YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Yalçıntaş'ı yakından görmek

Parlamentodaki partiler, Türkiye'nin yansıması. Türkiye'de ise, her insanda, biraz, ötekisinin parçası vardır. Gayri müslim vatandaşlarımız bile asırlarca aynı potada yer almanın saikiyle Müslümanlar'la benzeşmişlerdir.

Eğer TBMM, bu yapının yansıması ise, her partide, diğer partinin renklerinin bulunması tabiî. Partilerin en ucundaki insanlar bile, kendilerini ön yargılardan uzaklaşarak ayrıştırırlarsa, diğer uçtakilerle benzerlik bulabilirler.

Ama bunlar içerisinde bazıları vardır ki, daha çok ortak bileşene sahiptirler. Gene farklı çizgidedirler ama, diğeri ile yanyana gelince, farklılıkları en az nisbettedir.

Bazan bu imajın insanları, kendi toplumsal zeminlerinde, neden daha net tavırlara sahip olmadıkları noktasında eleştiri konusu bile olabilirler. Müzakereci tavırları, çok daha keskin söylemler arayan taraftarı "kesmez."

Ama bu özellikleri de, uzlaşmanın şart olduğu zamanlarda, başkaları ile uzlaşma şartı haline gelir.

İşte, Parlamento içinden bir cumhurbaşkanı arayışında böyle isimler üzerinde durmak gerekir, diye düşünüyorum.

Ve yakından baktığımda aklıma, FP'li Yalçıntaş geliyor, ANAP'lı Ertuğrul Yalçınbayır geliyor, DYP'li Ahmet İyimaya geliyor, MHP'li Enis Öksüz'ü görüyorum, ya da DSP'li Hüsamettin Özkan'ı... Partilerde başka pek çok isim sayılabilir ya da ben isimlerde yanılmış olabilirim ama, sonuçta bir intibaı seslendirmiş oluyorum.

Yalnız, saydığım isimlerden daha yakından tanıdığım Nevzat Yalçıntaş'ın, yukarda çizdiğim çerçeveye en uygun isimlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Ve o yüzden, Meclis'in Yalçıntaş üzerinde daha özenle durması gerektiğini belirtmek istiyorum.

Yalçıntaş ismi, çok rahatlıkla MHP'de, ANAP'ta, DYP'de yer alabilirdi. Benzeri isimler, çok uzun zaman böyle merkez sağ partilerde görev aldılar. Halen de o partilerde benzeri isimler vardır. Ayrıca Yalçıntaş, bugün MHP-ANAP-DYP kadrolarında bulunan pekçok isimle, farklı sosyal faaliyetlerde yanyana bulunmuş, mesai birlikteliği yapmıştır.

Yalçıntaş ismi, çok daha derin görüş farklılıklarına sahip olduğu muhakkak olan DSP'de bile, ortak bileşkeler bulabilecek bir isimdir. Bir DSP grubunda konuşma yapsa, eminim ki, çok yadırganmayacak bir üslûp geliştirebilir.

Uzlaşma, Yalçıntaş çizgisinin en bariz karakteridir.

Yalçıntaş, her insanda olumlu bir yön bulabilen ve oradan yola çıkarak müşterek adımlar geliştirebilen bir insandır. Bu, Türkiye'deki sancılar ve Cumhurbaşkanlığı misyonu yanyana düşünüldüğünde en vazgeçilmez şart durumundadır.

Yalçıntaş bir bilim adamıdır. Üstelik bilim adamlığını, toplumsal misyonlarla bütünleştirebilmiş nadir insanlardandır.

Yalçıntaş'ın sahası ekonomidir. Türkiye'deki ekonomik gelişmeleri takip eden, mevcudu değerlendirebilecek vasıfta ve alternatif düşünceler üretebilecek hayatın içinde bir insandır.

Yalçıntaş, daha yeterince Ankara'nın gündemine düşmediği günlerde bile, Türkiye'nin Asya'daki misyonu üzerinde düşünen, bu noktada çok ciddi ilişkiler-dostluklar-projeler geliştiren bir insandır. Türkiye'de, Avrasya'da tanınan ve sevilen bir kaç isim sayılırsa, bunlar arasında mutlaka Nevzat Yalçıntaş'ın ismi de geçer. Yani eğer, Cumhurbaşkanı'nın Türk dünyası ile ilişkilerde özel bir misyonundan söz edilecekse, bunu Özal-Demirel performansında yürütebilecek nadir isimlerden birisidir.

Yalçıntaş, Türkiye ortalamasında dindar bir insandır. Ama dindarlığı hiçbir zaman bağırgan-gösteri niteliği arzeden bir görüntü kazanmamıştır. O, bu alanda da herkes tarafından kabul edilebilir sade bir çerçevede bulunmaya özen göstermiştir.

Yalçıntaş, Türkiye'nin yakın dönem siyasetini yakından izleyen bir insan olarak devletin dengelerini bilir. Bu noktada kendi partisinin dünlerden gelen çizgisine bile özeleştirel yaklaşımları olduğunu sanıyorum. Dolayısıyla, bu alandaki sancıları, herkesin hassasiyetlerini dikkate alarak sağlıklı neticelere taşıyabilecek önemli vasıflara sahiptir.

Yalçıntaş FP'lidir, ama yukarda da söylediğim gibi, her partide olabilecek olan aşırı particiliği söz konusu olmamıştır. Hani moda deyimiyle "düşük profilli" bir FP'lidir.

Düşünüyorum ki onu, FP'liler değil, MHP'liler, DYP'liler, hatta Yılmaz'ın adaylığı söz konusu olmazsa, ANAP'lılar aday gösterseler, parlamentoda farklı bir centilmenlik geleneği başlatmış olurlar. Eğer onu aday gösterme işinde DSP inisiyatif kullanırsa, bu tüm Türkiye'ye, şapka çıkarılacak bir jest olur. Ecevit'le Yalçıntaş yanyana oturup konuşsalar, eminim ki, Türkiye'de yapılabilecekler noktasında uzlaştıkları noktalar, farklılıklarından çok daha fazla olacaktır.


13 Nisan 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...