AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

K R O N İ K  M E D Y A
Star, Hikmetyar'ı NASIL TANITTI?

Star gazetesi, Afgan mücahit Gülbeddin Hikmetyar ile Recep Tayyip Erdoğan'ın birlikte göründüğü 1985 tarihli bir fotoğrafa takmış durumda. Hikmetyar, Taliban'ı desteklediği için günümüzde Pentagon ve ABD tarafından aranıyor. Oysa 1985'te, Sovyetler Birliği ve yandaşları hariç bütün dünyada saygı gören bir bağmsızlık kahramanıydı. Yaşı müsait Star'cıların o zamanlar Hikmetyar'la ilgili yazdıkları övgü makaleleri herhalde bir kitabı doldurur...

Star gazetesi 9 Temmuz tarihli sayısının birinci sayfasının tamamını tek bir fotoğrafa ayırmıştı. Fotoğrafta sakallı ve "Afgan kalpaklı" bir kişi koltukta oturuyor, önünde, yerde de birer omuzlarını koltuğa dayamış iki kişi daha oturuyordu.. Oturanlardan biri Recep Tayyip Erdoğan'dı (epeyce genç bir haliyle). Koltukta oturanla yerde oturan öbür kişinin yüzleri ise kapatılmıştı. Star, manşetten şöyle soruyordu: "TAYYİP SEN KİMİN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKTÜN?" Sayfanın altında da şu anons vardı: "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın 'bugüne kadar hiç bilinmeyen' ve gün ışığına çıktığında dünyayı sarsacak 'karanlık' bağlantısı yarın Star'da..."

Elde ettiği "dünya çapında" haberi okurlarına bir gün sonra duyuracağını söyleyen bir gazetecilik türü acaba dünyanın kaç ülkesinde vardır? Hadi her şeyi bir yana bıraktık, sizin "anons"unuzla "uyanan" bazı başka gazeteler haberinize ortak olursa ne olacak?

Nitekim aynen öyle oldu... İki gazete, Vatan ve Dünden Bugüne Tercüman 10 Temmuz'da Star'la birlikte o fotoğrafta oturan kişinin Afganistanlı mücahit Gülbeddin Hikmetyar olduğunu açıklayıvardiler; hem de Star'ın hiç hoşuna gitmeyecek, bu gazetemizin okurlarından özenle gizlediği bazı ayrıntılarla birlikte...

STAR'IN HABERİ: '0N, 0K'

Önce fotoğrafı Star'ın nasıl sunduğuna bir bakalım... Şöyle: "KOLTUKTAKİ TALİBAN, DİZ ÇÖKEN BAŞBAKAN... Yer: İstanbul Fatih'in Çarşamba semtinde bir ev... Koltukta oturan adam: Pentagon ve Birleşmiş Milletler'in Usame Bin Ladin'in yardımcısı olarak tüm dünyada aradığı şeriatçı terörist Gülbeddin Hikmetyar... Eteğinin dibinde saygıyla diz çöken adam: Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan..."

Sayfa boyunca Hikmetyar'ın "şeriatçılığı" ve "teröristliği" üzerine bir dizi ayrıntı veriliyor ama ne fotoğrafın çekildiği tarih, ne Hikmetyar'ın İstanbul'a niçin geldiği, ne o zamanlar ne yaptığı üzerine hiçbir bilgi yok. Kısaca, "5N 1K"nın bütün N'lerinin ve tek K'sının bilerek gizlendiği bir propaganda-haberle karşı karşıyayız...

Vatan'dan Ruşen Çakır'ın haberinden, fotoğrafın 1985'te çekildiğini, o tarihte Hikmetyar'ın Refah Partisi İstanbul Örgütü'nün davetlisi olarak İstanbul'a geldiğini, davet sahibinin de bu tarihten birkaç ay önce "Erbakan'ın talimatıyla il başkanlığına getirilen" Tayyip Erdoğan (31) olduğunu öğreniyoruz... "Hikmetyar ise" diyor Çakır, "Sovyet işgaline karşı savaşan mücahitlerin en popüler ve en radikal lideriydi..."

Çakır, "fotoğrafın önemi"ni şöyle anlatıyor: "18 yıl önce Gülbeddin Hikmetyar çok ünlüydü, radikal İslamcı olmasına rağmen ABD ve hatta CIA'den doğrudan destek alıyordu. Açıkça Amerikan karşıtı olan Tayyip Erdoğan'ı ise RP'lilerden başka kimse tanımıyordu."

BAĞIMSIZLIK KAHRAMANI

Özetlersek: Fotoğrafın çekildiği yılda Hikmetyar, Sovyetler Birliği ve yandaşları hariç bütün dünyada saygı gören bir bağımsızlık kahramanıydı... İstanbul'a da gazetenin ima ettiği gibi gizlice gelmemişti ve ortada esrarengiz bir durum yoktu... Star, bu bilgilerin hiçbirini vermeyerek, Hikmetyar'ın sadece bugünkü konumunu aktararak, okurlarında bambaşka bir "bilinç" yaratmaya çalışıyor... Oysa yaşı müsait Star yazarlarının o günlerdeki yazılarına bakılsa herhalde bir kitabı dolduracak Hikmetyar methiyesi elde edilebilir...

Hikmetyar, Sovyet işgalinden sonra, Taliban döneminden önce başbakanlık da yaptı... Çeşitli ülkelerden çeşitli devlet adamlarıyla epeyce samimi pozları olmalı... Star, bu hizmetini başka milletlerin de "gözünü açacak" tarzda dünya çapında bir yaygınlığa kavuşturmalıdır... (A.G.)


Hürriyet yine işin eğlencesinde

Biliyorsunuz, tarihimize "Süleymaniye Vak'ası" olarak geçen olayın aslından henüz haberimiz yok... Elimizde şimdilik sadece "astar" var... Ortada henüz, sırasında birbiriyle çelişen farklı bilgiler, "Kore Savaşı'nda Amerikan birliğini biz kurtarmıştık" gibi mânasız hatırlatmalar ve biraz da işin aslını kurcalamaya çalışan yorumlar mevcut... Bu arada elimizdeki bilgiler arasında yer alan bir görüntüyü de unutmayın: Olayın hemen ertesinde Süleymaniye'de olay yerinde çekilen bu görüntüler de bazı Türk "iş adamları" da yorumlar yapmıştı... (Sizin de dikkatinizi çekti mi bilmiyoruz ama ekranda bu görüntülerle karşılaşınca, aramızdan birisi "Dikkat edin! Türk işadamlarının tıraşları özel timci tıraşına ne kadar benziyor!" deyip orada bulunanları bayağı gülümsetmişti!)

10 Temmuz tarihli Hürriyet'in manşeti de çok "bilgi verici" nitelikte: "Özel tim komutanı, o anı Hürriyet'e anlattı / ATIN yerine TAKIN deseydim bitmişti".

Çok ilginç bir manşet doğrusu...

Peki, özel tim komutanı binbaşı "ATIN" yerine yanlışlıkla "TAKIN" deseydi ne olurdu? "Ne olurdu"su var mı, baksanıza komutan neler diyor: "Ağzımdan yanlışlıkla 'silahlarınızı atın' yerine 'silahlarınızı takın' çıksaydı çatışma olacaktı. Silahlarımızı atınca Amerikalılar bizi öldürme fırsatı bulamadı."

Askerlik terminolojisine Hürriyet kadar vakıf değilsek de, gazete kusura bakmasın ama bu manşet bize Süleymaniye Vak'ası'nın "magazinleştirilmesi"nin iyi bir örneği gibi göründü... Doğrusunu söylemek gerekirse, haberde sözü geçen komutanın böyle bir açıklama yapabildiğine de ihtimal vermiyoruz.. Ne demek "ATIN yerine TAKIN deseydim bitmişti"?

Böyle bir ihtimal mevcut olabilir mi? Bir komutanın bu derece kritik bir anda böyle bir ihtimali aklından geçirebilmesi mümkün mü? "Savaş Tarihi" bugüne kadar, "Süngü tak!" emri yerine "Süngü çıkart!" emri vermiş bir komutandan söz ediyor mu?

Yani sözün kısası, askerlik sanatı bu türden bir takım "lapsus"lere (dil sürçmelerine) açık mı?!

Yok canım, olur mu öyle şey! Hürriyet okurlarını eğlendirmeye çalışıyor, hepsi bu....(K.B.)


Ekşi 'izin dönüşü', Amerikalı'ya kızıp hıncını hükümetten alıyor!

Hürriyet başyazarı Oktay Ekşi izinden döner dönmez harareti çok yüksek bir yazı kaleme almış... " izin dönüşü tabloyu bütünüyle görünce ABD'ye mi, AKP iktidarına veya daha doğrusu Tayyip Erdoğan'ın kabinesine mi daha çok teessüf etmek gerektiğini tayin edemedik" diyor.

Neyse, "izin dönüşü"nün verdiği zihin açıklığından olacak, Ekşi kime daha çok teessüf edilmesi gerektiğini tayin etmekte gecikmemiş.

Hürriyet başyazarı Süleymaniye Vak'ası'nda "Türkiye'nin hiç günühı yok mu?" diye sorup cevap arıyor. Olmaz olur mu hiç; ülkeyi yöneten "acemi kaptanlar" bu sorumluların başında geliyor.

"İkinci tezkere" fiyaskosu onların eseri değil mi?

"Bakın Kıbrıs da gitti ha gidiyor..."

Üstelik "ABD şimdi tüm politikalarını 'bağımsız bir Kürt devleti kurdurmak' yönüne çevirmiş bulunuyor." (?)

ABD'nin "PKK / KADEK'le ittifak kurmuş gibi davranması" da işin cabası....

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi "Ermeni Soykırım" tasarısı da ABD Kongresi'nde kabul edildi edilecek...

"Kısaca... İşbaşındaki acemi kadro Türkiye'nin geleceğini mahvediyor."

Oktay Ekşi, meseleyi burada da noktalamamış. Soruyor: "Ne yapılır? Meşru yoldan ayrılmaksızın bu kadro nasıl tasfiye edilir bilemiyoruz. Ama bu cehalet, bu acemelik ve bu duyarsızlık Türkiye'nin kaderine hükmettiği sürece biliniz ki çok ciddi bir tehlike içindeyiz."(!)

Ekşi'nin bu yazısını çok yadırgadık doğrusu... Yazı bize, "izin dönüşleri"nin insanı saran ruh hali içinde epeyce aceleyle yazılmış bir yazı gibi geldi... Süleymaniye Vak'ası'ndan hareket edip müthiş bir süratle hükümetin "nasıl tasfiye edilebileceği" arayışına girmek sadece "izin dönüşleri"ne has bir akıl yürütme olsa gerek....

Bakalım izleyeceğiz; Hürriyet başyazarı bakalım hızını kaç günde kesecek?!

Ekşi'nin yazısının son cümleciğini unutmayın: "...biliniz ki çok ciddi bir tehlike içindeyiz."

Ne dersiniz; siz de bizim gibi Ekşi'nin "iznini" nerede ve kimlerle geçirdiğini merak etmiyor musunuz? (K.B.)


11 Temmuz 2003
Cuma
 
YÖNETENLER: Kürşat Bumin
Alper Görmüş


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED