|
|
ÖMER ÇAKKAL
Melek'a aşık bir 'mecnun' Sayılamayacak kadar çok ülke gezecek olan Daniel'in öyküsü Almanya'da başlıyor. Daniel, öğrencilerle diyalog kurmamayı tercih eden, kendi dünyasında hemen hemen kimse tarafından ciddiye alınmayan ve yalnız yaşayan genç bir öğretmendir. Daniel'in makus talihi, Juli ile tanıştığında değişir. Juli ilk görüşte aşık olduğu Daniel'in falına bakmış ve Daniel'i çok kısa zamanda hayatının aşkını bulacağına ikna etmiştir. Ancak işler Juli'nin planladığı gibi yürümez ve Daniel bir Türk Kızı olan Melek'e aşık olur. Daniel, Melek'in peşinden gerçek aşkı bulmak üzere İstanbul'a gitmeye karar verir. Juli ise Daniel'in peşindedir. Juli ve Daniel Almanya'da başlayan ve Ortaköy'de sonuçlanacak bir maceraya doğru yelken açarlar. Birbirlerini kaybeder, sonra 'dünyanın küçüklüğünden' istifade edip bir çok kez yeniden karşılaşırlar. İkili, İstanbul'a uzanan zahmetli yolculukta hem kendileri hem de yaşadıkları dünya hakkında pek çok şey öğreneceklerdir. Tesadüflerin, büyümenin ve sevgiyi kabullenmenin o keyifli yolculuğu her geçen an Juli ile Daniel'i sıcacık saracaktır. Filmin tanınmış yüzü Kurtuluş Almanya'nın önemli yönetmenlerinden kabul edilen Fatih Akın, sinema çevrelerinde takdir toplayan filmi Temmuzda ile birçok festivalde çok sayıda ödüle uzanan bir isim. 5 milyon marklık bütçe ile çekilen filmin tanınmış yüzü ise son olarak Sultanhamit Düşerken'de başrol oynayan Mehmet Kurtuluş. İki Türk, iki Alman oyuncunun başrolleri paylaştığı filmin diğer önemli isimleri Daniel rolündeki Moritz Bleibtreu, Daniel'in takipçisi Juli'yi başarıyla canlandıran Christiane Paul ve Alman genci İstanbul'a kadar sürükleyen Melek'e hayat veren İdil Üner.
Temmuzda / Im Juli Senaryo - yönetmen: Fatih Akın Görüntü Yön.: Pierre Aim Yapımcı: Ralph Schwingel, Stefan Schubert Yapım: 2000 - Almanya - 100" Oyuncular: Moritz Bleibtreu, Christiane Paul, Mehmet Kurtuluş, İdil Üner, Branka Katic Savaş ve sanat P'de
1996'dan bu yana yayımlanan dünya sanatı dergisi P, Yaz 2003 sayısını Savaş ve Sanat'a ayırdı. Yanyana gelmeleri en son düşünülebilecek iki sözcüğün zorunlu birlikteliğini tarihe geri bakarak ele alan P, üç bin yıl öncesine uzanan İlyada'nın dizelerinden Picasso'nun 20. yüzyılı simgeleyen Guernica'sına dek savaşın ve sanatın izini sürüyor. Demokrasinin gelişi
Amerikan'ın Irak'ı işgali ve Irak'a demokrasi getireceğini ileri sürmesiyle zihinlere düşen; demokrasi savaş yoluyla getiri-lebilir mi, sorusunun cevabı üç ayda bir çıkan Karizma dergisince aranıyor. Zengin ve alanının uzmanı kalemlerin yazdığı dergi son sayısında ayrıca Abant Platformu'nu da mercek altına alıyor. Dosya hemen hemen aynı konuları tartışan iki platformu biraraya getiriyor. Din ve özgürlük
Siyaset ve düşünce dergisi Yarın, son sayısını "Din özgürlüğün bekçisi olabilir mi? sorusu ekseninde din ve özgürlük tartışmalarına ayırıyor. Özgürlükçü bir teolojinin gerekliliği ve geleneksel teolojinin eleştirisi üzerinde yoğunlaşan dosyada, zengin makalelerin yanısıra Mısır'lı felsefeci Hasan Hanefi ve Doç. Numan Kurtulmuş ile yapılan söyleşiler de yer alıyor. Hedefteki İran mı?
Bilgi ve Düşünce dergisi son sayısını ABD müdahalesi ve İran'a ayırıyor. Ali Bulaç, İran'daki siyasal sistemin teorik arka planını inceliyor. Zafer Özcan Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'la yaptığı görüşmeden notlar aktarıyor. Mustafa Miyasoğlu, Hilmi Yavuz'un portresini çıkarıyor. Cihan Aktaş ise Hobiler Ala0nında Başörtüsü konulu yazısı ile dikkat çekiyor.
|
|
|