T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Gecenin yıldızı bir Alman'dı

Galatasaray'ı yıllardır yurt dışı maçlarında çıplak gözle izliyorum. Bir dünya takımı olmalarında ve hiç gitmedikleri ülkelerde bile taraftar oluşturmalarında bütün kademeleri yaşadım.

Dün gece Nou Camp gibi futbolun mabedi diye adlandırılan bir yerde oynadıkları akıllı ve göğüs göğüse muharebe anlayışındaki futbollarıyla Çin'de bile taraftarları olmasına artık şaşırmıyorum.

Dünya'nın tüm ezilmiş ülkelerinin takımı olan Galatasaray, kendi yarı sahasına kapanan ama muhteşem sortiler yapan bir futbol felsefesiyle Barcelona'yı sadece yenmedi, zaman zaman da çıldırttı. Sadece ilk yarıda okkalı bir hakem olsaydı Cocu kırmızı kartla oyundan atılır, Barcelona darmadağın olurdu.

İkinci yarı tam Arif'in boş alanlara top kaçıracağı ve Sergen'in dengesi bozulmuş orta alana bir tel cambazı gibi ağırlığını koyacağı bir maç olmuştu.

Devre arasında hep "Sergen oyuna girse de Rivaldo görse Japonya'da yıldız kimmiş?" sorusuyla ve Sarı-kırmızılı kaşkolumla Dünya'nın en lezzetli kahvesini içtim.

İkinci yarıda benim beklediğim Sergen 85'i kulübede beklediği için beklediğim olmadı. Alman hakem Merk'in sektörün devlerinden Barcelona'yı korumak kaygısıyla Galatasaray'ı 10 kişi bıraktığı gibi bütün yorumlarını İspanyollar lehine kullanması bana her pozisyonda Şenes Erzik'i hatırlattı.

Takımın tükendiğini görmeyen Lucescu ise oyuna birilerini monte etmesi gerektiğini hatırlamayınca büyük zaferi küçük bir avantajla kapatmak durumunda kaldık.


6 Aralık 2001
Perşembe
 
MICHAEL LOKART


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED