AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Eğlentili bir uğurlama töreni

Eğlentili bir uğurlama töreni

Radikal’de yazan Mehmet Ali Kışlalı Amerikalıların ülkemizde iyi tanıdığı gazetecilerin başında gelir. Sebebi basit: ABD’nin en büyük gazetesi New York Times (NYT) ile etkili haftalık dergisi TIME’ı yıllarca ülkemizde o temsil etti de ondan… Önce TIME James Wilde ile Türkiye’ye yerleşti, sonra NYT İstanbul’da büro açtı… Kışlalı şimdi gazetelerini ülkemizde temsil etmiyorsa da, Amerikalılarca yine de tanınıyor…

İlk o yazdı ve önemliydi: Bir yabancı ülkeye gönderilecek büyükelçilerin atamasını sorgulayarak Amerikan Senatosu yapar; her sorgulama açık yapıldığı ve kayda alınan görüşmeler yayınlandığı halde Eric Edelman’ın sorgusu gizlenmiş… M. Ali Kışlalı, “Büyükelçinin senatörler önünde söyledikleri neden gizleniyor?” diye birkaç kez sordu…

Böyle gizemli durumlar benim ilgi alanıma girer. Kulaklarımı Washington’a çevirdiğimde, Eric Edelman ile ilgili sorgulamanın (Amerikalılar buna “Hearing” diyorlar) başkalarından biraz farklı yapıldığı ortaya çıktı. Türkiye’nin Washington büyükelçiliği dâvet edilmediği için katılmamış olaya; yayın yasağı konulduğu için de soru-cevap faslında söylenenleri öğrenememiş bizimkiler… Büyükelçinin yemin töreninde de Türk diplomatlar bulunmamış…

Buna karşılık, ‘neo-con kabalı’ diye de anılan kadronun hepsi oradaymış… Dick Cheney bizzat gelmiş; Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz, Douglas Feith de… İki de sürpriz konuk yer almış törende; ‘neo-con’ takımının yazdıklarını kutsal metinler gibi okudukları New Standard’tan iki yazar: William Kristol ile Robert Kagan… Töreni aktaran Amerikalı dostum, “Senin hoşuna gidecek duygusallıktaydı” dedi. Gözleri yaşaranlar olmuş…

Törene katılanlardan Lewis ‘Scooter’ Libby’nin başı şu sıralarda dertte. Libby, ABD başkan yardımcısı Dick Cheney’in ofisinin genel sekreteri. Irak’a açılan savaş öncesinde çok faal biriydi Libby; 11 Eylül eylemcilerinin ‘lideri’ bilinen Muhammed Atta’nın Prag’da Irak ajanlarıyla görüştüğü efsanesini yayan oydu. BM önünde yapacağı konuşmaya o iddiayı da alması için Colin Powell’a ısrar ettiği biliniyor. Sonradan boş çıkan başka iddiaları dile getirdiği için başı ağrıyan Powell ‘Prag buluşması’ yalanını da BM önünde söyleseydi resmen batardı.

“Irak zenginleştirilmiş uranyum almak için Nijer’le pazarlık etmiş” iddiasını CIA adına araştıran diplomat Joseph C. Wilson, bulgusunu, “Doğru değil, yalan” diye açıklayınca, Beyaz Saray’dan iki kişi, bir gazeteciye, “Onu CIA adına görevlendiren ajan olan karısı” deyiverdiler. ‘Sarışın güzel ajanı’ deşifre eden o iki kişinin kimliği üzerinde yapılan araştırmada kuşkular ‘Scooter’ lâkaplı Libby üzerinde yoğunlaşıyor. Libby, ABD’nin Ankara büyükelçisi Eric Edelman’ın Washington’da çalıştığı günlerde patronuydu…

Libby, Rumsfeld-Wolfowitz ekibinin en çalışkan üyelerinden… 1992’de hazırlıklarına başlanıp 11 Eylül’den bir yıl önce (Eylül 2000) yayımlanan “Amerika’nın savunmasını yeniden inşa etmek” adlı raporu ‘Project for the New American Century’ (Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi) adına kaleme alanlar arasında o da vardı. Cheney ile birlikte Beyaz Saray’a taşınmadan önceki hayatında, hukuk danışmanlığı yaptı Libby. Müşterilerinden biri ünlü Marc Rich… Yolsuzluk yüzünden ABD dışında yaşamak zorunda kalan Rich, Libby’nin de katkılarıyla, Bill Clinton tarafından affedildi. “Gideon’un Casusları” adlı Mossad ile ilgili eserin yazarı Gordon Thomas, “Rich, Mossad ajanı” iddiasında

Bu iddia doğruysa Libby de ‘Mossad ajanı’ olmaz, ama müşterileri arasında ‘Mossad ajanları’ bulunan bir avukat olduğu rahatlıkla söylenebilir…

Amerikalı diplomatın eşi için “O bir CIA ajanı” diyen kişi aranırken ‘Scooter’ lâkaplı Libby’nin ismi üzerinde durulmasının bir sebebi de, onun istihbarat konularına duyduğu dayanılmaz ilgi. Irak’a savaş açılması öncesinde, Cheney, CIA’nin Langley’deki merkezine birkaç kez ziyarette bulunmuştu. Sonradan, “Bulguların çarpıtılması için baskı yapıldı” diye eleştirilen bu ziyaretlerin hepsinde ofisinin genel sekreterini de yanında götürdü Cheney… Yani, ‘Scooter’ Libby’i… Irak’ta kitle imha silâhları bulunduğu ve Saddam Hüseyin’in 11 Eylül ile irtibatlı olduğu yersiz iddiaları, o ziyaretler sonucu olarak istihbarat raporlarına girdi…

Baskıyla gerçek-dışı bilgilerin yayıcısı durumuna düşürülmeleri CIA yönetimini hiç mutlu etmedi. Örgüt, intikamını, ABD’de ciddi bir suç olan istihbarat ajanı ismi deşifre etme iddiasını Beyaz Saray’a kadar dayayarak alıyor. Bazıları, “CIA Beyaz Saray’a cephe aldı” iddiasındalar; esas cepheden uğraşılan Cheney ve kadrosu…

Amerikan basınında ‘sızdıran kaynak’ ile ilgili ‘polisiye roman’ tadındaki haber ve değerlendirmeleri okurken, mesleğim adına gurur duyuyorum. Bir hafiye gibi metin okuyor, görüş açıklayanların satır aralarından sonuç çıkartıyor gazeteciler… TIME dergisine de aynı kaynak ‘yasak bilgiyi’ sunmuş; dergide yer alan yazıdan “O kaynak Libby olmak zorunda” sonucu çıkartılıyor. Ya da, Beyaz Saray sözcüsü, “Sızdıran Karl Rove mu?” sorusuna “Rove değil” diyebilirken, “O halde Libby?” sorusunu işitmemiş gibi davranmış…

“Bütün bunlardan bize ne?” demeyin… “ABD’nin Ankara büyükelçisi Eric Edelman’ın Türkiye’ye uğurlandığı törende, Lewis ‘Scooter’ Libby de bulunuyordu” dedim ya…


13 Ekim 2003
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED