AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Amerika'nın KKTC planı ne? Tanıma mı, garnizon ülke mi?

Doğu Akdeniz Kıbrıs Rum Kesimi'nin üyeliği ile Avrupa Birliği'nin çıkarlarına ayarlı hale getirildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Rumlarla birleşerek AB içinde yer alması Avrupa'yı bu bölgede ayrıcalıklı dha da hale getirecek. Doğu Akdeniz'deki nüfuz mücadelesinin hem Kıbrıs meselesi üzerinde, hem Suriye ve Lübnan konusunda tahminlerden çok ötesinde etkileri var.

Bazılarının bunu anlaması mümkün görünmüyor ama 21. yüzyıla dönük hesapların çarpıştığı en önemli alanlardan biri Doğu Akdeniz. Çok yakında Doğu Karadeniz de benzer bir rol üslenecek. KKTC'nin kaderi de, dünyanın sayılı enerji kavşaklarından biri haline gelen bölgedeki güç mücadelesi ışığında belirleniyor. Bunu ABD'nin Kıbrıs politikalarını izleyerek ölçebiliriz. Ya da Kıbrıs'a yönelik ABD ile AB politikaları arasındaki restleşmeyi. Görünürde iki taraf da aynı şeyleri istiyor gibi. Oysa gerçekten birbirleriyle çarpışıyorlar. Kıbrıs'ta olduğu gibi.

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın Washington'a davet edilmesi çok önemli. Bundan önce KKTC'ye ekonomik destek, yatırım kanalarının açılması ve havayolu iletişimi gibi kolaylıklar tanıyan ABD, Kuzey'le Güney arasındaki ayrışmayı derinleştiriyor. Talat Washington'da Condoleezza Rice'la görüşecek. Tabiî bu arada Kuzey'in limanlarının ulaşıma ve ticarete açılmasını da. "Zımnen tanınma" yönünde önemli bir adım bütün bunlar.

Talat geçen yıl mayıs ayında da "Başbakan" sıfatıyla ABD'ye gitti. Hatta Dışişleri Sözcüsü Richard Boucher, "Başbakan Talat" ifadesini bilinçli kullandıklarını açıklayıp Rumlar'ı epey kızdırdı.

ABD, KKTC için üç maddelik bir plan belirledi: Ekonomik yardım, doğrudan uçuş ve diplomatik diyaloğun canlandırılması. Bu çerçevede Lefkoşa Büyükelçisi'nin Talat'la düzenli görüşmesi kararlaştırıldı.

Peki Amerika bunları neden yapıyor? Rumları kızdırma, AB'yi rahatsız etme pahasına Kuzey Kıbrıs'a neden bu kadar önem veriyor? Gelişmeler bugün işimize yarıyor. Türkiye kamuoyunun ezici çoğunluğu KKTC'nin Rumlar'la birleşmesine taraf değil, bağımsız bir devlet olarak tanınmasını istiyor. ABD politikaları da birleşmeyi geciktirici, KKTC'yi tanımaya yönelik bir süreç gibi. Talat'a yönelik resmi davet ve ağırlama yöntemi de KKTC'nin ABD tarafından zımnen tanındığı anlamına geliyor.

Washington'ın Avrupa'daki Kuvvet Komutanlığı'na bağlı stratejik planlama dairesi, Akdeniz'in Avrupa Birliği kontrolüne geçtiğini, bu bölgede Washington'ın siyasi ve stratejik varlığını güçlendirme bakımından da Kıbrıs'ın önemli olduğunu düşünüyor.

"Birleşik Kıbrıs"ın AB'nin en büyük diş politika projesinin olan Doğu Akdeniz'de varolma, dolayısıyla Ortadoğu'da varolma stratejisi için hayati önemi var. Kuzey Afrika'dan Suveyş'e, Cibuti'den Hazar'a kadar bütün bölgeye yayılan ABD için de, yeni Ortadoğu projesinin merkezinde yine Kıbrıs var.

Kıbrıs'ı Ortadoğu, Kafkasya ve Afrika'daki enerji havzalarına olan yakınlığı, Bakü-Ceyhan gibi enerji koridorlarının güvenliği açısından taşıdığı önem ve Ortadoğu'ya dönük konumu nedeniyle, stratejik önemde gören Washington, KKTC üzerinden Akdeniz'de jeopolitik konumunu güçlendirmeye çalışıyor. KKTC'de askeri üs istiyor, bölgeye asker yerleştirmek istiyor. Şimdilik bunlar gizli ama yakında açığa çıkar nasılsa. KKTC'ye yönelik yoğun ilginin sebebi yakında öğrenilir. Nerede askeri üs açılacağı, hangi üsse kaç asker yerleştirileceği, buranın Ortadoğu operasyonları için nasıl kullanılacağı da… Güzelyurt ve Geçitkale'ye kaç ABD askeri yerleşeceği gibi…

Kıbrıs'ın en yüksek tepesi olan Toroodos dağında 50 yıldan bu yana, Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkaslar'ı izleyen, elektronik ve radyo sinyallerini tarayan, askeri, ticari ve diplomatik iletişime müdahale eden bir Amerikan üssü var. Lefkoşa'da ABD Büyükelçiliği'ne yakın bir başka üs, Arap dünyasını izleyip ABD'ye aktarıyor. ABD şimdi bu merkezleri Ortadoğu'daki en büyük askeri üslerden birine dönüştürmek istiyor. Kıbrıs'ı Echelon sistemiyle birleştirmeyi, ona erken uyarı istasyonları ile Batı savunma sistemi içinde kritik bir rol yüklemeyi planlıyor.

ABD için Kıbrıs, Basra Körfezi ve Kuzey Afrika kadar önemli. Ortadoğu için bir deniz feneri ve uluslararası diplomasinin test alanı. ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'den başlıyor. İsrail'in yanı başında olması, Suveyş Kanalı'na 200 kilometre yakın olması, Türk limanlarını bloke etme özelliği nedeniyle vazgeçilemez bir yer. Kıbrıs Akdeniz merkezli en büyük dinleme üssü olacak, üslere binlerce ABD askeri yerleştirilecek.

Kıbrıs'ın ABD ve İngiltere'nin çıkarları için bir "manda ülkesi" haline getirileceği, doğuya ve güneye yönelen yeni NATO için kuzeydeki Geçitkale Havaalanı'nda NATO üssü kurulacağı ifade ediliyor. Ada'nın bölünmesi ABD planları için elverişli bir ortam hazırlayacak. ABD, KKTC'nin tanınmasına yol açmasa da fiilen tanınmış gibi ayakta kalmasını sağlayacak. Tıpkı Tayvan gibi... Kuzey ekonomik açıdan desteklenecek, bir turizm ve ileri teknoloji merkezi yapılacak. Ancak aynı zamanda bir "garnizon ülke"ye de dönüştürülecek.

Talat'ın ziyaretiyle KKTC tanınmış gibi gösterilip ABD'nin Akdeniz'deki Tayvan'ı yapılacak. Zenginlik, teknoloji, turizm, askeri üsler, ABD deniz piyadeleri, dünyayı dinleyen Echelon sistemi… İşte size yeni KKTC…


19 Ekim 2005
Çarşamba
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED