AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
'Etnik Kürt milliyetçiliği- Kızıl Elma koalisyonu' mu?

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Kürt meselesi konusunda verdiği mesajlar, belli çevreler tarafından Başbakana karşı bir "husumet" ve "saldırı" furyasına dönüştürülürken, "etnik Kürt milliyetçileri" tarafından da adeta vurdumduymazlıkla karşılanıyor. Hatta, vurdumduymazlıktan öte bu çevreler sorunu daha da alevlendiren ve yer yer de kanatan bir yaklaşım sergiliyorlar.

Bu çerçevede, özellikle Leyla Zana ve arkadaşlarının Başbakan Erdoğan'ın "toplumsal barış" adına yeni bir yol açma çabalarını çelmeleyen tavırlarını dikkatle izlemek gerekiyor. Mesela, Leyla Zana'nın Demokratik Toplum Hareketi'ne katıldıklarını duyurmak için DEHAP tarafından yapılan açıklamadaki şu sözler 'etnik Kürt milliyetçiliği'nin "barış"ın önünde nasıl bir engel oluşturduğunu gözler önüne seriyor:

"DEHAP, özellikle Kürt sorununun çözümü, barış ve demokrasinin tesisi, sorunun gündemleşmesi ve tarafların adlandırılması hususunda örgütlülüğü ve gücü oranında elinden geleni yapmış, sistemin kendi Kürt'ünü yaratma gayretlerini açılımlarıyla boşa çıkarmış, Kürtler arası birliğin oluşturulmasında, yok sayılarak görmezden gelinen ciddi bir tecritle iç içe yaşatılan sayın Abdullah Öcalan'ın sorunun çözümünde muhatap olma bakış açısının kabulünde rolünü oynamaya çalışmıştır."

Çünkü bu duruş, bir "PKK itirafnamesi"dir, 'aydınlar inisiyatifi'ni bir bakıma sabote eden bir yaklaşımdır. Hatta, Leyla Zana ve arkadaşlarına 'terör örgütü' ile aralarına 'mesafe koyma' telkininde bulunan Avrupa Birliği çevrelerine bir 'meydan okuma'dır.

Mesela Orhan Doğan, geçen hafta Radikal'deki söyleşisinde diyor ki:

"Kürt halkının büyük bir çoğunluğunun Öcalan'a sempatisi var.

PKK'nin Türkiye'ye açılma ve Karadeniz'e yayılma projesi var. Silahlı mücadele propagandasıyla Kürt sorununu Türkiye'ye anlatmaya çalışıyor.

Zamanı geldiğinde Öcalan'ın serbest bırakılacağı biliniyor. Zamanı geldiğinde muhtemel serbest kalacak."

Şimdi bu sözleri nasıl değerlendireceğiz? Bu, Leyla Zana ve arkadaşlarının Demokratik Toplum Hareketi'ni doğrudan 'terör örgütü' ile irtibatlandıran bir yaklaşım değil mi? İşte bütün bunların toplamı, gerek 'aydınlar inisiyatifi'nin girişimlerini, gerekse Başbakan Erdoğan'ın 'barış mesajları'nı açıkça sabote eden bir davranıştır. Kim ne derse desin, bunun anlamı sesini yükselmeye başlayan sivil inisiyatifi boğmaktır.

Bu aynı zamanda, terörün artması üzerinden "rant" hesapları yapan antidemokratik çevrelerle, "Kızıl Elma koalisyonu" ile tersinden "ittifak" anlamına gelmektedir. Leyla Zana ve arkadaşlarının 'terör örgütü' ile aralarına 'mesafe koyamaması', antidemokratik çevreler için bulunmaz bir fırsattır.

Kısacası, "etnik Kürt milliyetçiliği- Kızıl Elma koalisyonu", sivil alanın yeniden daraltılması, özgürlüklerin kısılması için antidemokratik çevrelere altın tepside yeni fırsatlar sunmaktadır.


19 Ağustos 2005
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED