Osman Sönmez

Rusya'da kayıp insan sayısı bir hayli fazla. Hemen her gün onlarca insanın kayıp olduğuna dair ilanlar gazete sayfalarında yerini almakta. Gözü yaşlı anne ve babaların yanısıra, eşini kaybeden binlerce kadının olduğu da bir gerçek.

Resmi rakamlara göre 100 bine yakın insanın evinden çıktıktan sonra dönmediği ve kendilerinden haber alınamadığı yönünde. Rusya İçişleri Bakanlığı'nın yanısıra KGB'nin devamı olan FSB'nin de bu konuda akim kaldığı gelen bilgiler arasında.

Çalışmaya gidiyorum diyerek evinden çıkan ve bir daha kendisinden haber alınamayan bu insanlar nerede? Rusya İçişleri Bakanlığı İstihbarat Dairesi'ne göre bir kısmı işçi mafyasının elinde, bir kısmı da kendi isteği doğrultusunda ailelerinden gizlenmekte.

İşçi mafyasına karşı tedbir almalarına rağmen, başarı sağlayamadıklarını itiraf eden İçişleri yetkilileri, arama çalişmalarını basından yardım alarak sürdürüyor. İçişleri Bakanlığı'nın desteğiyle yürütülen kampanyalara halkın yanısıra, televizyon gibi basın aracının katılması ise aileler için bir ümit oldu.

İşte bu doğrultuda bir televizyon kanalı ''Gde tı'' yani 'Neredesin' adlı bir program başlattı. Bir anda Rusya'nın gündemine oturan bu programa yüzlerce insan başvuruyor. Kimileri, kaybolan yakınlarını ararken, kimileri de kaçırılan insanların nerede olduğuna dair bilgiler veriyor.

Sinan Çetin gibi şu ana kadar yüzlerce insanın kavuşmasına sebep olan bu televizyon kanalında Rusya'nın bir trajik konusu daha gün yüzüne çıkmış oldu. Olayın genel durumuna bakıldığında, mafya tarafından kaçırılarak köle gibi satılan bu insanların bir çoğunun Ukraynalı ve Moldovyalı olduğu ve hemen peşinden ise Tacikler'in geldiği ise bir gerçek.

Peki bu insanlar nasıl mafyanın eline düşüyor? Bu soruya cevap ise on yıl önce kaçırılan ve 'Gde tı' programı tarafından bulunarak ailesine teslim edilen Sergei İvanov oluyor. Olayın trajik yönünü anlatan Sergei, bir köleden farksız olduklarını hatırlatıyor ve 21'inci asırda bu gibi uygulamaların Rusya'da olmasının manidar olduğuna dikkatleri çekiyor.

Sergei'nin verdiği bilgilere göre, kaçırılarak köle gibi satılmayla ilgili bu uygulama 1991 yılından beri devam edegelmekte. Çalıştırılmak üzere işçi pazarlarından insanları toplayan köle tacirleri, diğer adıyla mafyanın Moskova dışında kampları var. Bu insanlar önce kamplara getiriliyor. Orada bir süre tutulduktan sonra değişik bölgelere götürülüyor. Tabiî ki bu arada gayri insanı muamelelere maruz kalan köleler sindiriliyor, kaçmaya kalkanlar ise her- kesin gözü önünde öldürülüyor.

Grup grup çalıştırılan bu günümüz köleleri, en ağır işlerde istihdam ediliyor. Toplu olarak yalnızca karın tokluğuna çalışan bu insanlara insanlık dışı muamele edilerek, insan oldukları unuturuluyor. Her biri bir iş makinası gibi oluyor. Dayanamıyanlar ise intihar dahil kendilerine zararlar veriyorlar. İşte Sergei'nin gözler önüne serdiği trajik olay bundan ibaret.

Diğer taraftan ise, kayıpların arasında Türkler de var. Bulunamayan Türk vatandaşları hakkındaki bilgiler elçilik kayıtlarında mevcut. Notalara rağmen Rusya İçişleri şu ana kadar bir bilgi dahi veremedi. Dileriz bu insanlar köle tacirlerinin eline düşmemiş olsun...