AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Müzakere yolunda yürüyebilmek

BERLİN

Öyle görülüyor ki şimdiden sonra, Türkler için Avrupa seyahatleri daha kolay ve gerilimsiz geçecektir. 40 yıllık çileli bir yolun düzlüğüne ulaşan ve müzakere kapısını ardına kadar aralayan Türkiye sorularını daha rahat sorabilmekte, cevaplarını daha dürüstçe alabilmektedir. Daha ilerleme raporu açıklanmadı, müzakere kararı verilmedi ama yeni dönemin ilk adımları cesaretle atılmaktadır. Başbakan Erdoğan'ın Almanya seyahati de işte bu yeni konseptin gösterisiydi.

Almanya Başbakanı Schröder'in Türkiye lehine tutumunu daha seyahat bitmeden açıkça ilan etmesi müzakere sürecinin ilk rasyonel adımı anlamına gelmektedir. Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın referandum modelini önererek ülkesindeki reaksiyonları bitirmesinin ardından Schröder AB karar mekanizmasının önünü açmıştır.

Dün yayınlanan Alman gazeteleri de manşetten Türkiye'nin üyeliğini duyurdular. İlerleme Raporu'nu ele geçiren Bild Gazetesi, büyük bir "resmi" vinyetinin hemen yanına şu cümleyi yazdı: 'Türkiye'ye AB'ye girme izni çıktı!" Haberde, "Komisyon Türkiye'nin siyasi kreterleri yeteri kadar yerine getirdiğinden hareket ederek müzakerelerin başlamasını tavsiye ediyor…" deniliyor. Tabiî şerhler de var. Komisyon, askerlerin sivil kontrol altına girmesi, kadın hakları ve işkence konularında eksiklerin bulunduğunu da ekliyor.

Erdoğan için Berlin seyahati masasının üzerine koyacağı Quadriga ödülünden daha büyük bir ödülle tamamlanmıştır.

Türkiye müzakerelere başlayacaktır, bu kesin… Ancak, asıl önemli soru müzakerenin yöntemi ve sonrasında yaşanacaklardır. Bu da en az müzakerelere başlayacak olmamız kadar kesindir. Nitekim, Türkiye'nin AB üyeliği Almanya'nın bakışıyla özetlendiğinde de benzer bir tablo ortaya çıkmaktadır: Müzakere tamam, yöntem belirsiz!..

Yöntemi belirsiz kılan, Avrupa'nın Türkiye'ye yönelik ikircikli ve şüpheci yaklaşımıdır. Ertelenemez müzakere noktasına gelinmiştir ama bu müzakerenin kaliteli ve dürüstçe geçeceğinin garantisini asla vermemektedir. AB liderleri Türkiye ile müzakerelere başlamak için Mart, Nisan veya Haziran ve hatta 2005 Sonbaharı'na karar verebilirler, bu bir problem olmayacaktır. Ancak, süreci yakından izleyenler ve AB trafiğinin bir yerinde bulunanlar için kritik olan Türkiye'ye önerilecek yolun yürünebilir olmasıdır. Şartların, kuralların ve isteklerin müzakere konsepti dışında olmaması gerekmektedir. Yani, Brüksel'in Ankara'ya sunduğu müzakere perspektifinin "zoraki" bir görüntü vermemesi, arzulu bir birlikteliğin işaretlerini içermesi lazımdır.

Böyle bir yaklaşım hem Avrupa halklarının Türkiye'yi benimseme sürecini kolaylaştıracak, hem de Türkiye'de AB ile bir şekilde mesafeli unsurların eline "biz demiştik" kozunun verilmemesini sağlayacaktır. Tarım ve çevre konusunda Türkiye'yi zor bir uyum sürecinin beklediği açıkça görülmektedir. Bu konular Ankara için telif edilebilir niteliktedir. Sorunların aşılması için uygun zemin mutlaka bulunacaktır.

Problem, Türkiye'nin ve hükümetin zorda kalacağını bile bile olmazlar üzerinden bir müzakere yönteminin masaya getirilmesidir. Bunun da bazı rasyonel işaretleri bulunmaktadır. Sözgelimi AB, son genişlemeye dahil olan 10 yeni üye konusunda bazı sorunlar yaşamaktadır. Hazırlıksızlık ve kriterlerin uygulanmasındaki eksiklikler birliği zor durumda bırakmaktadır. Dolayısıyla, bu tecrübenin Türkiye'ye önerilecek müzakere yöntemine olumsuz tesir yapması ihtimali vardır. Çünkü Türkiye nüfus olarak hemen hemen 10 yeni üye kadar hacme sahiptir üstüne üstlük de bir İslam ülkesidir.

Şimdi artık Türkiye için kritik olan İlerleme Raporu'nun ardından belirlenecek yöntem mantığıdır. Verheugen'in liderlere tutacağı projeksiyon işte bu açıdan önem arzetmektedir. "Müzakerelere başlayalım ama Türkiye'nin özel şartlarını da unutmayalım" tavrı, Ankara'nın müzakere hevesini kursakta bırakacak ve ilerlemeyi zorlaştıracak bir yaklaşım olacaktır.

Türkiye, müzakere yoluna girecektir. Yokuş ve dikenli bile olsa bu yol yürünebilir olmalıdır.


5 Ekim 2004
Salı
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED