|
|
 |
Devlet 'derin devleti' eleştiriyor
Devlet Tiyatroları repertuarında artık 'işkence'yi sorgulayan, 'güneydoğu sorununu' tartışmaya açan oyunlar yer buluyor.
Tiyatro ve sinemada zaman zaman 'sansür' kâbusu hortlatılsa da 'demokrasi' adına umut verici gelişmeler de yok değil. Kurum içi çatışmalarla sık sık medyanın gündemini işgal eden Devlet Tiyatroları, üç sezondur repertuarına aldığı kimi oyunlarla sisteme eleştiri getirmeyi de ihmal etmiyor. İlk kez 1997-1998 sezonunda sahnelenmeye başlanan ve bu yıl da devam eden Dario Fo'nun "Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü" bir terör eylemine karıştığı iddiasıyla gözaltına alınan ve gözaltında 'kaza sonucu' ölen bir 'anarşist'in başına gelenleri konu ediyor. 1969 yılında Milano'da yaşanan gerçek bir adlî olaydan yola çıkılarak yazılan oyun, ne yazık ki Türkiye'de de benzerlerine rastlayabildiğimiz türden bir 'sorgulama sırasında kaza sonucu ölüm' vakıasını tiyatro sahnesine taşıyor. Bursa Devlet Tiyatrosu'nun 16 Nisan'a kadar İstanbul'da Aziz Nesin Sahnesi'nde perde açacak oyunu 'Avcı' da işkenceyi ve işkencecileri sorguluyor. Hasan Öztürk'ün yazdığı, usta sinema ve tiyatro sanatçısı Tuncel Kurtiz'in yönettiği oyun, psikolojik rahatsızlığı yüzünden görevinden alınmış ancak hâlâ görevine dönme umuduyla resmî makamlardan 'çağrı' mektubu getirecek postacının yolunu gözleyen bir sorgu memuru, karısı ve bir pop şarkıcısı arasında ilerliyor. "Çözüm işkenceciyi değil işkenceyi ortadan kaldırmaktır" temasını işleyen oyun boyunca, hasta ruhlu sorgu memuru tedavi süresince evinin bir köşesindeki işkence odasına giderek cansız mankenlere işkence eder. Cesur bir anlatım tarzındaki Avcı, aslında kimin av, kimin avcı olduğu noktasında da seyirciyi düşünmeye sevkediyor.
İstanbul Devlet Tiyatroları'nın Mayıs ayında prömiyer'inin yapılacağı ilgi çekici bir diğer oyun da yine seyirciyi zorlu bir konuyla yüzyüze getiriyor. Cuma Boynukara'nın yazdığı, İstanbul Devlet Tiyatroları Genel Müdür Yardımcısı Orhan Kurtuldu'nun yönettiği oyun, Güneydoğuda asker ve siviller arasında yaşananları tartışmaya açıyor. Demokrasi kültürünün gelişmesine bir katkı olarak yorumlanan ve yaşanan sorunların karşılıklı diyalogla çözümlenebileceğini dile getiren oyunun Devlet Tiyatroları'nda sahnelenebilmesi de sanat ve tiyatro adına önemli bir adım.
GÜLCAN TEZCAN
|
|
|
RAHMİ DİLLİGİL: 'Hata benim değil'
DEVLET Tiyatroları Genel Müdürü Rahmi Dilligil, uyarladığı 'Giysilerim Nerde?' adlı oyunla ilgili olarak çeşitli yayın organlarında yer alan 'eser hırsızlığı' iddialarıyla ilgili olarak gazetemize açıklamada bulundu. Dilligil açıklamasında, kendisinin oyunun yazarı değil, uyarlayanı olduğunu, sürdürülen spekülasyonun matbu dramaturgi raporunun yanlış doldurulmasından kaynaklandığını ifade etti. Dilligil: "Uyarlamış olduğum 'Giysilerim Nerede' isimli oyunu, Edebi Kurul'da değerlendirilmek üzere, 5. 9. 1997 tarihli dilekçemle ve yazar sıfatı kullanmaksızın sundum. Eseri inceleyen dramaturg tarafından benim dışımda hazırlanan dramaturgi raporunun matbu form olan kapağındaki yazar hanesinde ismim zikredilmiştir. Bu hata, uyarlamalar için farklı matbu form olmamasından kaynaklanmış ve, eserin yazarı olmadığım nasılsa biliniyor, düşüncesiyle çok da önemsenmemiştir" dedi. Dilligil, oyun karşılığında herhangi bir telif ücreti almadığını ve iradesi dışında meydana gelen hatanın, uyarısı üzerine düzeltildiğini ifade etti. "O aşamada, oyunun sahnelenmesi ve yazar olarak telif ücreti almam da sözkonusu olmamıştır. Benim dışımda ortaya çıkan bu hatadan yakın tarihe kadar haberim dahi olmamıştır. Daha sonra bizzat benim uyarım üzerine ve 26. 12. 1999 tarihli tekraren verdiğim dilekçemdeki ifadeye itibar edilerek bu hata düzeltilmiştir" diyen Dilligil, konuyla ilgili olarak muhtelif yayın organlarında çıkan haberlerin kaynağının Devlet Tiyatroları'ndan atılan Serhat Nalbantoğlu olduğunu da iddia etti.
|
|
