı seçimi süreci içerisinde şansı en az olan aday Süleyman Demirel; son turda 276 oyu bulabilecek herhangi bir milletvekili Çankaya Köşkü'ne çıkabilir de, onun bir dönem daha yerinde kalabilmesi için gerekli oy sayısı 376... Meclis'in en az üçte ikisi, "Süleyman Demirel'i başımızdan eksik etmeyelim" kanaatinde olmazsa anayasa değişemez çünkü. Bu bakımdan, Meclis'teki tek bir milletvekilinin bile desteği önemli...

Oysa, saygılı bir tartışma bile olsa, Abdullah Gül ile yazışması, FP içerisindeki sevenlerinin sayısını artırmaya yaramadı Süleyman Demirel'in. FP'nin şu sıralarda en az hatırlamak isteyeceği konu, 28 Şubat 1997 tarihinde yapılan MGK'da alınan 'irtica ile mücadele kararları'nın o günlerde iktidarda bulunan Refahyol hükümeti tarafından uygulamaya konulduğudur. Cumhurbaşkanı Demirel, gazete sayfalarındaki tartışmada, Abdullah Gül üzerinden, bu iddiayı hatırlatmış oldu işte. Bu hatırlatmanın FP tarafından hoş karşılanmayacağı, FP milletvekillerinin, zorda bile kalsalar, onun görevinin uzatılması yolunda olumsuz düşünecekleri belli.

Bir amacı suyun ısısını kontrol olsa da, galiba tartışmanın esas amacı bu: Görev süresi uzatılacaksa, bunun, FP'yi dışarıda bırakan geniş bir cephenin tercihi olarak gerçekleşmesini istiyor Süleyman Bey...

"O senin hüsn-ü kuruntun" demezseniz, onlar tartışırken araya girip iki lâf etmemin (Kulis, "Gül'ü kıskandım", 2 Ocak 2000) bir yararı olduğunu düşünüyorum ben: İlk cevabında, "Abdullah Gül'ün vicdanı kapalı" üslubunu kullanan Süleyman Bey, benim uyarım üzerine olmalı, sonraki cevaplarında hiddetini korudu, ama yanlış algılanabilecek cümleler kullanmaktan kaçındı. Bence Türk basın tarihinde yerini alması gereken bir tartışmaydı Milliyet sayfalarında cereyan eden. Ne çare ki, tartışanlar, basın tarihinin kabul edebileceği 'gazetecilik' veya 'yazarlık' özelliği olan insanlar değil... Hiç değilse bir taraf profesyonel bir yazar olsaydı!

Yok, yok, Cumhurbaşkanının beni muhatap alacağını sanmıyorum.


13.OCAK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...