AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Çölaşan bugün 'Kubilay' yazacak

Önce iddiamı okuyun: Hürriyet yazarı Emin Çölaşan'ın bu Kulis'i okuduğunuz bugün Hürriyet'te çıkacak yazısının başlığı büyük ihtimalle 'Kubilay olayını unutmayalım' olacak...

Dün gözüm yolda kulağım radyoda gıdım gıdım ilerlerken, birdenbire, bir devlet kurumunun Menemen'deki 'Kubilay Olayı' ile ilgili açıklamasını işittim. Tuhaf; açıklamada yer alan cümleler kulağıma olağanüstü tanıdık geldi. Arşivime girince daha da tuhaf bir durumla karşılaştım: Hürriyet gazetesi yazarı Emin Çölaşan, her yıl bugünlerde, hep aynı yazıyla çıkmış okurlarının önüne...

Çetin Altan Milliyet'te her pazartesi günü eski yazılarından birini sunar okurlarına, altına yazdığı notta bu durumu belirterek... Bir yazarın sonuçta kendisi tarafından yazılmış bile olsa eski bir yazısını sanki yeniymiş gibi yayımlaması pek alışıldık bir durum değildir. Başka ülkelerde basın etiğiyle uyuşmadığı için yapanın başına ciddi sıkıntılar açtığı da olur böyle bir olayın...

Bizde ise Emin Çölaşan bunu sıkça yapıyor. Her yıl bugün, benzer başlıklarla ve neredeyse sözcüğü sözcüğüne aynı yazılarla okur önüne çıkıyor. Bu yıl âdetini bozup bozmadığını bugün öğrenmiş olacağız...

Arşivi 2000 yılına kadar taradım. 2000 yılı Kubilay Olayı'nın 70. yıldönümü olduğu için yazısına "70 yıl öncesini unutmayın" başlığını uygun görmüş Çölaşan; 2001 yılında 'Menemen olayını unutmayın', 2002 yılında 'Kubilay olayını unutmayın', 2003 yılında 'Menemen olayını unutmayın' olmuş geleneksel yazısının başlığı. Bu yıl, yani 2004 de 'çift sayı' olduğuna göre, bu yılki yazı başlığının 'Kubilay olayını unutmayın' olacağını sanıyorum... Tabii şaşırıp 'Menemen olayını unutmayın' da koyabilir yazı başlığı...

Giriş cümleleri dört yıl üstüste sütununda yayımlanan yazıların hepsinde aynı, hiç değişmiyor: "ADI Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu. 1906 doğumlu. / Kubilay bir öğretmen. Cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında İzmir'in Menemen İlçesi'nde askerlik görevini yapıyor. O sırada 24 yaşında." Yazılar hep bu cümlelerle başlıyor...

Yazının bundan sonrasında, yine sözcüğü sözcüğüne aynı ifadelerle, olayın nasıl cereyan ettiği anlatılıyor. Yazıya kaynaklık eden bilgilerin nereden alındığını bilmiyoruz, ama önemli olan Hürriyet yazarının anlattıklarına samimi olarak inanması. İnanmıyor olsa, her yıl, hiç değişiklik yapmadan aynı bilgileri aktarırır mıydı?

Bir yıl (2000) 22 Aralık günü yayımlanmış Kubilay yazısı, bir yıl da 24 Aralık'ta (2002), diğer iki yıl ise (2001 ve 2003) 23 Aralık tarihli sütun o yazıya ayrılmış... Riskli olduğunu biliyorum, ama yine de iddialıyım: Emin Çölaşan'nın 'Kubilay' başlıklı bu yılki yazısı, eğer tahminim beni yanıltmıyorsa, Hürriyet'te bugün yer alacak...

Her yıl rutin olarak yayımladığı yazı aynı paragraflarla devam edip tamamen aynı cümlelerle sona eriyor. Hiç değilse yazının son cümlelerini aktarayım da, bugün yine kolayına sapıp eski alışkanlığını sürdürmüşse, eski yazılarının son bölümleri ile bugün çıkmasını beklediğim 'Kubilay' yazısının son cümlelerini karşılaştırma fırsatı bulun:

"Atatürk Menemen olayına çok kızdı. Söylentiye göre, Menemen'in haritadan silinmesini emretti. Daha 10 yıl önce Yunan işgali altında inleyen bir ilçede yobazların yaptığı ve halktan bazılarının bu yobaz sürüsüne arka çıkması, onu çileden çıkarmıştı. / Olayın ardından Menemen'de devrim şehidi iki bekçi ve yedeksubay Kubilay adına anıt dikildi. Üzerinde şöyle yazar: / 'İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.' / Bugün Menemen irtica olayının 72. yıldönümü idi. Yılanın başı aradan geçen bunca yıla karşın ezilmedi. Yılan pusuda bekliyor, bazen de ülkeyi yönetiyor!"

Tahmin edeceğiniz gibi iddialı bir iş benim bugün burada yaptığım, ama olsun: Bir basın yanlışlığını sona erdirmek için bu kadar riski göze alabilirim. Bu yıl için 23 Aralık (bugün) değil de 24 Aralık gününü (yarın) tercih ettiyse, bir bakarsınız, bu Kulis'i okuyunca her yıl aynı yazıyı tekrarlama kötü alışkanlığından vazgeçer Emin Çölaşan...

Hergün yazı yazmanın bıktırıcı bir etkisi vardır; özellikle sık sık benzer yazılar yazmak zorunda kalanlar için... Menemen Olayı'na verdiği değer her yıl o konuya bir yazı ayırmasına sebep oluyor Emin Çölaşan'ın, ne yapsın, o da her yıl aynı yazıyı fırına veriveriyor işte...

Yukarıda, bir yazarın kendi eski yazılarını yeniymiş gibi çaktırmadan piyasaya sürmesinin başka ülkelerde başa dert açtığını kaydetmiştim. Bildiğim bir örneği sizlerle paylaşayım: ABD'de Miami Herald gazetesi, tam da bunu yaptığı için, sanat ve kültür alanında uzmanlaşmış yazarı Octavia Roca'yı kovdu. Geçmişte kendi yazdıklarını yeni yazılarına aynen aktardığı için...

Miami'deki olay bu yılın temmuz ayında yaşandı. Roca, savunmasında kendini, "Değişik topluluklar önünde aynı konuşmayı yapan bir profesöre" benzettiği halde, Miami Herald'in yayın yönetmeni Tom Fiedler, "Kendinden aşırmak (self-plagiarism) hep aynı çalışmayı değişik hocalara ödev olarak sunmaktan farksız" olduğu görüşüyle kovma kararı verdiklerini açıkladı.

Benim merakım şu: Hürriyet yayın yönetmeni her yıl böyle bir olayın gazetesinde tekrarlandığından mı habersiz, yoksa bunu önemsiz mi sayıyor?


23 Aralık 2004
Perşembe
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED