AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
AB'ye doğru son engeller...

Türkiye-AB ilişkilerinde en keskin viraja girilmiş bulunuyor. 6 Ekim'de açıklanacak Avrupa Komisyonu tavsiye kararı, bu karardan hareketle 17 Aralık'ta son biçimini alacak katılım formülü, iç dinamiklerin seyri de dahil olmak üzere birçok açıdan ülkenin yol haritasını oluşturacak...

Benzer bir yol haritası AB, özellikle Avrupa kimliği için de geçerli.

Türkiye'nin AB üyesi olmasıyla nihayetlenecek sürecin başlatılması kararı, Avrupa'nın kendisi açısından alacağı en önemli ve en belirleyici adım olacak.

İlişkiler ne istikamette olursa olsun yüzyıllar boyu Avrupa'nın dışında görülmüş, Avrupa'nın "öteki"si telakki edilmiş, 70 milyon nüfuslu, farklı değer sistemine sahip, en önemlisi Müslümanların ezici çoğunluğu oluşturduğu bir ülkenin AB üyesi olması, AB tanımını her açıdan değiştirecek, AB politikalarını her açıdan etkileyecek, çok-kültürlü modeli gerçek kılacak bir gelişmedir.

Kısacası, Türkiye'nin durumu ile sonradan AB'ye dahil olan diğer üye ülkelerin durumu arasında önemli bir fark bulunuyor.

Türkiye Avrupa için büyük lokma, sindirilmesi zor lokmadır.

Nitekim şu günlerde siyasetçisi, basını, kamuoyuyla Türkiye ne denli Avrupa'yı tartışıyorsa, Avrupa da aynı aktörlerle Türkiye'yi tartışıyor.

Avrupalıların Türkiye'nin üyeliği konusunda bir sıkıntı içinde oldukları, bu süreci sindirmek, tartışmak için zamana ihtiyaç duydukları, ancak hukuki prosedür açısından sıkıştıkları açık.

Gerek 6 Ekim'de açıklanacak İlerleme Raporu, gerek 17 Aralık'ta verilecek karar, sıkışıklıktan sıkıntıya Avrupa'yı kuşatan bu unsurların hepsini barındıracaktır.

Nitekim şu anda yapılan tartışmalar, Chirac'tan, Verheugen'den gelen iki yönlü açıklamalar, koşullu müzakere önerileri, referandum sesleri bu çerçevede anlaşılmalıdır.

"Biz kriterleri yerine getirdik, Hırvatistan'dan, Bulgaristan'dan farklı muamele istemeyiz" duruşu, siyasi ve diplomatik açıdan doğru olmakla birlikte, gelişmeleri ve süreci anlamak açısından yetersizdir.

Hem Türkiye'nin AB yolu, hem AB'nin Türkiye yolu uzun ve incedir.

6 Ekim raporu ve 17 Aralık kararının getireceği tatmin düzeyi ne olursa olsun, bu yollar sonunda birleşecek, bu süre içinde aralarındaki algı farkları azalacaktır. Türkiye bir yandan adım adım Avrupa sistemine ve değerlerine yaklaşacak, AB ise adım adım Türkiye fikrini, Türkiye üzerinden kelimenin fiili bir çok-kültürlü modeli sindirecektir.

2004 sonu bu politik sürecin sadece başlangıç noktasını oluşturacaktır

Bununla birlikte Türkiye'nin iç dengeleri, Türkiye-AB ilişkileri ve AB'nin angajmanları açısından bu iki tarihin ortaya koyacağı sonuçlar önemli.

Komisyon raporuna rengini verecek sonuç bölümü henüz belli olmasa da, belli bölümleri Türk ve Batı basınına parça parça yansıyor. Ve bu parçalar raporda kimi eleştiriler ve eksiklilerin altının çizildiğini, bununla birlikte müzakerelerin başlatılmasını öngördüğünü gösteriyor.

Raporda yer aldığı anlaşılan Vakıflar ve Dernekler Kanunu, Heybeliada Ruhban Okulu, ana dilde eğitim ve yayın hakkının uygulanması gibi kimi aksaklıklar, zaman içinde çözülebilecek olmaları itibariyle müzakerelerin başlatılması engelleyecek türden değildir.

Geriye yine bu parçalarla ortaya çıkan üç büyük konu başlığı kalıyor. 1. Müzakerelerin sürmesine ilişkin koşullar...
2. Müzakere tamamlanması sonrası Avrupa'da referandum talebi
3. Türkiye'nin AB kararlarına uymaması meselesi...

Bunlardan ilk ikisinin belirleyici olmadığını görmek gerekir.

Türkiye'nin reformlardan geri dönüş yaptığı takdirde müzakerelerin kesilmesi bir koşul olarak algılanamaz. Müzakere sonrası Avrupa'da referandum talebi ise kimi Avrupa ülkelerinin kamuoyunu kısa dönemli tatmin etmeye yönelik siyasi bir manevradan başka anlam taşımaz.

En riskli olan, AB'nin Ermeni sorunu, Kıbrıs, İsrail-Filistin çatışması gibi konulardaki kararları meselesidir.

Umarız bu noktada korkulan olmaz, rapor ve karar bu sorunu merkeze almaz...

Türkiye AB'ye yakın duruyor.


5 Ekim 2004
Salı
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED