AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
İşte Pentagon'un İran planı: 45 gün hava, 90 gün kara saldırısı

Amerika'nın İran'a saldırı planından ilk kez 2 Aralık'ta söz etmiştim. Atlantic Monthly dergisinin Aralık sayısında yer alan "Sıradaki İran mı olacak?" başlıklı on sayfalık yazıdan hareketle, kasım ayında yapılan bir çalışmaya dikkat çekmiştim. Dışişleri, savunma, istihbarat ve ekonomi temsilcilerinin katıldığı toplantılarda İran için hazırlanan savaş senaryosu üzerinde yürütülen çalışma daha sonra dışişleri, savunma, hazine, istihbarat, ulusal güvenlik, genelkurmay ve adalet bakanlıkları temsilcileri ile ABD dış ticaret mensuplarının bulunduğu bir topluluğa takdim edildi.

"İran'ın Irak'tan üç kat nüfusa, dört kat toprağa ve beş kat da probleme sahip olduğu" ön kabulüyle hazırlanan senaryo, üç aşamalı plan olarak özetlenebilir: Birinci aşamada, rejimin merkez güçlerine yönelik ağır hava saldırıları ve denizden yapılacak füze saldırıları öngörülüyor. İkinci aşamada, nükleer çalışma yapılan bölgelerin bombalanması planlanıyor. Üçüncü aşamada ise iç karışıklıklar çıkartılıp rejim değişikliği amaçlanıyor. Bu çerçevede ABD askerlerinin Irak, Afganistan ve Azerbaycan'dan İran'a girmesi planlanıyor.

Şimdi senaryoya biraz daha yakından bakalım: Hazırlanan simülasyonda İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili son 18 aylık gelişmeler özetleniyor. Bu çalışmalarla ilgili ABD'nin istihbarat eksikliklerine vurgu yapılıyor ve İran'ın ABD'nin "kırmızı çizgileri"ni geçip geçmediğinin henüz tespit edilemediği itiraf ediliyor. Ardından bütün istihbarat çalışmalarına rağmen hedeflerin tespitinde güçlük çekildiğine işaret ediliyor. İran'ın 400 kilometre menzilli S-400 hava savunma sistemi ile ilgili zorlukların altı çiziliyor.

Sonra, İran'ın Şağand'daki uranyum madeni ile Natanz ve Arak uranyum zenginleştirme ünitelerine ilişkin fotoğraflar gösteriliyor. Buşehr nükleer reaktörünün ayrıntılı harita ve görüntüleri sunuluyor. İran savunmasının bel kemiği olan kimyasal başlık taşıyabilen Şahab-3 füzelerinin bin 500 kilometrelik menzillerine dikkat çekiliyor. İran'ın kimyasal ve biyolojik silah kapasitesi veriliyor ve yılda bin ton kimyasal silah ürettiği belirtiliyor. 81 sayfalık çalışmanın 19. sayfasında İran'ın Irak'taki gücü ve etkinliği sorgulanıyor. Ardından İran'a yönelik saldırıda İsrail'in katkısı masaya yatırılıyor: İsrail F-16 ve F-15'lerinin hangi güzergahtan İran'ı vurabileceği tartışılırken Türkiye, Ürdün ve Suudi Arabistan hava sahasına işaret ediliyor.

Devam edelim: İran'ın nükleer tesisleri ve yan kuruluşları ayrıntılı olarak haritalar üzerinde işaretlenmiş. İran rejiminin çok güçlü olduğu ve kendine güven duyduğu belirtilerek, içeriden müdahaleyle rejimin değiştirilmesi ihtimalinin zayıf olduğu, 3 yıl içinde nükleer silaha sahip olacağı, İsrail'in İran'a yönelik "pre-emptive" müdahalesinin ise ABD'yi Irak'ta hedef haline getireceği belirtiliyor.

CENTCOM'un saldırı planı üç hedefe dayanıyor: 1- İran'ı, Irak'taki çalışmaları dolayısıyla cezalandırma. 2- Nükleer çalışmalarını engelleme. (90 günlük plan) 3- Tahran'da rejim değişikliği. (6 aylık bir plan)

Birinci hedef için: Tahran, İsfahan, Hürremabad ve Drezfel'deki Devrim Muhafızları merkezlerine yönelik ağır hava ve füze saldırıları. (1 gece)

İkinci hedef için: İran'ın nükleer tesislerine yönelik hava ve denizden yapılacak füze saldırıları, hava saldırıları ve özel operasyonlar. (5 gün) Pre-emptive saldırı olarak: 300 hedef bombalanacak. Hedefler içinde 10 nükleer tesis, 125 destek tesisi, füze savunma sistemleri ve komuta kontrol mekanizmaları var.

Üçüncü hedef için: Geleneksel hava saldırıları, Özel Operasyon Birlikleri ile konvansiyonel olmayan savaş yöntemi ve kara saldırısı düzenlenecek, İran içindeki muhalifler desteklenecek. Bu çerçevede, özel operasyon birlikleri Azerbaycan ve Afganistan'dan girecek. Ağırlıklı kara saldırısı Irak üzerinden yapılacak. Kuveyt ve Körfez'den aldatıcı saldırılar düzenlenecek. Yine Azerbaycan ve Irak'tan hava ve füze saldırıları düzenlenecek.

Bütün bunlar için, farklı opsiyonlar olmakla birlikte, "90 günlük hazırlık aşaması, 45 günlük hava saldırısı, 90 günlük kara saldırısı, 90 günlük de istikrar operasyonu" öngörülmüş. Tahran'a yönelik bir CIA özel operasyonu da planlanmış.

Yer darlığı nedeniyle özetin özetini yapalım: Saldırılar için Türkiye haritası üstünde Karadeniz'de iki liman ve iki hava alanı, Akdeniz'de de iki liman ve iki havaalanı işaretlenmiş. Doğu Karadeniz, ABD'nin deniz üssü haline getirilmiş. Ayrıca Nahcıvan'da bir hava üssü ile Azerbaycan'da tam 9 hava üssünün kullanılması öngörülmüş. (Önceki yazıdaki 8 rakamını düzeltiyorum.) Gürcistan'da kullanılacak yerler de belirlenmiş. Basra Körfezi'nin kapatılması öngörülerek petrol fiyatlarının 10 ya da 15 dolar yükseleceği hesaplanmış.

Yine İran'a saldırının Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün'de istikrarsızlığa yol açacağı, ancak başarılı olması halinde destek alacağı öngörülmüş. Ardından İran'ın "pre-emptive" saldırı kapasitesi ele alınmış. İsrail'in Ofek-5 uydusu ile askeri yardımı belirlenmiş. Saldırı kapsamında 30 proje üzerinde duruluyor ve maliyet hesapları yapılıyor.

Bu arada dünyanın nasıl ikna edileceği ayrıntılı olarak ele alınıyor. ABD kamuoyu, İran kamuoyu, Ortadoğu kamuoyu, Avrupa kamuoyu ve dünya kamuoyu gibi kategoriler üzerinde çalışmalar öngörülüyor. Bu kapsamda Beyaz Saray merkezli Global Enformasyon üssünden dünyanın nasıl manipule edileceği de belirlenmiş. Ayrıca NATO ve G-8'in rolü de hesaba katılmış.

Bütün bu planların dışındaki seçenekler de tartışılıyor. Özellikle, Zbigniew Brzezinsky ve Robert M. Gates'in hazırladığı "Iran: Time for a New Approach" başlıklı çalışmasından hareketle, Sırbistan, Gürcistan ve Ukrayna örneklerinin İran için mümkün olup olmadığı ele alınıyor. Bu amaçla 7 maddelik bir program üzerinde duruluyor.

Musul'da bir mercedes kamyona yüklenen 12 ton patlayıcıyla en büyük askeri üssüne intihar saldırısı düzenlendi. Ardından da üs roketlerle vuruldu. Direnişçilere göre 160 kişi öldü. Bu saldırıyı engelleyemeyen ABD İran'ı vurabilir mi? Çok zor ama ortada ideolojik bir kadro var. Yoksa ABD, dikkatleri İran'a yöneltip başka bir sürprize mi hazırlanıyor? Ancak İran'da CIA ve MOSSAD için çalıştığı iddiasıyla tutuklanan 10 kişiden 3'ü İran Atom Enerjisi Kurumu'nda çalışıyor. Yani, durum ciddi.


23 Aralık 2004
Perşembe
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED