Ferruh Sezgin'i bildiniz mi? Ara sıra İnternet sitelerinde yazılarına rastlıyorum. "Yeni Hayat" dergisinin de "sürekli olmayan" yazarları arasında yer alıyor, yanlış hatırlamıyorsam.

Sezgin'in uzmanlık alanı, İsrail... Bu ülkenin yapıp ettiklerini yakından izliyor, ilgili yayınları tarıyor ve ilginç sonuçlara varıyor.

Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed'in, "İsrail, ABD'yi Suriye'yi işgale zorluyor" açıklamasından sonra, gözler bir kez daha nefretin odağındaki ülkeye, yani İsrail'e çevrildi.

Biliyorsunuz, Hayfa'daki intihar saldırısından sonra, İsrail, Şam yakınlarındaki bir hedefe "hava saldırısı" düzenlemiş, çeyrek yüzyıllık zimni ataşkes ilanını bozmuştu. Ardından, ABD yönetiminin Suriye'ye yönelik tehditkar açıklamaları gelmişti.

Neden?

Bunun cevabını, 1998 yılında kaleme aldığı yazısında Ferruh Sezgin veriyor. Bugün yaşananların "şaşırtıcı" olmadığını, Suriye'nin öteden beri İsrail'in hedefinde bulunduğunu belirten Sezgin, Büyük İsrail projesinin önündeki engelleri de anlatıyor.

Okuyalım:

Amerikalı Larry Collins ile Fransız Dominigue Lapierre tarafından yazılan "Kudüs Ey Kudüs" politikaya meraklı olanlar için, özellikle İsrail ilgi alanları içindeyse, vazgeçilmez değerde bir kaynaktır.

İsrail devletinin "genişleme stratejisini" anlatan bu kitapta, nasıl sıfırdan başlayarak adım adım devlet olunduğunu -ve olunacağını- gösteren harika örnekler vardır.

Aynı şekilde, Ralph Schoenman'ın "Siyonizm'in Gizli Tarihi" adlı kitabı da İsrail'in geleceğe dönük politikalarını afişe eden eserler arasındadır.

Schoenman, kitabının bir yerinde (s.105) İsrael Şahak'ın "Orta Doğu İçin Siyonist Plan" (The Zionist Plan for the Middle East) adlı eserine atıfta bulunur. Söz konusu bölüm, İsrail'in "nasıl bir Suriye" tasarlamış olduğu ile ilgilidir:

"Suriye, etnik ve dini yapısına uygun olarak çeşitli devletlere ayrışacaktır. Kıyıda bir Şii-Alevi devleti, Halep yöresinde bir Sünni devleti, Şam'da buna düşman bir başka Sünni devleti, Havran-Kuzey Ürdün-Golan bölgesinde de bir Dürzi devleti. Bu yapı, güvenliğimizin garantisi olacaktır ve bu hedef ulaşabileceğimiz kadar yakındır."

Düğmeye Hafız Esad'ın ölümünden sonra basılacağı, pek de yabana atılmaması gereken bir siyasi hipotezdir.

Peki, Suriye'den sonra?

Siyonizm'in kurucusu Thedor Herzl'e göre, Siyonist hareketin üzerinde hak iddia ettiği topraklar, kısaca "Nilden Fırat'a kadar büyük ülke" olarak tanımlanabilir. (Theodor Herzl: Diaries (Günlükler), Cilt II., s.793).

Schoenman, İsrailoğulları'nın bu büyük ülkesini, "Lübnan ile Ürdün'ün tamamı, Suriye'nin üçte ikisi, Irak'ın yarısı, Türkiye'nin bir bölümü, Kuveyt'in yarısı, Suudi Arabistan'ın üçte biri, Sina'nın tamamı, Mısır'ın da Port Said, İskenderiye ve Kahire'yi kapsayan bölümü" olarak tarif ediyor.

Demek ki (Sezgin'in iddiaları doğruysa), İsrail'in uzun vadeli planları arasında Türkiye'den koprak talebi de bulunuyor!

Türkiye'yi ABD-İsrail ekseninde politika belirlemeye zorlayan nedenlerin arkasında, yoksa bu tür bir "endişe" mi gizli?

AHMET KEKEÇ

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu