Şule Gürbüz aslında İstanbul Üniversitesi Arkeoloji mezunu. Arkeoloji eğitimi alan Gürbüz, saat tamircisi olacağını aklının ucundan bile geçirmemişti. Ta ki, okulunu bitirip, saatler ile ilgili araştırma yapmak için Dolmabahçe Sarayı'na girene kadar. Saray'daki saatlerle ilgili araştırma yapan Gürbüz, saatlerin mekaniğine ilgi duyunca, Saray'daki saatlerin tamirini üstlenen Recep Gürgen'den tamirciliğini öğrendi.

65 saat şimdi tıkır tıkır

Şule Gürbüz, Recep Gürgön ile birlikte çalışmadığı için bir kenara atılmış 18 ve 19. yüzyıllara ait paha biçilmez, büyük bölümü altın kaplama 65 saati elden geçirerek çalışır hale getirdi. Saatler çalışır vaziyete getirildikten sonra Dolmabahçe Sarayı'ndaki saat müzesinde sergilenmeye başladı. Gürbüz, 1906 yılında meşrutiyet hatırası olarak Bektaşi saat ustası Bandırmalı Osman Nuri'nin imal ederek Abdulhamit'e hediye ettiği saatin müzedeki saatlerin en önemlileri arasında yer aldığını ifade ediyor. Osmanlı saatleri arasında bir günün 10 saat olarak hesaplanarak imal edilen, alaturka ve alafranga zamanı aynı anda gösteren çok kıymetli saatler yer alıyor.

OKTAY MEHMET

« Geri Dön