Yıllar sonra çıkardığı albüme Adem Turan'ın 'Artık Kuşlarını Uçur' adlı şiirinin adını veren Selçuk Küpçük, albümde farklı müzikleri bir araya getiriyor. İmam Alim Sultan'a ağıt adarken Yağmur'u rock-ilahi formunda söylüyor.

Kendine has tarzı ile müzik dünyasında özgün bir yere sahip olan Selçuk Küpçük, uzun süren suskunluğundan sonra yeni bestelerinden oluşan Artık Kuşlarını Uçur isimli albümünü yayınladı. Albüme adını veren şarkı Adem Turan'ın aynı adlı şiiri. 1990'ların ortalarında başladığı müzikal yolculuğunun aynı çizgide sürdüren Küpçük, Çınar Müzik etiketiyle yayınlanan üçüncü albümünde de popüler kaygılardan uzak, müziğe sadece estetik normlar açısından yaklaşan nitelikli dinleyicileri hedef alıyor. Şarkı sözlerini modern Türk şiirinin örneklerinden seçen, İlhami Atmaca, Mustafa Özçelik, Alaeddin Özdenören, Cahit Zarifoğlu gibi isimlerin şiirlerini besteleyen ve kendisi de bir şair olan Küpçük son albümde de bu geleneği bozmamış. Küpçük, bu albümde Adem Turan, Osman Sarı, Özcan Ünlü, Nurullah Genç, Abdurrahim Karakoç başta olmak üzere yine günümüz şairlerinin dizelerini müzikal bir forma dönüştürüyor.

İmam Alim Sultan'a ithaf

Artık Kuşlarını Uçur, enstrüman zenginliği bakımından da oldukça doyurucu bir çalışma. Tulum, bağlama, tar, tambur, yaylı tambur, ney gibi yerli enstrümanların yanında saksafon, obua, klarnet ve grup kemanlar müzikal bir çeşitlilik sunuyor. Daha önceki albümlerinde yer alan duygusal söylemin ve yorumun bu albümde yoğunlaştığını görüyoruz. Özellikle albüme ismini veren Artık Kuşlarını Uçur ve Martılar, Fotoğraf, Susuşlar gibi eserlerde birey merkezli bir müzikal anlatım var. Mistik hava ise Nurullah Genç'in şiirinden bestelenen Yağmur ise rock-ilahi formuyla dikkat çekiyor. Küpçük aynı zamanda ağıt özelliği taşıyan ve sözleri anonim olan bir parça da yapmış. Çeçenistan'ın unutulmaz sanatçısı İmam Alim Sultan'a ithaf edilen parçanın albümde özel bir yeri var.

Artık Kuşlarını Uçur uzun bir aradan sonra çıktı. Neden bu kadar ara verdiniz? Yedi yıl sonra çıkan bu yeni albümün sizin müziğiniz içindeki yeri neresi?

Aslında ben kendi içsel serüvenimde bir ara vermiş değilim müziğe. Yaptığım müziğin estetik duruşu bağlamında ben dinleyici ile sık sık yüz yüze gelmeyi pek tercih etmiyorum. 7 yıl içerisinde yeni bestelerim birikti. Hem müziğe, hem de hayata ilişkin öngörülerim değişti ve gelişti. Yeni albüm hem beste kalitesi hem de aranje anlayışı bakımından en sıkı çalışmam oldu.

Albümde şiir besteleri de ağıt da Ruhsati, Erzurumlu Emrah deyişleri de var. Değişik formları bir arada sunuyorsunuz. Bu farklı türler arasındaki geçişkenliği nasıl sağlıyorsunuz?

Ben evvela yerliliği önemserim ama dünya müziğinin nereye geldiğini, nereye gittiğini de takip ederim. Nitelikli olan yerli yabancı bütün ürünleri dinlemeye çalışıyorum. Nev Age'in önemli ustalarını takip ederim. Bir süre İran müziği dinledim. Orada da çok müthiş şeyler var. Türküler benim asıl yatağım olmakla beraber yeni kent ozanlığı kavramının ve beste türkülerin de artık dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Nasıl günlük hayatta her şey iç içe geçmiş ise artık müzik için de kısmen aynı şeyler iddia edilebilir. Türler arasındaki geçişkenlik tıpkı toplumsal yüzeydeki gibi.

Yedi yıllık suskunluğun birikimi tek bir albümle mi kalacak?

Biz bu albümle sadece form ve içerik olarak bir seçki ortaya çıkarmak amacıyla 10 eser seçtik. Seçkinin geri kalanı duruyor. İmkân olursa bu albüme giremeyen yeni eserleri de bir müddet sonra ortaya çıkarmak düşüncesindeyiz. Tabiî ki dergilerdeki yazı ve şiirlerim sürecek bu arada. Müzik yazıları birikince onları da kitaplaştıracağım.

KÜLTÜR SERVİSİ

"Senin için görülen
bir düş de ben olsaydım
yağmur
Sana sırılsıklam
bir bakış da ben olsaydım
yağmur"
Yağmur / Nurullah Genç

« Geri Dön