YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Tahkim'den başörtüsü yasağına

 
MHP'nin durumu zor; bütün haftayı büyük sermayeye destek için geçirdi.Önümüzdeki hafta ise Meclis'te başörtüsüne yasak getirmek amacıyla çalışacak.Ey MHP... Titre ve kendine gel.

 

Evvelki gün Meclis gene uzun soluklu bir çalışma ile Tahkim yasasını çıkardı.

Görünüşte bu yasa, Ağustos 1999'da gerçekleşen Anayasa değişikliği ile uyum sağlamayı amaçlıyordu. Ama esas gaye "hatırlı sermayeye" yeni bir hizmet sunmaktı.

Ağustos değişikliği

13 Ağustos'ta, Anayasa'nın üç maddesi değiştirilerek imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğacak ihtilâflarda hakeme başvurma imkânı getirilmişti. Aynı zamanda, hiç gerek yokken, imtiyaz sözleşmeleri üzerindeki Danıştay'ın öninceleme yetkisine de son verilmişti.

İşte Meclis'in perşembe akşamı geç saatlere kadar görüştüğü yasa, bir yandan tahkimin uygulama kurallarını düzenlerken, gerçek amacını 7'nci ve geçici 1'inci maddelerinde saklamaktaydı.

Bu maddeler, Yap-İşlet-Devret modeliyle ihale edilmiş enerji santralleriyle, imtiyaz şartlaşma ve sözleşme mahiyetindeki işletme devir sözleşmelerini, -13 Ağustos 1999 tarihli Anayasa değişikliğinden önce aktedilmiş bile olsa- özel hukuk kurallarına tâbi kılıyor, bu suretle, İdare ile müteahhit firmanın anlaşarak yeni bir sözleşme yapmasına fırsat veriyordu. Bu yeni sözleşmenin, -özel hukuka tâbi olduğu için- üçüncü kişiler tarafından bilinmesi ve takibi mümkün değildi.

Üstelik, Danıştay incelemesi de Ağustos'taki Anayasa değişikliği ile, mecburi olmaktan çıkarılmıştı.

Ne olabilir?

Bu durumda, evvelce Danıştay'ın incelemesinden geçmiş ve onay almış.

46 enerji projesi, yeniden görüşülüp sözleşmeye bağlanırken, büyük ihtimalle, müteahhit firma lehine değişime uğrayacak.

İşte bu yüzden İstanbul Baro Başkanı, "Yapılan, sadece tahkimin geriye dönük olarak uygulanmasına imkân vermek değil, Danıştay incelemesini de kaldırmaktır" diyor.

Genel Kurul'da birçok kişi Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'e sordu: "Eski sözleşmelere tahkim hakkı tanıyıp, bazı hükümlerde değişiklik gerçekleştirirseniz, mukaveleyi Danıştay incelemesine sunacak mısınız?"

Önerge

Bakan, "evet" cevabını verdi. Bu cevap zabıtlara geçti. Fakat zabıtların hukuki bir neticesi olamazdı elbette.

Bu yüzden hem DYP, hem de Fazilet, kanun tasarısının 7'nci ve geçici 1'inci maddelerine şu fıkranın eklenmesini talep etti: "Yeniden yapılan düzenlemelerle İdare'ye ek yük getirilemez. 14.8.1999 tarihinden önce yapılan sözleşmeler üzerindeki değişiklikler, Danıştay incelemesinden geçirilir."

İdare'ye, ek yük getirilmeyeceği ve değişikliklerin Danıştay'ın onayına sunulacağına dair hükûmet taahhüdünü, yazılı ve yasal bir teminat altına almayı amaçlıyordu bu önerge.

Cumhur Ersümer, taahhüdünde samimi olsaydı, önergeyi onaylamakta bir mahsur görmezdi. Demek samimi değildi ki, hükûmetin katılmadığı önerge, iktidar milletvekillerinin oylarıyla ret edildi.

İşte, şaibe söylentileri bu gibi davranışlar yüzünden çıkıyor.

Demokratikleşmede atalet

1995 yılında gerçekleştirilen Anayasa değişikliğine uyum kanunları, kaç yıl sürümcemede kaldı.

Sadece -o da Fazilet Partisi'nin gayretiyle- Siyasi Partiler Yasası değiştirildi.

Türk Ceza Kanunu'nun 312'nci maddesiyle, Terörle Mücadele Yasası'nın 8'inci maddesi, düşünce hürriyeti üzerindeki en ağır yük. O istikamette hiç bir çaba sezilmiyor.

Bir kaç defa hatırlattık: Anap milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır'ın Türk Ceza Kanunu'nun 17, 159, 312 ve Terörle Mücadele Yasası'nın 8'inci maddesini değiştirmeye yönelik teklifi Ağustos'tan beri Adalet Komisyonu'nda bekletiliyor. Bir türlü ele alınmıyor.

Oysa, geçtiğimiz yasama döneminde, Yalçınbayır'ın bu teklifi, bugünkü Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün öncülüğünde hazırlanan bir Hükûmet tasarısıydı. Yalçınbayır, hiç değiştirmeden, Yılmaz Hükûmeti'nin tasarısını, bu dönem yeniledi.

Türkiye'nin demokratik sicilini iyileştirecek söz konusu teklif, Adalet Komisyonu'nda bekletiliyor ama, tahkim alelacele gündeme alınıyor.

Dün dündü

Tatil dönüşü, normal gününün haricinde, Salı günü toplanan Adalet Komisyonu, bir günde yasayı görüşüp Meclis'e sevkediyor. Muhalefet şerhlerinin yazılması için dahi iki saat süre veriliyor. Tasarı, iktidar partilerinin grup başkan vekillerinin oylarıyla gündemin baş sırasına geçiriliyor. Gece yarısı saat 5'e kadar milletvekillerine fazla mesai yaptırıp, tasarının kanunlaşması sağlanıyor.

Sade vatandaşın menfaatine olacak işlerde veya hürriyetler konusunda tam bir atalet; büyük sermayeye yaranmak için aşırı gayret.

MHP, daha önce iki kere red'ettikleri bu düzenlemeye nasıl razı olduklarını açıklamakta zorluk çekiyor ve topu sürekli Fazilet Partisi'ne atmaya çalışıyor. DSP'li bazı milletvekilleri de sıkıntıda.

Galiba siyaset bu: "Dün dündü, bugün bugün"

Adalet Komisyonu Başkanı DSP'li Emin Karaa, tahkimin geriye işletilmesine karşıydı. Birdenbire taraftar oluverdi.

Siyasi kulislerde, bu değişim, Adalet Bakanı olma beklentisi şeklinde açıklanıyor.

Refahyol'a atıf

Enerji Bakanı Cumhur Ersümer ve MHP'liler suçlamalar karşısında, elektrik dağıtım santrallerinin devir ihalesinin Refahyol döneminde yapılmış olmasına sığınıyor.

Ama mesele, elektrik dağıtım santrallerinin niçin devredildiği değil, nasıl ve hangi şartlarda devredildiği.

Niçin dönemin Enerji Bakanı Recai Kutan hakkında tek bir iddia dile getirilmedi de, Cumhur Ersümer'in icraatına kuşkuyla bakılıyor?

Sebebi açık:

Recai Kutan dönemindeki uygulama şöyleydi: TEDAŞ'a ait elektrik dağıtım santrallerinin işletme haklarını devretmek amacıyla 25 adet görev bölgesi tesbit edildi. Bu bölgeler Resmî Gazete'de yayınlandı. Alınan teklifler, 3 Nisan 1997'de basının huzurunda fiyatlar okunmak suretiyle ilân edildi. Bununla da iktifa edilmedi. Dosyaların neye göre değerlendirileceği kriterlere bağlandı. Bu değerlendirme kriterleri, 11 kişiden oluşan Değerlendirme Komisyonu'nca imza altına alındı.

Kurulan Alt Komisyon'un sonuca yaklaştığı bir noktada Refahyol Hükûmeti devrildi. Arkadan Yılmaz Hükûmeti kuruldu. Cumhur Ersümer Enerji Bakanı oldu. Sonuçlanmak üzere olan dağıtım ihalelerinin neticeleri 6-7 ay açıklanmadı. Nihayet Ocak 1998'de Enerji Bakanlığı, sonuçları bir basın bildirisi ile kamuoyuna duyurdu. Basın bildirisinde, evvelce imza altına alınan değerlendirme kriterlerinin noksan ve çelişkili olduğu belirtiliyor, çelişkilerin ve noksanlıkların Enerji İşleri Genel Müdürlüğü'nce düzeltildiği Bakanlık tarafından vurgulanıyordu. Oysa Enerji İşleri Genel Müdürlüğü ihale komisyonunda yer almıyordu. Yetkisiz bir merci idi.

Zaten nihai karar, Alt Komisyon'un değerlendirmesine göre verilmedi. Yılmaz Hükûmeti'nce oluşturulan Üst Kurul ihaleleri sonuçlandırdı.

Demek, Cumhur Ersümer'in veyahut MHP'nin, Refahyol'un icraatına sığınmaları faydasız. Zira, bırakınız Refahyol'un kurduğu Alt Komisyon'un kararlarına uyulmasını, değerlendirme kriterleri bile değiştirilmiştir. Hatta şartnamaye aykırı biçimde, bakan oluruyla, Ankara elektrik dağıtım işi, Barmek'e verilmiştir.

MHP'nin durumu zor; bütün haftayı büyük sermayeye destek için geçirdi.

Önümüzdeki hafta ise Meclis'te başörtüsüne yasak getirmek amacıyla çalışacak.

Ey MHP... Titre ve kendine gel.


22 OCAK 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazlı ILICAK

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...