AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
D Ü N Y A
Direnişçiler saldırmadı

Direnişçilerin Türk özel timlerinin öldürülmesi olayına karışmalarının imkansız olduğunu belirten Fadıl el-Bedrani, Irak'ta uluslararası istihbaratların çok aktif oluduğunu belirtti. Bedrani, "Zerkavi de hayali bir isim" dedi.

Felluce'deki olayları yakından takip eden BBC Arapça servisi ve Reuters adına çalışan Iraklı gazeteci Fadıl el-Bedrani, gazetemiz Yeni Şafak'a Felluce'de 2 aydır süren kuşatma ve bombardıman hakkında bilgi verdi. Felluce'nin yüzde 60'ının hâlâ direnişçilerin elinde olduğunu belirten gazeteci el-Bedrani, çatışmaların genelde geceleri şiddetlendiğini vurguladı. Felluce'ye Zerkavi'yi bahane ederek saldıran işgal güçlerinin, şimdi de burada böyle biri olmadığını söylediğini belirten el-Bedrani, "Peki, Amerikalılar o halde neden Felluce'yi yerle bir etti?" dedi. El-Bedrani, Musul'da Türk polislerine direnişçilerin saldırmadığını, onların Türkiye'ye büyük sempati beslediklerini söyledi.

  • TURAN KIŞLAKÇI / METİN MUTANOĞLU
    Musul'da Bağdat Büyükelçiliği'nde görevli beş Türk özel tim mensubu şehid edildi. Bu konuda direnişçilerin bir açıklaması oldu mu?

    Direnişçilerin bu konuda açıklaması olmadığı gibi, böyle bir şey yapacaklarını da tahmin etmiyorum. Çünkü, direnişçilerde işgale karşı çıkan tüm ülkelerin listesi bulunuyor. Hangi ülkenin halklarının kendi yanlarında olduklarını da çok iyi biliyorlar ve direnişçilerin ajandasında bu konudaki en olumlu ülkelerden ilki Türkiye. Türkiye, ABD ordusunun Kuzey'den Irak'a girmesini kabul etmedi. Irak halkının yanında yer aldı. Hele Türk halkı başından sonuna kadar ve hâlâ direnişin yanında yer alıyor. Direnişçilerin tümü bunu çok iyi biliyorlar. Kendi aralarında bunu sık sık dile getiriyorlar. Direnişçiler, elçiliklerde çalışanlara, gazetecilere, iş adamlarına ve işgalden uzak duran herkese karışmayacaklarını birçok kez açıkladılar. Bunu defalarca ilan ettiler. Ancak, ABD işgal güçleri ile işbirliği içinde olan ve onlara yiyecek, içecek ve askeri malzeme taşıyan herkesin kim olursa olsun hedefleri olacaklarını açıklamışlardı. Direnişçiler bunun için Arap, komşu, dost, kardeş ve batılı tüm devletleri ABD askerlerine yardım etmemeleri konusunda uyardı. İşgalcilere destek verecek ilişkilere girmemeleri konusunda da uyardılar. Bu uyarı açık bir şekilde yapıldı.

    Unutmamak gerekir ki, Amerikalılar ve işbirlikçileri bazı konsolosluklara saldırıp ve gazetecileri öldürüp, direnişi karalamaya çalışıyor. Bu olayların birçok görgü şahidi var. Irak'ta herkes bunu biliyor. Iraklılar ve direnişçiler sık sık bu olayları konuşuyor. Kendilerini karalamak için yapılan saldırıların önüne nasıl geçebileceklerinin yollarını araştırıyorlar. ABD gizli istihbaratı ve Mossad Irak'ta çok aktif ve direnişi karalamak için birçok yola başvuruyor. Aynı zamanda İran istihbaratının da ülkede saldırıları bulunuyor. Bunlarla birlikte diğer birçok ülke istihbaratının ülkede hesaplaşmaları bulunuyor. Bunları da gözardı etmemek gerekiyor.

    Felluce'nin yüzde 60'ı direnişçilerin elinde

    Felluce'de çatışmalar devam ediyor mu? Şehrin ne kadarı hâlâ direnişçilerin elinde?

    Çatışmalar dün gece geç saatlere kadar sürdü. Amerikan uçakları Felluce'nin belirli noktalarını bombaladı. Ağır bombadıman sesleri işittik. Sabah saatlerinden itibaren ise son günlerin en sakin günü yaşanıyor. Felluce'de direniş bütün hızıyla sürüyor. Kentin yüzde 60'ı direnişçilerin elinde. Çatışmalar güney ve doğu bölgelerinde yoğunlaşmış durumda. Golan, Şuheda ve Sanayi mahallelerine yönelik ABD bombardımanı devam ediyor. Bu arada, ABD güçleri de ağır kayıplar veriyor. Benim direnişçilerden aldığım rakamlar, ölen Amerikalı asker sayısının bin olduğunu gösteriyor. Direnişçiler 300 de tank ve zırhlı aracın imha edildiğini söylediler. Direnişçiler Felluce'ye sürekli olarak giriş çıkış halindeler. Bu durum daha çok geceleri yaşanıyor. Kentte çatışmaların yoğun olmasından dolayı bazı sokaktaki cesetlere hâlâ ulaşılamıyor. İnsani durum ciddiyetini koruyor.

    Felluce halkının bu hafta tekrar şehre dönebileceklerini söylüyorlar.
    Bu mümkün mü?

    Burada geçici Irak yönetimi ile ABD ordusunun açıklamaları arasında bir tezad bulunuyor. Irak yönetimi halkın şehre geri dönebileceğini belirtirken, Amerikalı yetkililer bölgede çatışmaların hâlâ devam ettiğini ve Felluceli ailelerin şehre şimdilik dönmesinin zor olduğunu vurguluyorlar. Fakat tüm bu açıklamalara rağmen, Felluce'de direnişçilerle ABD işgal güçleri arasındaki şiddetli çatışmalar devam ediyor. Direnişçiler hemen her gün ailelere şehre dönmemelerini bildiren açıklamalarda bulunuyorlar. Çünkü saldırılar hâlâ sürüyor. Eğer aileler şehre geri dönerlerse kendilerini zor duruma sokacaklardır. Fakat, dışarıdaki zorluklara katlanamayan 150 aile Felluce'ye geri dönmek zorunda kaldı. Bunlar kuzey bölgelerinde yaşıyorlar. Ayrıca, ABD ordusu ve Irak geçici yönetimi direnişçilerle anlaşmak için aracılar gönderiyorlar. Felluce'de başarısızlıklarını örtmek için halkın geri dönmesini istiyorlar direnişçilerden.

    Amerika anlaşma istiyor

    Amerikalı yetkililer Felluce halkının şehre dönmelerinin ardından Felluceli tüm aileler için özel bir kart sistemi uygulayacaklarını ifade ediyorlar. Bu konuda ne dersiniz?

    Evet, Amerikalı yetkililer açıklamalarında, şehre dönmelerine izin verilecek Fellucelilerin şehir çevresinde kurulan 5 kontrol noktasından geçmek zorunda bırakılacakları, bu noktalarda parmak izlerinin, göz-retina fotoğraflarının ve de DNA örneklerinin alınacağı, bunlara her zaman üzerlerine takılı durumda bulunduracakları kimlik kartlarının verileceği, bu kartları takmayanların suçlu muamelesine tabi tutulacakları iddia ediyorlar. Ancak, unutmamak gerekiyor ki, Felluceliler bu aşağılayıcı şartlara asla razı olmayacaklardır. ABD ordusu zor durumda. Çatışmalar 2 aya yakındır devam ediyor. İşgal güçleri buna rağmen hâlâ şehre hâkim olmuş değil. Felluce direnişi Necef, Kerbela, Samarra, Ramadi ve Sadr şehrindeki direnişinden farklı. Çünkü burada direnişçiler çok kuvvetli. Felluce bir savaş meydanına dönüştü. Direnişçiler ve ABD ordusu birbirlerine bu şehir üzerinden meydan okuyorlar. Onun için buranın hâkimiyeti her iki güç için de önemli.

    'Ebu Gureyb'te kadınlara yapılan işkenceler sürüyor'

    Geçenlerde Ebu Gureyb'de bulunan Fatma adında bir bayanın mektubu yayınlandı. Mektup, işkencelerin hala devam ettiğini ortaya koymuyor mu?

    Evet, son olarak Fatma'nın mektubu tüm Iraklıları ağlattı. Sadece Fatma değil. Şimdiye dek cezaevinde bulunan dört bayanın mektubu ortaya çıktı. Bunların başında Nur'un mektubu geliyor. Mektup, dünyanın birçok diline çevrildi. Gerçekten çok iğrenç ve aşağılık işkenceler yapılıyor kadınlara ve erkeklere. Amerikan ordusunun yayımladığı fotoğrafları tüm dünya gördü. Erkeklere böyle aşağılık işkenceler yapanlar kadınlara neler yapmaz ki?! Hatta, geçenlerde serbet bırakılan bir bayan, işgal güçlerinin tek tek bayanları çıplak şekilde askerlerin ortasına alıp hem sözlü ve hemde fiili tecavüzde bulunduklarını söyledi.

    İstihbarat örgütleri cirit atıyor

    30 Ocak'ta genel seçimler öncesi ve sonrası Irak'ta neler olur dersiniz?

    Irak'ta seçimler çok zor bir ortamda gerçekleştirilmeye çalışacak. Ve bu da kanlı çatışmalara neden olacaktır. Bunun birçok nedeni bulunuyor. Öncelikle, hakiki direnişçiler seçimlerin yapılmaması konusunda uyarıda bulundu. Çünkü, bu koşullar altında yapılacak seçimler tamamen işgal güçlerine yarayacak. Onlar istedikleri kişileri sahte dökümanlarla seçtirecekler. Bu da direnişçiler tarafından saldırıların artacağını gösteriyor. İkincisi, uluslarası istihbaratlar burada büyük rol oynuyor. Özellikle de, Mossad'ın ülkede etkinliği çok fazla. Üçüncü olarak, İran istihbaratının ülkede etkinliği sürüyor. Birçok saldırıda onların bile adları geçiyor. Irak'taki patlama ve saldırılarda bu ve diğer uluslararası istihbaratların isimleri olduğunu unutmamak gerek. Onun için Irak'taki saldırı ve patlamaların hepsinde direnişçileri sorumlu tutmamak gerekiyor. Ortalık tamamen karışık. Hatta Irak'daki siyaset bilimciler ve uzmanlar ABD'nin bizzat kendisinin bu patlamalara ve saldırılara iştirak ettiğini belirtiyorlar. ABD hangi seçim bölgesinde kazanamayacağını anlar ya da hangi bölgede sahte ve taklidi seçim belgeleri hazırlayamazsa orada da saldırılar yapacağı aşikar. Uzmanlar ayrıca, ABD'nin Irak'ın hâlâ güvenli bir yer olmadığını uluslararası kamuoyuna göstermek için bu yollara başvuracağını kaydediyorlar.

    'Zerkavi hayalî bir isim, tüm Iraklılar bunu biliyor'

    Herkesin bildiği gibi burada böyle biri yok. Felluce halkı ve buradaki tüm örgütler bunu defaatle gündeme getirdiler. Son günlerde gelişen olaylar bunun yalan olduğunu ve bu ismin hayali ve aldatmaca olduğunu ortaya koydu. Felluceliler, Zerkavi'yi "hayali bir isim" olarak görüyor. Şimdilerde ABD'li yetkililer bile burada Zerkavi adında birinin olmadığını söylüyor. O halde sormak lazım: Felluce niçin yerle bir edildi? Neden yüzlerce sivilin ölümüne neden oldunuz? Bunu daha önce bilmiyorlar mıydı? Felluce halkı, BM Genel Başkanı Kofi Annan'a mektup yazarak, Zerkavi adında birinin şehirlerinde olmadığını ve ABD saldırısına engel olmasını istediler. Ancak BM geçmişte olduğu gibi hâlâ Irak'taki katliamları görmezlikten geliyor!..



  • 23 Aralık 2004
    Perşembe
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED