YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Tıp ahlakı

Etyen Mahçupyan son 5-6 yazısını kanser tedavisine ayırdı. Son derece ilginç olan bu yazılarda Sayın Mahçupyan'ın özetle söylediği şu: Bugün sürdürülmekte olan kanser tedavi şekilleri aslında Amerika'daki büyük ilaç sanayiinin bir oyunudur; çok daha ucuz ve zahmetsiz bir şekilde kanserin tedavisi bulunduğu halde kemo-terapiden kazanılan milyarlarca dolar sebebiyle bu alternatif tedavi şekli yaygınlık kazanmamaktadır. Evet özetle söylenen bu.

Bu konu tabiatıyla benim ilgi ve ihtisas alanım dışında. Bekledim ki bu yazılar ilgili çevrelerce tartışılsın, uzmanların konuyla ilgili söylediklerini de okuyayım. Depremi günlerce tartıştığımız, hâlâ da tartışmakta olduğumuz halde, aynı ölçüde tahrip edici olan bu hastalık ve tedavi şekilleri konusu takip edebildiğim kadarıyla basında ilgi görmedi. Belki de bazı çevreler aman bu konuyu deşmeyelim, nisyana terk edelim diye düşünmüş olabilirler.

Aslında insan sağlığından para kazanmanın ahlaki boyutu üzerinde yazı yazmayı hayli zamandır düşünmekteydim. Son altı ayım 20 senelik apartman komşumun yakalandığı kanserin tedavi sürecini çok yakından izlemekle geçti. Geçtiğimiz Kurban Bayramı'nda böbreklerinden rahatsız olduğunu, bayramdan sonra muhtemelen ameliyat olacağını söylediğinde, meselenin vahametini kavramamıştım. Bayramdan kısa bir süre sonra ameliyat olup böbreğinin birisini aldıklarında sevgili komşumun çok ciddi bir problemle karşı karşıya bulunduğunu anladım. Ameliyatın ardından önce radyo-terapi uygulandı. Bunun ne kadar ıstırap verici bir şey olduğunu o zaman anladım. Peşinden kemo-terapiye sıra geldi. Onu da bilenler bilir. Sık sık ziyaret etmeye, teselli edici sözlerle acılarını dindirmeye çalıştığım dostumun ameliyattan sonra acısız bir günü geçmedi. Acının zorlamasıyla zaman zaman isyankarı oynadı, peşinden de tövbekarı. Nihayet iki hafta önce ruhunu teslim etti. Allah rahmet eylesin.

Her fani elbette ölecek, ancak dostumu defnettiğimiz günden beri şu soruyu da zihnimden atamıyorum: Acaba o ameliyatı olmasa, radyo-terapiyi ve kemo-terapiyi uygulatmasa son altı ayını daha mı ıstıraplı olarak geçirirdi? Geçirmeyecek idiyse ve bunu da doktoru biliyor idiyse doktor neden bu yolu seçti? Bundan altı-yedi sene önce çok sevdiğimiz bir meslektaşımız akciğer kanserinden ameliyat olmuştu. Ameliyatı çok saygı duyduğum bir cerrah dostuma söylediğimde şöyle demişti: Bana sorsa ameliyat olma derdim, bu hastalık iki yılda sonuca ulaşır. Ameliyat bunu değiştirmeyeceği gibi kalan iki yılının ıstıraplı geçmesine de sebep olacak. Maalesef aynen dediği gibi oldu. İki yılı büyük acılar içinde geçti meslektaşımızın.

Buradan bazı hastalıkların tedavileri için ahkam kesecek değilim. Bazı tedavi yöntemlerinin uygulanmaması gerektiğini söyleyecek konumda da değilim. Modern tıbbın birçok hastalığın tedavisinde kaydettiği aşamayı ve bu aşamada doktorların, bilim adamlarının çabalarının, fedakarlıklarının rolünü de inkar etmiyorum. Ancak bazı doktorların, hastanelerin bugün özellikle pahalı bazı tedavileri, gerçekten hastaya gerekli olduğu için uyguladıkları konusunda artık şüpheliyim.

Yine geçtiğimiz ay bir dostum annesini kaybetti: Yaşlı annesini kaybetmekten geriye kalan en üzüntülü anısı şuydu. Son günlerde annemin öleceğini biz anlamıştık. Ama annemin rahat yatağında, başucunda Kur'an okuyarak, zemzem içirerek ölmesine izin vermediler. Bir gün önce ısrarla MR çektirmemizi istediler; zavallı kadını kaldığı hastaneden MR çekileceği bir hastaneye taşımak zorunda kaldık, son gününü de yoğun bakımda bizlerden ayrı geçirdi. Keşke iki üç gün önce durumu gören doktorlar bizi kendi halimize bıraksalardı da -üstlendiğimiz masraf bir tarafa- annemiz kendi evinde sevdikleri arasında ölseydi.

Bu mesele çoğu kere doktorları da aşıyor. Milyarlarca dolarlık cirolarla çalışan ilaç sanayii, sağlık sektörü doktorları kendi hallerine de bırakmıyor. İnsanlar can derdinde iken onlar sağlıktan para esirgenmez düşüncesini olabildiğince istismar ediyorlar. Bu duruma mutlaka bir şekilde engel olmak gerekir. Burada en önemli rol devlete ve doktorlara düşüyor.


20 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

M. Akif Aydın

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...