T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

S P O R

MİLLETİN HAYAL GERÇEĞİMİZ OLACAK

Şenol Güneş herkesin eline kağıt kalemi alıp Brezilya'dan bir puan, Çin'den galibiyet, Kosta Rika'dan beraberlik hesaplayıp takımı hayali puanlara angaje etmesinden şikayetçi.

Bu iş tam bir strateji meselesidir. Turnuva bilinci edinebilirsek işin gerisini getirecek gücümüz olduğunu biliyorum." Bu sözler Şenol Güneş'in ağzından dökülüyor. Biraz önce genel müdür Mehmet Atalay'ın ikramı olan Hamsi tava yemenin verdiği özgüvenle mi böyle konuşuyor diye dikkat kesiliyorum. Sonra "Yok" diyorum kendi kendime. Adam hamsiyle büyümüş zaten. Helvanın verdiği gevşeklik de değil bu. Ben istatistik bilgiler çıkardıkça ve "büyük takımlara turnuvaların başında çaktın çaktın, bi daha kimse vuramaz onları" diye konular döküyorum ortaya. Dikkatini l978'in kupalı Arjantin'in gruptan şikeyle çıkabildiği Peru maçına, Almanya'nın Avusturya ile oynadığı şike maç sonucunda Cezayir'i nasıl saf dışı bıraktığına, 1982 yılında İtalya'nın gruptan mucize eseri çıkıp kupayı nasıl kazandığına çekmeye çalışıyorum.

MESELE STRATEJİ MESELESİ

"Bunları biliyorum. Senin ara sıra kafa yorduğun şeyle ben 24 saat yatıp kalkıyorum" şeklinde bakıyor ve açıkcası rahatsız oluyorum. Karizması sınırlı denilen, Türkçesi sorunlu denilen, yetersiz olduğu vurgulanmaya çalışılan adam tam bir "özgüven abidesi" olmuş çoktan."Bizim turnuva bilincimiz eksik. Bunu edinmeliyiz önce. Çin ve Kosta Rika futbolu ve oyuncuların özellikleri üzerine aldığımız bilgilerle bilimsel teoriler geliştirmeliyiz. Sonra çareleri içinden üretecek kadromuz ile doğru çalışma ve doğru seçimler üretmeliyiz. Mustafa İzzet'ten yararlanabilir miyiz, Tugay o dönemde ne durumda olacak, zorlu ligin içinden ne gibi firelerimiz olacak. Bunları hep düşünerek ve yaşıyarak bir sonuca varmalıyız. Sonra Brezilya'yı düşünmeliyiz. Bizden daha aç ve istekli, üstelik seyirci avantajına sahip Çin karşısında nasıl farklılaşmalıyız diye bir pratik çalışma yapmalıyız. Yani iş çok kapsamlı."

BU İŞ ÖNCE KAFADA BİTER

Kahvelere geçildiğinde anlıyorum ki adını kimliğine bakarak söyleyebilecek derecede konsantre olmuş işine. Bilimsel desteklerin ve eleştirilerle yardımların hiçbirini dışarda bırakmıyor. Üç rakibinde çok uzaklarda olmasını ve kontrol edilebilir duruma geçememelerini bir dezavantaj olarak gördüğünü ise "ah.. Keşke en az biri Avrupalı olsaydı" sözünü ağzından kaçırmasından anlıyorum. "Beni Ronaldo'dan çok Kosta Rika'nın forveti düşündürüyor. Çünkü daha yeni tanıyoruz. Ama bu açığımızı kapatacağız ve ondan sonra doğru turnuva bilinci ve stratejisi üreteceğiz. Mayısın ikinci yarısında herşeyi planlamış olarak sadece bir kaç küçük rötuş kalmalı bize. Onu da katılacağımız bir turnuvada ve Kore'deki son çalışmalarda tamamlamayı planlıyoruz. Bize desteği millete hayal kurdurarak değil, gerçekleri göstererek verebilirsiniz."

Son cümlesi önemli.. Hem de çok önemli..

Belki de önümüzdeki 5 ayın en önemli cümlesi..



4 Ocak 2002
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED