AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Bağ-Kur'da dövizle borçlanma

Kurtar ERBAŞ (ANKARA): Eşim 1984 yılında Almanya'dan kesin dönüş yaptı. Almanya'daki kendi sigorta primlerini de Merkez Bankası aracılığıyla isteyerek aldı.1986 yılından bu yana bir işyeri sahibi olarak Bağkurlu. İki yıl sonra emekliliğini hakediyor. Size sormak istediğimiz konu eşimin iki yıl sonra Bağkur emekliliği yapılırken Almanya'daki yaklaşık 13 yıllık hizmetinin birleştirilip birleştirilemeyeceği. Bu konuda bugüne kadar sağlıklı bir bilgiye ulaşamadık.

Daha önce SSK uygulamaları yönünden "Dövizle Borçlanmanın Kuralları" başlıklı bir yazı yazdım. Ve bu konuya oldukça fazla değindim. Yazınızda bu yazıyı okuyup okumadığınızdan bahsetmiyorsunuz. Pazartesi yazıları içerisinde İnternet adresinden okuyabilirsiniz.

Tekrarlayacak olursak, Anayasa Mahkemesi, Kartal İş Mahkemesi'nin başvurusu üzerine, 12.12.2002 tarih, E.2000/36 ve K.2002/198 sayılı Kararı'yla, 3201 sayılı Yurtdışı Borçlanma Kanunu'nun bazı ibarelerini iptal etti ve iptal kararı, 25.04.2003 tarih ve 25089 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı. TBMM, daha sonra 4958 sayılı Kanun'un 56. maddesiyle 3201 sayılı Kanun'un bazı hükümleri iptal edilen 3. maddesini değiştirdi. "Başvurulacak kuruluşlar" başlıklı 3. maddede yapılan düzenlemeye göre;

1)Halen yurtdışında bulunanlar:

a)Yurtdışına çıkmadan önce Türkiye'de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumu'na,

b)Yurtdışına çıkmadan önce Türkiye'de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna,

c) Ev kadınları Bağ-Kur'a, yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.

2)Türkiye'ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler:

a)Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar, Sosyal Sigortalar Kurumu'na,

b)Müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,

c)Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,

d)Hizmetlerinden bir kısmı yurtdışında iken borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş yaptıktan sonra borçlanmak isteyenler ilk borçlanmayı yapan sosyal güvenlik kuruluşuna,

e)Ev kadınları Bağ-Kur'a,

yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.

3)Hak sahiplerinin borçlanması, yurtdışında çalışmakta iken veya yurda dönüş yaptıktan sonra ölenlerin hak sahipleri ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu kanunla getirilen haklardan yararlanırlar."

Hizmetleri Birleştirme Yasası, Yurtdışı Sürelerini Borçlandırma Kanunu ve Yurtdışı Sürelerini Borçlandırma Yönetmeliği'nin hükümlerin uygulanmasını, bilhassa "Transferi Sağlanan Primlerin İadesi" başlıklı 15. maddesindeki düzenlemeler açısından yapılacak uygulamayı öğrenmek için, dosyanızdaki diğer verilerle birlikte değerlendirilmek üzere, Bağ-Kur ilgili birimine dilekçe vermelisiniz. Alınacak cevaptan hareketle, gerekli görüyorsanız aldığınız olumsuz cevaptaki olumsuzluğu gidermek için yargıda dava açmalısınız. (Çünkü henüz Bağ-Kur'un bu yöndeki düzenlemesini okuyabilmiş değilim.)

Fazla çalışmada işçinin onayı

Hüseyin BÜYÜKBAŞ: Toplu iş sözleşmesinin fazla çalışma ile ilgili maddesi aşağıdaki gibidir. "Önceden haber verilmek suretiyle işçiye fazla çalışma yaptırılabilir. İşçinin meşru mazereti dikkate alınır." denilmektedir. Kanunen her yıl başında Bölge Çalışma Müdürlüğü'nden de fazla mesai için onay alınmaktadır. Sorum şudur: Önceden işçiye bildirildiği halde, sendikalı veya sendikasız işçinin fazla mesaiye gelmemesi durumunda işverenin uygulayacağı cezai müeyyide nedir ? Konunun hem toplu iş sözleşmesindeki anılan madde açısından hem de, sendikasız işçi için İş Kanunu açısından yorumu ve uygulaması nedir?

10 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu'nun fazla çalışmanın esasları düzenlenmiştir. Burada fazla çalışma izninden söz edilmemektedir. Bu nedenle Bölge Müdürlüğü onayı değil de fazla çalışma yaptırılacak işçinin onayının alınması gerekmektedir. İşçiden iş sözleşmesi veya ek belgeyle fazla çalışma onayı alınmış olmasına rağmen, meşru mazereti olmaksızın, bu fazla çalışmayı yapmazsa, verilen işi yapmamaya ilişkin hükümler uygulanacaktır. Bilindiği üzere 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-h. Bendinde, "İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi" halinde, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle tazminatsız fesih edilmesi hususu düzenlenmiştir. Bu konuda sendikalı yahut sendikasız işçi açısından farklı uygulama imkanı yoktur. Ancak bu hükmün uygulanmasında, yani feshin haklı gerekçeye dayandığının kanıtlanmasında, yazılı hatırlatma keyfiyeti yanında tekrar görevini yapmamakta ısrarına ilişkin tutanakların düzenlenmesi gerekmektedir. Çünkü gerektiğinde iş müfettişine ve yargıya sunulacaktır.


13 Ekim 2003
Pazartesi
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED