AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R

Portekiz yolu uzadı

İngiltere önünde üç aşamalı bir sınavdan geçtik. Bu sınavın sonuncusunda yani, 90 dakikalık mücadelemizde Portekiz yolunu uzattık. Aslında, alışık olduğumuz bir yol bu ama, ayağımıza kadar gelen son sınavı rahatlıkla geçebilirmiydik? Kafalardaki bu soruya yanıt bulmak hiç de zor değil zira, biz duygusal insanların topluluğu olduğumuza göre, bunun yanıtı verirken epeyce zorlanıyoruz. Belirttiğim gibi üç aşamalı bir sınavdı bu...Birincisinde maçın öncesini anımsayalım;

Neler olmuştu! futbol uzmanları neler söylemiş yazmışlardı? İngiltere kolay yenilecek takım deniyordu.Hatta farklı skorlar bile söyleniyordu. Televizyon kanalları bu skor belirlemede öncülük yapıyordu. Milli oyuncularımızı birlikte başarıya götürmenin basit formülleri bile üretiliyoırdu.Daha da ileriye gidilip maç on birine bile karışılıyordu. Piknikler yapılıp, maçın basit bir sınav olduğu , Saraçoğlu stadının kutsal bütünlüğü ön plana çıkarılıyordu. Hele, hele hakem Collina'nın uğuru bu sınavın cabasıydı.

İkinci aşama gerçek aşamaydı. İngiltere önündeydik ve Portekiz yolu bu maçta gurup birinciliği ile perçinlenecekti. Ay-yıldızlı takımımızın ilk 20 dakikadaki şaşkınlığı yanındaki heyecanı tribünlerden hissediliyordu. Titreyen o ayakların yaptığı pas hatalarının gerçek kaynağı o maç öncesi abartılarıydı. Yok öyle, yok böyle...düşünmeden konuşanlar çoğunluktaydı. İşte beyaz çizgiler içindeki kader yolu Saraçoğlu'ndan geçecekti. Bu sınav sözle olmuyordu. Beckham'ın ayağı kaymasa daha ilk yarıda yüksek tansiyonumuz doktorluk olabilirdi. Bu şansmıydı yoksa kader mi? Ya da kimin şansıydı ? Onu da biraz Beackham düşünmeli...Bir gerçek vardı ki, milli takımımız özellikle orta alanda üç pası bir kez bile yapamadı. Yüksek teknikleriyle övündüğümüz Okan, Emre, Sergen ve Tugay İngiliz tekniği altında adeta ezildiler. Toplu hucumlarda çoğumuz ellerimizi bağlayıp "Aman Tanrım "diyerek birbirimize bakıyorduk. Defansımızdaki bireysel hatalar İngilizlere kısa zaman aralıklarında moral yüklerken, Nihat-Sergen ikilisinin rakip kaleyi zorlayan tek hucum girişimine tanıklık ediyorduk. İlerleyen dakikalarda İngiliz takımının teknik, düşünce ve arzu dolu atakları karşısında epeyce ezilirken, devre arasındaki ikili tartışmalar olayın tuzu biberi oluyordu. İkinci yarıya oyun disiplininin ucundan tutan ama aşır motivasyonun esiri olan Ay -yıldızlı oyuncularımız güçlü İngiltere önünde kopuk, kopuk ataklar yaparak Portekiz yolunda vize alamıyordu. bu tarihi maç özellikle Türkiye açısından çok ama çok önemliydi. İngilizlere karşı hiç üstünlük sağlayamamıştık. Bırakın üstünlüğü gol bile atamamıştık. Bu ezilmişlik bizi daha da etkiledi galiba...Bir süre daha da devam edeceğe benziyor.

HERŞEY BİTMEDİ Kİ

Ama şimdi herşey bitmedi Portekiz yolumuz tıkanmadı...Slovenya, Norveç, Hollanda, Hırvatıstan, Letonya, İspanya, İskoçya, Rusya ve Galler de bizim gibi baraj maçı yapacaklar. Bu gün de baraj maçlarındaki rakibimiz belli olacak. Kasım ayı içindeki bu sınavımızdan mutlak galip çıkmalıyız. Zira biz Dünya 3. değilmiyiz...En azından bu kariyerin karşılığını Şenol Güneş ve öğrencileri vermek zorundadır. Baraj maçlarından önceki "Aman dikkat "diye düşünmekte yarar var. Hele,hele Hollanda ve Rusya gibi rakiplerle eşleşirsek.

Ben Şenol Güneş olsam kimseye kulak vermezdim. Ben federasyon başkanı olsam Güneş'in isteklerini yerine getirirdim. Bir de bol keseden atmaz düşünerek konuşurdum. Portekiz yolunun rahatlaması için iyi seçim için kulaklarımı medyaya kapatırdım.


13 Ekim 2003
Pazartesi
 
TAYYAR ÖZDEMİR
TAYYAR ÖZDEMİR


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED