Köy-Kent konusunda, Oktay Ekşi ile yarım kalan bir tartışmamız var; bugün ona devam edeceğim.

Ekşi'nin bana gönderdiği açıklamadan, önemli bölümleri siyah punto ile sütunuma alıyorum. Hemen altında cevaplarımı bulacaksınız.

Asfalt yol tartışması

1) Oktay Ekşi : "Ordu - Mesudiye arası 173 değil 115 kilometre; stabilize değil asfalt. Köy-Kent merkezine 12 metre genişliğinde asfalt yolla gidildiği tümüyle yalan. Yol 12 değil, 8 metre genişlikte; lüks asfalt dediğiniz yerde 1 metre asfalt yok. Köy-Kent projesinde yüzme havuzu da yok"

Cevap: Oktay Ekşi, teferruata boğuluyor. Ordu - Mesudiye arasındaki yol, stabilize olmasa bile, bozuk havalarda da ulaşıma kapanan çok kötü bir asfalt. Ordu'dan Mesudiye'ye gitmek hayli meşakkatli. Arabanın hızına göre 2,5-3 saat sürüyor. Bu yorucu yolculuğun sonunda -çöl ortasında vaha görmüş gibi- Ordu'nun 57 köyünden sadece 9'unu kapsayan Köy-Kent'e varıyorsunuz. Köy-Kent merkezinden, Mesudiye ilçesine 17 kilometrelik ana ulaşım yolu mevcut. Oktay Ekşi'nin dediği gibi 8 değil 10 metre genişlikte. Ekşi "henüz asfaltı yapılmadı" diyor; oysa bize "17 kilometrenin asfaltlanmasının % 80'inin tamamlandığı" bildirildi. (Bu iş için 2.2 trilyon lira harcandı.) Kaldı ki, bugün yol tamamen bitmemiş olsa bile, neticede, 2.5 trilyon lira (hatta bir iddiaya göre 3 trilyon lira) sarfedilerek, Köy-Kent merkezi ile Mesudiye'yi bağlayan 17 kilometre uzunluğunda bir yol yapılmıyor mu? Ayrıca 9 köyün arasındaki yollar genişletilip çakıllanmıyor mu? Gene aldığımız bilgiye göre, köyler arasındaki yollardan 6 kilometresi birinci kat asfaltlandı; diğer 6 kilometresine, ikinci kat asfalt yapıldı. Çalışmalar, köy hizmetlerinin bütün araçlarını, kentin hemen hemen makine imkânlarının çoğunu kullanarak hızla devam ediyor. (Vali'nin kızması bundan kaynaklanıyor. Çünkü diğer bütün hizmetler aksıyor.) Oktay Ekşi "1 kilometre bile asfalt yok" diyor ama, yukarıda da izah ettiğimiz gibi, bizim bilgi kaynaklarımız 30 kilometre asfaltın tamamlandığını söylüyor. Evet, projede havuz yok ama, çocuk parkı var. Yaş vasatisi 60 olan kişiler, salıncaklarda mı sallanacak? Tahtıravelliye mi binecek? Çocuk parkı, aile çay bahçesi ve mezarlık çevre düzenlemesine toplam 200 milyar lira sarf edilecek. Ayrıca köylülerin çeşitli faaliyetler için, köy konakları kuruluyor. Yazık değil mi?

Akkuş'taki fabrika

2) Oktay Ekşi: "Mesudiye'nin 40 bin hektar ormanı var. 9 köyün 9'u da orman köyü statüsünde. Ordu'nun bir başka ilçesi olan Akkuş'taki, Orman Ürünleri İşleme Fabrikası'nın Mesudiye'ye kaydırıldığı doğru değil. Çünkü Akkuş'taki fabrika -ki halen özelleştirme kapsamında bulunuyor ve çalışıyor- nasıl alınmış da Mesudiye'ye nakledilmiş? Lütfen sözlerinizi bir daha gözden geçirin. Bakın 'Akkuş'taki fabrika faal diyorum, orada duruyor' diyorum"

Cevap: Evet, göze görülür yoğun ormanlık saha bulunmamasına rağmen, Köy-Kent kapsamındaki 9 köy, hukuken orman köyü statüsünde. Şimdi gelelim işin esasına:

a) Akkuş kereste fabrikası sözde faal. Ama aslında 5-6 yıldır atıl durumda. Özelleştirilmeyi bekliyor. Evvelce yapılan bir özelleştirme, işçilerin çalışmalarına devam etmesi mükellefiyetini kapsadığı için neticelenmedi. 150 işçisinin emekli olmayan 50-60 kadarı kahvelerde zaman öldürüyor. Çünkü Akkuş kereste fabrikası, aynen Köy-Kent bölgesine kurulan benzeri gibi, okul sırası, parke, lambri üretebilecekken, sadece ufak tefek bıçkı işleri yapıyor. Fabrika, özelleştirme beklentisi içinde kaderine terk edilmiş.

b) Akkuş'taki fabrikayı (sözde özelleştirme kapsamında) atıl bırakıp, Köy-Kent'e bir yenisini, Orman Bakanlığı denetimindeki bir kooperatif aracılığı ile kurmak ne anlam taşıyor? Akkuş'taki fabrika (KİT) devlete yük de, Köy-Kent'teki, zarar etse aynı devlete yük olmayacak mı? Kooperatifin zararını devlet karşılamayacak mı?

c) Köy-Kent'te kurulan Orman Ürünleri İşletme Fabrikası'na, şu ana kadar 540 milyar lira harcandı. 80 milyar lira daha sarfedilecek. Ve ancak 40-50 kişiye bu şekilde iş sahası açılacak. Bu kadar işsizlik olan bir ülkede, bu yatırım bir haksızlık, bir adaletsizlik değil mi?

Sarfedilen para

3) Oktay Ekşi: "Ordu Valisi Sayın Kemal Yazıcıoğlu'nu aradım. Kendisi 'Bu projeye karşı olduğum iddiası tamamen hayaldir' dedi... Ayrıca, 2001 yılında, Ordu'nun çeşitli altyapı yatırımları için devletten aldığı 22 trilyon liranın 16 trilyon lirasının Köy-Kent projesine gittiğini söylüyorsunuz. Ordu Valiliği, Köy-Kent projesine, -hizmet katkısı hariç- finansal olarak bir kuruş destek vermedi. Projenin ihtiyacı olan kaynak, Başbakanlık Acil Destekleme Ödeneği ile Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne verilen ödenekten sağlanıyor. Bir başka ifade ile, Başbakanlık olanaklarından toplam 1 trilyon lira, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden 17 kilometrelik yolun yapımı için 2.2 trilyon lira sağlanmış. Çeşitli kamu kuruluşlarına, bir önceki bütçede tahsis edildiği halde, onlar tarafından kullanılmayan 3.5 trilyon lira bu projeye kaydırılmış. Toplam maliyet 7 trilyon lira."

Cevap: Oktay Ekşi bugüne kadar 7 trilyon lira sarfedildiğini söylüyor. Ama projenin tümü için 16 trilyon lira rakamını veriyorlar. Ayrıca yekûnun 20 trilyon liraya kadar çıkabileceğini belirtiyorlar. Oktay Ekşi'nin de ifade ettiği gibi, sadece 17 kilometrelik asfalt yola, şu ana kadar 2.2 trilyon lira sarfedilmiş. Bu paralar ister Köy İşlerinden, ister Başbakanlık'tan, ister Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu (Fak-Fuk-Fon)'ndan harcansın, milletin parası değil mi? Para milletin ise, yatırımın hakkaniyet ölçüsüne uyup uymadığını incelemek gerekmez mi?

Devletin valisinin, Oktay Ekşi'ye gerçek düşüncesini söylemesi elbette beklenemez. Biz, Valinin samimi düşüncesini bilenlerin sözlerini ve Ordu'nun genel havasını intikal ettiriyoruz. Ordulular, hatta Köy-Kent projesi kapsamı dışında kalan Mesudiye'nin diğer köyleri bu projeye karşı.

Sebeblerini sıralayayım:

a) Mesudiye'nin 57 köyü var. 9 köy, Köy-Kent kapsamında, en az 20 trilyon lira yatırım alıyor. Diğer 48 köy ne yapacak? (Mesudiye genelinde adaletsizlik mevcut.)

b) Ordu'nun 19 ilçesi var. Mesudiye'nin ilçe merkezi hariç bütün köylerinin toplam nüfusu 20 bin civarındayken, meselâ Akkuş'un köy nüfusu 40 bin. Korgan, Kumru, Aybastı, Kabataş ilçelerinin halkı, Mesudiye'ye göre daha faal. Sözgelimi, Mesudiye ilçesinde bulunan Meletsa süt fabrikasının sütü, Mesudiye köylerinden ziyade, Aybastı ve Gürgentepe ilçelerinden sağlanıyor. Mesudiye'nin beldesi Topcam barajında çalışan 250'ye yakın işçinin büyük çoğunluğu da Mesudiye dışından geliyor. Çünkü Mesudiye ve köylerinin nüfusu az, yaşlı ve sosyal güvenlik imkânına sahip. Kaldı ki, Türkiye genelinde, gelişmişlik seviyesi açısından Ordu'nun ilçelerini incelersek, Mesudiye 632'nci sırada, Kumru 671'nci sırada, Kabataş 721'inci, Akkuş 752'nci, Korgan ise 758'inci sıradadır. (Ortada, Ordu genelinde de bir adaletsizlik mevcut.)

c) Çok daha yararlı ve üretime dönük yatırımlar yapılabilecekken, dar imkânların hesapsızca, Köy-Kent'e verilmesi Türkiye genelinde de adaletsizlik yaratıyor.

Şahin'in projesi

4) Oktay Ekşi: "Tarım Bakanlığı'nın Mesudiye'ye götürdüğü ve orada yüzüne bakılmayan proje yok. Refaiddin Şahin, Ordu - Giresun illerinin tarımsal kalkınmasını sağlamak için 60 milyon dolar kaynak temin etti. Bu proje sözde uygulanıyor. Mesudiye'deki 4 adet pilot köye dört yıl içinde toplam 6'şar yahut 10'ar inek verdiler. Kalan para bürokratlara, makam arabalarına vs gitti."

Cevap: Aldığımız bilgilere göre, Refaiddin Şahin bakanken, Mesudiye Kavaklıdere Tarım Kalkınma Kooperatifi'nin 100 üyesine 2'şer adetten, 200 inek dağıtıldı. Köylüler bu ineklerin çoğunu elden çıkardılar. Gene aynı yıl, Mesudiye'ye bağlı Yeşilce beldesindeki tarımsal kalkınma kooperatifine 200 inek kredisi çıkarıldı. Beldede, ikişer inek alacak faal çiftçi bulunamadı. Tokat Dimes Meyva Suyu fabrikasına satmak üzere vişnecilik projesi geliştirildi. Mesudiye genelinde devletin gayretleriyle 80 bin fidan dikildi. Köylü bu çalışmalara pek iştirak etmedi.

Ama işin esası başka: Köy nüfusu yaşlı, üretim faaliyetine katılmaya istekli değil. Nitekim, Mesudiye'de inşaatta çalışanlar Sivas'ın iki ilçesinden Koyulhisar ile Reşadiye'den ve Ordu'nun Gölköy ilçesinden geliyorlar. Yukarıda da kaydettiğimiz gibi, Topcam barajında çalışanlar da, Meletsan'a süt temin edenler de hep Mesudiye'nin dışındakiler.

Sonuç

Oktay Ekşi Mesudiye'de ve Ordu'da seviliyor. Çünkü ilinin, ilçesinin kalkınması için yoğun gayret sarfediyor.

Ayrıca Mesudiyeliler okumuş, hoşgörülü insanlar. Ticaret, sanat, kültür, siyaset konularında önemli noktalara gelmişler. Ahlâksızlık ve suç oranı çok düşük. Çoğu kere hapishanesinde mahkûm bulunmuyor.

Ama Köy-Kent'e karşı çıkmak Oktay Ekşi'ye veyahut Mesudiye'ye karşı çıkmak değildir. Köy-Kent nüfusunu 4 bin kabul etsek, toplam 20 trilyon lira harcama, adam başına 5 milyar lira ediyor. Köy başına 2 trilyon liradan fazla sarfediliyor. Neden, en muhtaç olan değil de, (meselâ Güneydoğu'nun bir yöresi) Mesudiye diye soruyoruz? Üstelik Mesudiye'nin 57 köyünden sadece 9'u? Ve devam ediyoruz:

Köy-Kent'te, mezarlık duvarı, çocuk bahçesi, spor sahası, köy konağı, 10 metre genişliğinde birinci sınıf asfalt yollar yapılacağına, bütün köylerde, kooperatifler vasıtasıyla değil, gerçek üreticilere ulaşılarak ve onların da katkısı sağlanarak çeşitli teşviklerle, koyunculuk, besicilik, sütçülük, arıcılık özendirilemez miydi? Mesudiye'nin 300 bin dekar çayır - mera alanı ve 200 bin dekar civarında ekilebilen alanı mevcut. Böyle bir destek, üretime dönük olduğu için ekonomiktir. Ayrıca, bol miktardaki temiz sularında, kültür balıkçılığı (alabalık) teşvik edilebilirdi.

Ordu - Mesudiye arasını 40 kilometre kısaltacak ve her mevsim emniyetli geçişi sağlayacak dereyolu inşaatı bir an önce yapılmalı. Bu suretle, hem Karadeniz sahili, İç Anadolu'ya bağlanacak, hem de Mesudiye, ana şose üzerinde önemli bir yer alacaktır.

Kaynak ve öncelikler

Tek çözüm Köy-Kent değil. Aksine, eskiden Oktay Ekşi'nin de karşı çıktığı bu proje, kaynakların, önceliklere göre ve üretime dönük olarak sarfedilmesini önlüyor.

Bu proje ile, Türkiye'nin bütün fakir köylülerine, Ordu'nun diğer ilçelerine, hatta Mesudiye'nin diğer köylerine haksızlık edilmiştir.

NAZLI ILICAK

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu