T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Başbakanları bırak, belediye başkanına çat!.

Hep aynı öz-deyişi tekrar etmek durumundayız bugünlerde..

- Davacının aptalı, derdini mübaşire anlatırmış..

Her konuda böyle değil miyiz bugünlerde?

Ucuz ve temiz olacak diye kentlere getirilen "doğalgaz", aile bütçelerinin en büyük kara-deliği oldu..

Nasıl olmasın ki?

Geçen yılın başı ile bugün arasında doğalgazın fiyatı, yüzde 170 artmış..

Daha doğrusu, doğalgazı kullanan tüketiciye yansıyan fiyat artışı yüzde 170 olmuş..

Şimdi kime kızacağımızı, derdimizi kime anlatacağımızı bilemiyoruz..

Acaba bize bu doğalgazı satan Rusya'ya ve son olarak İran'a mı kızsak ki?

Acaba kaça alıyoruz doğalgazı bu ülkelerden?

Bunu bilemeyiz.. Bu bir nevi devlet sırrı..

Gizli anlaşmalarla belirleniyormuş doğalgazın devletler-arasındaki fiyatı..

Bildiğimiz birşey var..

Bu doğalgaz, "dolar" ödenerek alınıyor..

2001'in başında 670 bin lira olan 1 Amerikan doları, şimdi 1,5 milyon TL. olduğuna göre, doğalgazın tüketiciye yansıması da, en az bu oranda artmış olmalı..

Tüketici olarak, TL.'nin değerini, Amerikan Doları'nın 1,5 milyonda birine düşüren "3'lü Koalisyon"un kötü yönetimine kızmak, en doğru tutum olmaz mı?

Tüketici, veya seçmen, ya da vatandaş olarak, davamızı "iktidar"a yönlendirmeli değil miyiz?

Sanki, sade doğalgazla ısınanların bütçelerinde mi kara-delikler oluştu?

Eğitim giderleri mi, yiyecek fiyatları mı, elektrik mi ucuzladı ki?

"3'lü Koalisyon İktidarı" adına, Enerji Bakanı, doğalgazın pahalı satılmasını, belediyelere, Ankara'ya, İstanbul'a, İzmir'e yükledi dün..

Merak etmiyor musunuz?

Benzini, mazotu da, belediyeler mi dağıtıp satıyor?

Telefon hizmetleri de mi belediyelerin tekelinde?

THY, Ankara belediyesine mi bağlı ki?

Ayrıca, çöpleri toplamaları, yolları onarmaları, her çeşit kent hizmetini, ulaşımı, denetlemeyi, temizliği sağlamaları gereken belediyelerin giderleri de, kentlilerin giderleri gibi artmadı mı?

Kentlilerden toplanılan vergilerin ne kadarı, hizmet olarak kentlere geri döndü?

Bu vergilerden ne kadarı, boşaltılan bankaların açıklarını kapatmaya, ne kadarı kamu bankalarının görev zararlarını silmeye ayrıldı?

Eski Antep'in efsaneleşmiş sinema işleticisi Nakıb Ali, sinema biletini 25 kuruştan 50 kuruşa çıkartınca, o zamanki Belediye zabıtası hesap sormuş..

- Nakıb Ali Bey.. Sinema koltuklarını maroken mi kapladın, sinemaya kalorifer mi koydun ki, zam yapıyorsun bilete?

Nakıb Ali gülmüş..

- Ağam.. Patlıcana maroken mi kapladılar, domatese (Antepçesi tematos) kalorifer mi koydular ki, diye cevap vermiş..

Enerji Bakanı Çakan'ın, doğalgazın pahalı olmasını Belediyelerin "pahalıcı" olmasına bağlaması komiktir..

Doları da, 670 bin liradan 1,5 milyon liraya, Belediyeler mi çıkarttı?

Bu iktidarı da, belediye başkanları mı seçti yani?

ŞAKA

Alan alana!.

Ecevit hep "esenliğe çıkılacak" diyor ya..

Bu esenliğe çıkış yolundaki ilk başarılı örnek, Turgut Yılmaz'ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu "GSD Holding" şimdilik..

Tekstil Bank'ın çoğunluk hisselerini almış Turgut Yılmaz yönetimindeki GSD..

Bakarsınız, Turgut Yılmaz'ın ağabeyi Mesut Yılmaz'ın yönetiminde de, ANAP birşeyler alır..

YETMEDİ Mİ?

Şeriat tehlikesi kabak tadı verdi!.

Milli Güvenlik Kurulu, yine "İrtica ve Şeriat Tehlikesi Dosyası" hazırlamış..

Demek ki durum tehlikeli..

Demek ki yine birileri, "Şeriat tehlikesi var" gerekçesine sığınarak, "laiklik ticareti" yapabilecek..

28 Şubat döneminde, Mesut Yılmaz'ın Başbakan, Bülent Ecevit'in Başbakan yardımcısı olduğu dönemde, böyle olmadı mı?

"Şeriat tehlikesi" var diye rejimi korumak için "militan laiklik" yapanlardan kaçı, çeşitli hortum fiillerinden ötürü yargı önünde şimdi?

Milli Güvenlik Kurulu toplantılarına katılıp da, isimleri bu tür olaylara karışan ve yargı önüne çıkanlar olmadı mı?

Şeriat tehlikesi varmış yine?

Hapı yuttuk demektir..

Yine birileri, bir takım konutlarda, banka alım-satımları için, onu buna mı katacak?

Acaba "Şeriat tehlikesi var" diye mi, banka kurtarmalarında hangi bankanın kurtarılacağını, kurtaran ve kurtarılandan başka kimse bilmiyor?

"Şeriat tehlikesi"nin yakıtı, yoksulluktur, hırsızlıktır, kokuşmuşluktur, adaletsizliktir.. MGK raporları, bu konulara girebilir mi?


4 Ocak 2001
Cuma
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED