YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Cumhurbaşkanlığı denklemi

 
Siyaseti noktalama zamanı yaklaştıkça, Demirel'in akıbeti de kritik hesaplaşmaların odağına oturuyor...

 

Cumhurbaşkanlığı denkleminde rol alacak aktörlerin eylemi başladı. Şu anda, Demirel'i Ecevit'in ve 28 Şubat iradesinin hararetle istediği net olarak görülüyor. Ecevit zaten eylem halinde. Bir tv programında ise, 28 Şubat generallerinden Güven Erkaya, Demirel için çok sıcak değerlendirmeler yapmış, onu "şu ânın ideal cumhurbaşkanı" olarak nitelemişti. Ancak burada DSP'lilerin toptan Demirel'e oy vereceği kuşkusu ile 28 Şubat iradesinin oya dönüşme riski bu desteğin kıymet-i harbiyesini düşürüyor.

DYP, Çiller'in endişelerine endeksli bir politika üretiyor. Endişe malûm, "Demirel cumhurbaşkanı olmazsa DYP'yi ele geçirip aktif politika yapar" öngörüsüne dayanıyor. Böyle bir endişenin üreteceği politika, "Demirel bir dönem daha..."ya yöneliyor. Bu tavrın, görünürdeki tüm renksizliğine rağmen,özünde "kerhen" oluştuğu kuşkusuz. "Kerhen" çünkü, Çiller'in Demirel'den yana acıları var. Hoş ortada bazı sorular yok değil. Meselâ: Acaba Çiller gerçekten Demirel'in seçilebileceğine inanıyor mu sorusu sorulabilir? Gizli oyla yapılacak seçimlerde kimin kime verdiği belli olmayacağına göre, yoksa, Gürler'in durumunu andıran gerçekten büyük bir hesaplaşma mı söz konusu?

MHP"nin, Demirel'i desteklememesi bekleniyor. Bütün ilişkiler bunu gösteriyor. Ama hemen aklınıza "MHP kıblesini doğru tutabilir mi?" sorusunun geldiğinden eminim. Zaten bu soru gündemde: Bütün kritik oylamalarda yamulan bu partinin iradesi, son tahlilde Demirel için de yamultulamaz mı? ( En son yamulma şu: TBMM'de başörtüsü takabilmeyi yasaklayan tüzük değişikliği, en sonunda MHP'li Yahnici ve Mehmet Şandır'ın yasaktan yana oy kullanması ve Şaban Kardeş, Mustafa Verkaya ile Mehmet Kundakçı'nın oylamaya katılmaması sonucu bir oy farkıyla gerçekleşti.) Yarın kartel medyası, "Demirel'in seçilmesi"ni "milli bir dâvâ" haline getirirse, MHP de bu dâvânın kahramanı olmak istemez mi?

ANAP yönetimi, hesaplı bir yaklaşım içinde Cumhurbaşkanlığı seçimi için... Sessiz duruyor, net tavırlar göstermiyor ve bu yüzden pazarlık ortamını saklı tutuyor. Demirel'e mesafeli, ama mutlak redçi görünmüyor. Kendi adayını seçtirmek istiyor, ama müttefiklere ihtiyacı var.

FP'nin Demirel'i istemediği kesin. Ama, seçimin genel seyri için nasıl bir tavır alması gerektiği noktasında zorlandığı da anlaşılıyor. Kendisinin aday göstermesinin anlamı yok. En yakın diyalog ortamını oluşturabileceği MHP ile ilişkiler -iki partinin genel duruşları sebebiyle- çok sıcak değil. ANAP'la henüz diyalog ortamı doğmadı. Ama, henüz ısınma noktasında konu... Belki FP, MHP, ANAP ve biraz da DYP ortamında, âkil adamların ara buluculukları ile Meclis içi bir bir isim üzerinde mutabakat sağlanabilir...

Demirel ve Cumhurbaşkanlığı meselesinde, son günlerde en dikkat çekici olay, hiç şüphesiz, Demirel'in şehit yakınları ile Çankaya'da yaptığı mülakat olmuştur. Bu olay, Demirel'in "halktaki itibar" oranına ilişkin canlı bir değerlendirme imkânı sağlamıştır. Türkiye belki ilk defa, halktan bir insanın, Cumhurbaşkanına olan güven zaafını izlemiştir. Cumhurbaşkanına "Ya iki yıl sonra 'dün dündür, bugün bugündür' derseniz? diye soran bir vatandaş... Devlet başkanına, "Övünç madalyalarınızı makamınıza iade edeceğiz." diyen bir vatandaş... "Sabır çağrısı"nı anlamsız bulan bir vatandaş... "Benim hakkım devlete helâl değil." diyen bir vatandaş...

Hadise, toplum nabzınının nasıl attığına ilişkin küçük bir göstergedir. Üstelik sınırlı bir alanın tepkisidir. Olay, şehit yakınları ile ilgili olduğu için medyaya yansıma imkânı bulmuştur.

Oysa, 28 Şubat sürecinde yaşananlar ve bu süreçte Demirel'in ortaya koyduğu tavır sebebiyle oluşan bir başka toplum tepkisi daha var. Milyonlarca insanın yüreğinde saklı duran bir tepki bu. Çankaya'da böylesine bir sorgulamaya muhatab olan Demirel, acaba bir köy kahvesinde nasıl sorgulanırdı? Bir tv kanalında her düşüncedeki üniversite gençliğinin sorgulamasına muhatab olsa nelerle karşılaşırdı?

Demirel'in gittikçe yoğunlaşan bir halkla ilişkiler sorunu olduğunda kuşku yok.

(DYP liderliği Demirel'in halkla ilikilerde karşılaştığı bu sıkıntılı görüntüyü nasıl değerendirmektedir, merak ediyorum)

Cumhurbaşkanlığı seçimi hangi çerçeveye oturacak henüz belli değil ama, şayet Demirel için bir oylama gerçekleşirse, bunun sırat köprüsünden geçmekten farksız olacağı muhakkak. Siyaseti noktalama zamanı yaklaştıkça, Demirel'in akıbeti de kritik hesaplaşmaların odağına oturuyor... Kaderde ne var bilinmez. Hesap adamının birçok hesap yaptığı düşünülebilir, ama belki ilk defa evdeki hesapla çarşıyı birbirine uydurmakta bu kadar zorlanıyor olmalı...

RAHMET DİLİYORUZ:

Diri sesi ile yüreklerimizde iz bırakan Timurtaş Uçar Hocaefendi'yi de dâr-ı bekâya uğurladık. Muhterem Hocaefendi'ye Allah'dan sonsuz rahmetler niyaz ediyor, ailesine, yakınlarına, gönül dostlarına başsağlığı diliyorum.


22 OCAK 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...