Hükümetin yüzde 25 enflasyon oranına ücretlerdeki yüzde 25 artışla uyacaklarını açıklayan Türkiye İşverenler Sendikası'na işçi sendikaları sert tepki gösterdi. Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Salim Uslu, işverenlerin bu yıl bağıtlanacak toplu iş sözleşmelerinde yüzde 25 oranında zam önermesinin, toplu sözleşmeye müdahale anlamına geldiğini belirtti.

Uslu, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Refik Baydur'un bu yıl bağıtlanacak sözleşmelerde yüzde 25 oranında ücret artışı hedeflediklerini söylemesiyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, toplu iş sözleşmesi masasına oturulmadan, toplu iş sözleşmesinin özerkliğine gölge düşürecek tavırlardan kaçınılması gerektiğini kaydetti.

Dayatmaları kabul etmeyiz

Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde tarafları gerecek "ön kabul" ve "redlerden" uzak ve soğukkanlı davranmak gerektiğini belirten Uslu, şunları söyledi: "Sayın Baydur'un, toplu sözleşmelere oturmadan, müzakereler başlamadan dayatmacı ve uzlaşmaya kapalı üslup ve tutum sergilemesi çok doğru değil. Toplu sözleşme masası, dikte masası değildir. Ücret-verimlilik ilişkisi, Türkiye'nin ve işletmelerin gerçekleri, hayatın zorlukları bilinmeden, oturulup konuşulmadan dayatmalar yanlıştır. Tek taraflı hüküm vermek ve sendikaları buna zorlamak, toplu sözleşmelerin özerkliğine gölge düşürmekle kalmaz, ortamı gerer. Akıl yerine hissiyatlar öne geçer. Sayın Baydur'un, erken deklarasyonunu sonra telafi edeceğini ummak istiyorum."

Siyasi iktidarların enflasyon hedeflerinin, kendileri için ölçü olamayacağını, bugüne kadar enflasyon öngörülerinin doğru çıkmadığını da savunan Uslu, bu öngörüye göre yapılacak dayatmalara da karşı çıkacaklarını söyledi. Uslu, kıdem tazminatıyla ilgili olarak, bu konu yerine önce iş güvenliği, kayıt dışı ekonomi konusunun gündeme getirilmesi gerektiğini söyledi. Avrupa ülkeleri arasında iş güvencesi olmayan tek ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Uslu, Türkiye'nin öncelikle bu "ayıptan" kurtulması gerektiğini savundu.

Salim Uslu, daha önce bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinde, hükümetin enflasyon öngörülerine göre değişiklik yapma yolunda istekler geldiğini de hatırlatarak, "Kazanılmış hakları gasp kavga sebebidir. Sendikaların, toplu iş sözleşmelerini değiştirmek ya da vazgeçmek gibi ikinci bir anlaşma yapmaya yetkileri yoktur" dedi. Bir işletmede toplu iş sözleşmesi varken, ikinci bir toplu iş sözleşmesi yapmak anlamına gelen bu tür isteklerin ve dayatmaların, yasalara aykırı olduğunu vurgulayan Uslu, "Mevcut toplu sözleşmelere müdahale, hukuk düzenine müdahale olur" dedi.

Karlarından fedakarlık etsinler

Hak-İş'in tepkisinden sonra dün de bir açıklama DİSK'den geldi. DİSK Genel Sekreteri Murat Tokmak, işverenlerin, bu yıl bağıtlanacak toplu iş sözleşmelerinde yüzde 25 oranında zam önermelerinin emekçilerde tepki yarattığını belirterek, "İşverenler karlarını koyamadıkları sınırı, ücretlere dayatıyor" dedi. "Ücretlerin geçtiğimiz yıl içinde yüzde 68 oranında eridiğini görmezden gelerek, toplumsal huzursuzluk körüklenmektedir" diyen Tokmak, yüzde 50'lere revize edilmeye başlanan 2000 yılı enflasyon beklentisiyle politika belirleyen işverenlerin, emekçilere yüzde 25 ücret artışı önermeye kalkamayacaklarını ifade etti.

Hükümetin ilan ettiği enflasyon rakamı ile toplu sözleşme masasına oturulmasının, toplu sözleşme hakkının fiilen ortadan kaldırılması anlamına geldiğini bildiren Tokmak, "Türkiye ekonomisinin kurtarılması için birileri fedakarlık yapmalıdır, ama bunlar her geçen yıl ücretleri eritilen emekçiler değildir" ifadesini kullandı. Türkiye'nin, emekçinin cebinden ekmek parasını alarak kurtulamayacağını da savunan Tokmak, şunları kaydetti: "İşverenler karlarına koyamadıkları sınırı, ücretlere dayatıyor. Yıllardır ülkenin kaymağını yiyip, doymayanlar bir kez olsun karlarından fedakarlık etsinler. TİSK, ülke için fedakarlıktan söz edildiğinde önce şirketlerin, mal ve hizmetlerin fiyatlarını yüzde 25'den fazla artırmayacağı açıklamasını yapabilmelidir."