İş nutuk atmaya, yaygara koparıp bağırıp çağırmaya gelince üstümüze yoktur. Tüm yerküre üzerindeki milletlere fark atarız!.. En güzel Fair Play söylemleri hep bizlerden çıkar!..

Ama uygulama aşamasında, aniden '' Hep bana, sadece bana, rebbana..'' deyimini hatırlayarak bir çuval inciri berbat ederiz!.. Örnek mi istiyorsunuz?.. Sıralıyalım isterseniz bazılarını...

Hem de hafızalardan silinmiyecek büyük derbimizden... Muhittin Boşat'ın resmen katlettiği Galatasaray Fenerbahçe maçından..

Son dakikadaki el hareketinin penaltı olduğundan kimsenin kuşkusu yok.. Hakem veya hakemlerin Luciano'nun elle oynamasına niye penaltı demediğini de anlayan yok!..

Doksan dakika sonunda, kendilerine mikrofon uzatılan tüm Galatasaray'lı futbolcuların "Hep bana..." felsefesi ile Luciano'nun hareketini ön plana çıkarmalarına da bir itirazımız yok!..

Ama istikrarlı futbolu ve profesyonelliği ile çok takdir ettiğim kaptan Bülent'in "Van Hooijdonk'un bana yaptığı hareket de kırmızı kartı gerektirirdi.." ilavesini yaparken, 39. dakikada Fatih'i düşürmesinin de penaltı ve kırmızı kart olduğunu söylemeyi unutmasına ne demeli?.. Yılın fair play ödülünü kazanmasına ramak kalmıştı!..

Tüm Galatasaray'lı yöneticiler son andaki el hareketi için ortalığı ayağa kaldırırken 39. dakikayı niye hatırlamadılar?.. Maçın sonucuna sadece o el hareketine verilecek penaltı kararı mı değiştirecekti?..

Bakın 13. dakikada Bülent'in Van Hooijdonk'a 18 içinde yaptığı ve pek çok otoritere göre de % 90 penaltı olan hareketi bile es geçiyorum... Asıl isyan edecek cephe acaba kim olmalıydı dersiniz?..

Luciano'nun penaltı yaptığını, başta, daima ölçülü ve dengeli konuşan Nihat Özdemir olmak üzre tüm Fenerbahçe'li yöneticiler kabul ederken, Galatasaray cephesinden yazar çizer takımı dahil, tek bir kişinin 39. dakikayı hatırlamaması, Fair Play olgusunun dışlanmasından başka ne manaya gelebilir?..

Sevgili Can Bartu ağabeyim çok haklı.. Galiba bazıları olaylara bakarken yanlış gözlük kullanıyorlar!..

HÜROL BİLAL

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu