AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

P O L İ T İ K A
Kongrede sert uyarı

"İşini yapmayan siyasetçi rejim bekçiliğine, milletin emanetini istismar eden bürokrat milliyetçilik kisvesine bürünmeye, yolsuzluk yapan işadamı devletin temel nitelikleri üzerinden polemik üretmeye kalkışmasın."

AK Parti lideri ve Başbakan Tayyip Erdoğan, "İşini iyi yapmayan siyasetçi rejim bekçiliği yapmaya; milletin verdiği emaneti istismar eden bürokrat milliyetçilik kisvesine bürünmeye; yolsuzluk yapan işadamı devletin temel nitelikleri üzerinden polemik üretmeye kalkışmasın" dedi.

Erdoğan, AK Parti 1. Büyük Kongresi'nde yaptığı konuşmada, yanlışlarını gerginlik perdesi altına gizlemek isteyen bazı odaklara sert mesajlar verdi. Erdoğan, sözlerine başlarken, AK Parti'nin milletin aklından ve vicdanından doğduğunu belirterek, "Partimizin misyonu, toplumsal merkezin değer ve taleplerini siyasetin merkezine taşımak ve bu suretle devlet ile toplum arasında oluşan mesafenin doğurduğu problemleri gidermektir" diye konuştu.

Kendilerinden önce siyasi merkezin dinamizm ve toplumsal taleplerden koptuğunu; üst ekonomik gruplarla halk arasında buluşma noktasının kalmadığına işaret eden Erdoğan, "Ortak dil, heyecan ve hedefler, sanki bu ülkede sürgüne gönderilmiş gibiydi. Siyasi elitler birçok proje ürettiler. Fakat, elitlerin başaramadığını, aziz milletimiz bir Anadolu hareketi oluşturarak başardı" diye konuştu.
Erdoğan'ın bu sözleri büyük alkış aldı.

TC kimliği esastır

Türkiye Cumhuriyeti kimliğine sahip her bir vatandaşı aynı şefkat ve saygıyla kucakladıklarını, Anadolu'nun her köşesini Ankara'ya aynı mesafede gördüklerini kaydeden Erdoğan, "Önce millet" derken, milleti bir bütün olarak kavradıklarını ve o bütünün renklerini birbirinden ayırmadıklarını bildirdi.

Erdoğan şöyle devam etti: "Cumhuriyetimiz ile demokratlık arasında bir çelişki değil, esasında bir sinerji olduğu açıkça görüldü. Milletin taleplerini görmezden gelme veya milletin taleplerini istismar ederek siyaseti radikalleştirme devri, bizimle son buldu."

Statükonun çabaları beyhude

Temel önceliklerini "millet" olarak belirleyen bir siyasi partinin, marjinal vehimlere ve art niyetli kehanetlere kanarak "tam demokrasi" ısrarından vazgeçmesinin düşünülemeyeceğini anlatan Erdoğan, Türkiye'yi yerinde saydırmak, geriye götürmek isteyen, demokrasiyi ve hukuku, hatta Cumhuriyeti halktan esirgeyen statükocu ve otoriter çabaların beyhude çabalar olarak kalacağını bildirdi.

Kendilerinin ülke için gece gündüz koştururken, aynı heyecanı taşımayanların "Türkiye'yi durdurmaya çalıştıklarını" anlatan Erdoğan, "Ama biz, Türkiye'yi dünyanın parlayan yıldızı yapmadan bu yoldan asla geri dönmeyeceğiz. Yolsuzluklarını ve usulsüzlüklerini örtbas etmek için rejim bunalımı çıkarma oyunu oynayanların, bu zevksiz oyunlarının son kullanma tarihi geçmiştir" dedi.

Anayasal ilkeler değişmez

Türkiye'nin, anayasasında belli olan değişmez ilkelerle yoluna devam etmede kararlı olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Hiç kimse, yaptıkları yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin ortaya çıkmasını engellemek için rejim üzerinde bir tartışma çıkarmaya girişmesin. İşini iyi yapmayan siyasetçi rejim bekçiliği yapmaya; milletin verdiği emaneti istismar eden bürokrat milliyetçilik kisvesine bürünmeye; yolsuzluk yapan işadamı devletin temel nitelikleri üzerinden polemik üretmeye kalkışmasın. Buradan bir kere daha ilan ediyorum ki, milletin kanını emen bu oyunların son kullanma tarihi geçmiştir. AK Parti olarak milletimize; siyasetin temiz kalacağına, Türkiye'nin önünün açılacağına, çocuklarımıza mutlu bir gelecek hazırlanacağına dair söz verdik. Bu söze sonuna kadar sadık kalacağımızdan kimsenin endişesi olmasın."

Hiçbir gizli gündemimiz yok

AK Parti'nin kimliğini, "Türkiye'nin kimliği" olarak tanımlayan Erdoğan, milleti anlama güçlüğü çekenlerin AK Parti'yi de yanlış anladığını ve "niyetlerini" sorguladığını belirterek, "Partimizin gizli bir gündemi ve amacı yoktur. Amacımız ve niyetimiz milletimizi hak ettiği özgürlüğe ve refaha kavuşturmaktır. Elbette her insan gibi mukaddeslerimiz var. Ancak siyaseti de bu değerler üzerinden yapmıyoruz. Her inanca, kültüre ve kimliğe eşit yakınlıkta duruyoruz" dedi.

Türkiye'nin demokratikleşmesine hizmet edecek çabalarının, "niyet okuyucular" tarafından engellenmeye çalışıldığını anlatan Erdoğan, bunlara itibar etmediklerini ve etmeyeceklerini kaydetti.

Kurumların uyumunu gözettik

İktidara geldiklerinden itibaren partizanlık yapmadıklarını, "Türkiye'nin Hükümeti" olduklarını unutmadıklarını; devlet yönetiminde kurumların birbiriyle uyum ve diyalog içinde hareket etmesine zemin hazırladıklarını belirten Erdoğan, "Gerilimi tırmandırmadık, polemiklere kapılmadık, birilerine laf yetiştirerek ülke meselelerine ayrılan zamanı çarçur etmedik" dedi.

'İşte benim rüyam bu'

"Bir büyük rüyası" olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Bilimsel üretimi ideolojik saplantılardan kurtulmuş, dünya çapında bilim üreten üniversitelere kavuşmuş bir Türkiye için çalışıyoruz. Kendi içinde küçük tartışmalardan kurtulmuş, dünyanın çatışma bölgelerinde barış ve istikrar misyonu olarak etkili görevler üstlenmiş bir Türkiye için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Kadın hukukunun tam olarak korunduğu; kadının topluma daha çok katkıda bulunduğu; çocuk ve gençlerin geleceğinin teminat altına alındığı; eğitimde ve çalışma hayatında fırsat eşitliğinin sağlandığı; alın terinin hakkının tam olarak verildiği; sanatın ve kültürün baş tacı edildiği; sanatçıların ve kültür adamlarının haklarının tam olarak korunduğu bir Türkiye rüyası görüyorum."

Irak'a insani amaçla gideriz

Başbakan Erdoğan, konuşmasında Irak ile ilgili gelişmelere de değinerek, Türkiye'nin baştan beri "savaşa gerek kalmaksızın Irak'ta barışın sağlanması" yönünde bir politika izlediğini, ancak barış yönündeki samimi çaba ve ısrarların arzulanan sonucu vermediğini hatırlattı. Erdoğan, "Şimdi Irak'ta savaş sonrası ortamın getirdiği zorluklar hakim. Bu zorlukların aşılması ve Irak halkının bir an önce arzuladığı barış ve istikrar ortamına kavuşması için üzerimize düşeni yapmakla mükellef olduğumuzu düşünüyoruz. Bu mükellefiyeti bize yükleyen, tarih ve coğrafyadır. Eğer Türk askeri Irak'a gidecekse, bu gidiş, bütünüyle insani ve barışçıl amaçlara hizmet edecektir" dedi.



13 Ekim 2003
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED