YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

Pislik dizboyu

'Bir milyon dolar rüşvet alan gazeteci" olayı Sabah yazarı Rauf Tamer'in yazılarına ara vermesiyle sona erdi mi?

İlk bakışta, 'suçlu' denilebilecek biri ortaya çıktığına göre, bu soruya "Evet" cevabını vermemiz gerekiyor. Gerçi söz konusu para ilk ileri sürüldüğü gibi '1 milyon dolar' rakamının çok altında kalıyor; ayrıca 'rüşvet' denilmesi zor bir 'kredi tahsisi' ile ilişkili; o para karşılığı kullanılan iltimasla ucuza alındığı söylenen arazinin edinilme tarihiyle kredi açılması arasında da yıllar var... Ancak, yine de, iddia muhatabını bulmuş gibi takdim ediliyor...

Diyelim ki öyle. Ancak bu durum başka önemli soruları akla getiriyor...

Hatırlayacaksınız, bundan bir süre önce, kamuoyu, 'ajan gazeteciler' tartışmasıyla sarsılıyordu. İtibarlı iki medya mensubunun açtığı tartışma, vaktiyle üst düzey görevlerde bulunmuş eski bir MİT mensubunun teyidiyle alevlenmişti. O noktadan itibaren devreye ben girdim ve konuyu biraz daha ileri götürdüm. Araştırmalarım, 'ajan gazeteci' denilebilecek kişilerin hiç de azımsanmayacak sayıda olduğunu ortaya koydu. İstihbarat odaklarına yakın bir kaynak, bir gazetede, "Adlarını biliyorum, ama devlet güvenliği açısından açıklamakta yarar görmüyorum" diyerek sayıyı belirledi: 23...

Aylar önce (Nisan 2000) tartıştığımız konuyla ilgili doğrulama, şu yakınlarda, hiç beklenmeyen bir yerden geldi; Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) bağlı olduğu başbakan yardımcısı Hüsamettin Özkan'dan... Tartışmanın sıcağında, gazetecilik meslek kuruluşlarının başvurusu üzerine iddiaları kategorik olarak yalanlama yoluna gitmişti MİT; oysa, FP milletvekili Mehmet Bekâroğlu'nun sorusunu cevaplayan DSP'li bakan Özkan'ın cevabı farklı oldu:"MİT'in devletimizin diğer kuruluşları gibi basın organları ile koordine ve yakın temas içinde olmaya ihtiyacı vardır. Bu çerçevede ve yasanan elverdiği ölçüde teşkilâtın görevlilerince basın mensuplarıyla görüşmeler yapılmakta, bilgi talepleri karşılanmaya çaşılmakta ve bazı sorunlar kendilerine aktarılmaktadır."

'Normal' gösterilmeye çalışılan bu ilişki tarzının, istihbarat örgütüne uysa bile, gazetecilik mesleğine ters düştüğüne hiç kuşku yok. Nitekim, MİT'in basınla ilişkiler bölümünün açılışına dâvet edilen gazetecilerden, "Bazı meslektaşların bazı MİT mensuplarıyla yakınlığı görülmeye değerdi" tespitini sütunlarına taşıyanlar çıktı. Hüsamettin Özkan'ın doğal kabul ettiği o yakın ilişki gazetecilik mesleğine yakışmayan türden bir ilişkidir...

Tartışmada geçen isimlerden birinin 'Siyah' kodadını taşıdığı biliniyor. Çok satan bir gazetede köşesi var 'Siyah'ın; zaman zaman kişiler hakkında karalayıcı yayınlar yapmasıyla tanınıyor... Mesleğe ters düşen ilişkiyi yalanladığı da görülmedi; soruları yuvarlak cevaplarla ve tehdit kokan ifadelerle geçiştirdiği biliniyor... Önemli olan sonuç: "İltimas karşılığı 1 milyon dolar rüşvet" almakla suçlanan gazeteci sütununu kaybetti, ancak üst düzey bir MİT mensubunun "Teşkilâta gelirdi, teşkilâttan kendisine sürekli zarf gönderilirdi" dediği 'Siyah' kodadlı 'gazeteci' ise köşesini koruyor...

Siz bu işte bir yanlışlık görmüyor musunuz?

Gazetede köşe tutmuş birinin, yazarlık/yöneticilik/programcılık gücünü kişisel çıkarı için kullanması elbette yanlış; bu bakımdan akçalı ilişkilere bulaşan (ya da böyle bir töhmete muhatap olan) bir yazarın gerçek anlaşılana kadar sütununu kaybetmesi normal; peki de istihbarat örgütüyle ilişkisi 'kodadı'na kadar suçüstü yapılmış biri nasıl oluyor da köşesini koruyabiliyor?

Akçalı ilişki iddiaları ortalığı sarınca, meslek örgütlerinin salt 'kınama' ile yetinmeyip görüş açıklamakta yarıştıkları görüldü; oysa, aynı örgütler, aynı derecede vahim olan 'ajan gazeteci' iddiaları ortalığı kasıp kavururken küçük parmaklarını kıpırdatmakla yetinmişlerdi. Başbakanlıktan yapılan ve 'ajan gazeteci' kimliğini doğal karşılayan açıklama üzerine ne düşündüklerini ise henüz duymuş değiliz...

Medyadaki kirlilik burun deliklerini kıracak yoğunlukta; köklü bir temizlik şart...


15 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...